Serdar Arseven

Serdar Arseven

Garanti iş, garanti maaş, garanti tatil!..

Garanti iş, garanti maaş, garanti tatil!..

Genellikle vatandaşın sorun-beklenti alanlarına hitap eden yazılar kaleme alıyoruz.

Bu tür yazılar, meslek veya mesleksizlik gruplarının mensupları ile birebir iletişimimizi de güçlendiriyor.
Bir tespit;

Esnaflar, yani “risk” alarak iş kuranlar çok daha çalışkan, çok daha aktif, verimli.
Kamuya kapak atmışların ekseriyeti pasif, risk almaktan kaçınır, “tatile”, “izne”, “rapora” endeksli.
Atama bekleyenler “çoğu memur” gibi “rahat iş” ve “garanti iş” derdinde.

Öğrencilerin büyük bölümü de böyle “garanti iş”, “garanti tatil” hedefini koymuş, “devlete kapak atmak” en büyük temenni.
*
Yaş gruplarına gelince; 40’lı, 50’li yaşlardakiler genellikle çalışkan, hele 60-70 arası bambaşka, hem çalışkan hem idealist.
Gençler ise “ahı gitmiş vahı kalmış” durumda.

Eğitim sisteminden midir nedendir; hangi gençle konuşsan hedefsiz, “kamuya ayarlı”…
“Bir küçük imkan olsun, ben onu geliştirip muazzam bir imkan haline getiririm” diye düşünen yok gibi.
Kolaycı.
Şöyle yaprak yaprak sözlük karıştırmaktansa, internetteki sözlüğe girip “mân┠bulma, ödevleri “internete yaptırma” kolaylıkları çocukları tembelliğe itmiş.
Ençok “zaten” kelimesini kullanıyorlar.
“Zaten” orda var.
“Zaten” öyle olur “zaten” böyle olur.
Her durumda “en kolay yolu” arıyorlar, “kolaycılık” bir tarz olmuş, en az zahmetle en bol kazanç.
Olmadı, az zahmetle az kazanç.
*
Mesela…
Hukuk fakültesi öğrencileri görüyorum büyük şehirlerde…
Soruyorum:
“Derslerden arta kalan vakitlerde, bir avukat yanında çalışmayı düşündünüz mü hiç?”
Genellikle; “Hayır” cevabı geliyor.
Kimi “ders çok”, kimi “Hukuk fakültesini dört yılda bitirmem lazım!” diyor.
Karşı çıkıyorum:
“Hukuk fakültesini beş yılda bitirsen de olur. Yeter ki lisans eğitimini bitirdiğinde bir miktar tecrübe edinmiş ol. İş bilmeyen diplomalının anlamı yok!..”
Bahane üretiyorlar; “Nereden avukat bulacaz” filan.
Okurken çalışmayı düşünen az sayıda hukuk öğrencisi var; onlar arıyorlar ve mutlaka buluyorlar.
Arayan buluyor!..
*
Bakın kamu denizi tükeniyor; üniversite sayısı arttı, sınav kazananların sayısı her geçen yıl artıyor, mezunların sayısı da öyle, sürekli olarak tırmanıyor.
Kamu herkesi almaz.
“Mesleği olan” ise hele çalışkansa, girişimciyse, Allah’ın izniyle işsiz kalmaz.
Böyle deyince kızıyorlar;
“Filancanın torpili var o kamuya kapak attı ama… Garanti iş, garanti maaş, garanti tatil bizim de hakkımız değil mi?..”
Elbette kamu hizmetlerinin yürümesi için kamu çalışanlarına ihtiyaç var.
Ancak, herkes de kamuya yerleşecek değil.
Kamu herkesi alacak kadar geniş değil.
“Garanti iş”, “Garanti maaş” arayışı yanlış; kafesteki muhabbet kuşu olmanın özenilecek tarafı yok.
*
İmkanı olanlar, sektörlerinde aranan isim olmak için çaba göstersinler.
Ticaret “övülmüş” bir faaliyet alanı…
Birçok ev hanımı “mikrokredi”lerle çok güzel işler kurdu.
Piyasada, “kalifiye eleman ihtiyacı” had safhada.
İş sahipleri, “kalifiye” elemanı kapmak için yarış halinde, geçerli bir mesleği olan işsiz kalmıyor.
“Çalışmaya” niyeti olan Allah’ın izniyle iyi yerlere geliyor.
*
Bunları yazdım diye birileri kızacaktır, varsın kızsın.
Ben “Çalışan kazanır” diyorum.
“Helâlinden kazanır” Allah’ın izniyle!..
*
Maalesef…
Okulları hem cumartesi hem pazar tatil olan…
Yılın ancak üçte birinde “eğitim” yapılan bir ülkede; “garanti iş”, “garanti maaş” ve “bol tatil” hedefi rağbet görüyor.
Çalışkanlar da genellikle “yaşlılar” arasından çıkıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi