Mehmet Talu

Mehmet Talu

Muharrem ayı ve Aşure günü 2

Muharrem ayı ve Aşure günü 2

Aşure günü

Aşûre, on mânâsına gelen "aşr" kelimesinden alınmıştır. Hicrî senenin birinci ayı olan Muharrem ayının onuncu gününe: Aşûre günü denilmiştir. Muharrem ayının onuna rastlayan aşûre gününün fazileti de o günde cereyan edegelmiş olaylardan kaynaklanmaktadır ki, Cenâb-ı Hak, bu mübarek günde on peygamberine on büyük ihsanda bulunmuştur. Şöyle ki:

1- Hz. Adem (A.S.)ın tevbesi bu gün kabul edilmiştir.

2- Hz. Nûh (A.S.)ın gemisi bu günde, Cudî dağının üzerine, karaya oturmuştur.

3- Hz. İbrahim (A.S.) bu günde dünyaya gelmiştir.

4- Hz. Yakub (A.S.)ın gözleri aşûre günü tekrar görmeye başladı.

5- Hz. Yunus (A.S.) balığın karnından bugün kurtulmuştur.

6- Hz. Yusuf (A.S.) kuyudan aşûre günü çıkarılmıştır.

7- Cenab-ı Hak, Musa (A.S.)a aşûre gününde mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ve askerlerini sulara boğmuştur.

8- Hz. Davud (A.S.)ın tevbesi bu gün kabul buyrulmuştur.

9- Hz. İsa (A.S.) aşûre günü doğmuş ve o günde de göklere kaldı-rılmıştır.

10- Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin tasavvur edilebilen gelmiş geçmiş bütün günahları aşûre gününde afv edilmiştir.

Ayrıca, Hz. İdris (A.S.)ın göklere kaldırılışının, Hz. Eyyüb (A.S.)ın hastalıktan kurtuluşunun ve Hz. Süleyman (A.S.)a saltanatının ihsan edilişinin de aşûre gününde vaki olduğu rivayet edilmektedir.

Aşûre günü orucu

Muharrem ayının onuncu günü olan 24 Kasım Cumartesi, Aşûre günüyle beraber ya ondan bir gün evvel ya da ondan bir gün sonra (yani Muharrem'in 9 ve 10 veya 10 ve 11) olmak üzere iki gün oruç tutulur ki sünnettir. Büyük mükafatı vardır. Ebû Katade (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

"Aşûre günü orucunun, önceki yılın günahlarına keffaret olcağını ALLAH Teâlâ'nın rahmetinden umarım." buyurmuşlardır.

Hz. Aişe (R.A.) şöyle demiştir; Cahiliyyet devrinde Kureyş aşûre günü oruç tutardı. Hicretten evvel Resûlullah (S.A.V.) de aşûre orucu tu-tardı. Medine-i Münevvere'ye geldiği zaman da adeti üzere bu orucu tuttu ve sahabelere de bu orucu tutmalarını emretti. İkinci sene Ramazan orucu farz kılınınca aşûre günü orucunu terketti. Artık isteyen bu orucu tuttu, dileyen de onu terketti.

Kureyş'in aşûre günü oruç tutmaları Hz. İbrahim (A.S.) ve Hz. İs-mail (A.S.) gibi eski peygamberlerin şeriatlerinden kendilerine gelen ha-berlerden dolayı olsa gerektir. Kureyş, aşûre gününü o günde Kabe'nin örtüsünü örtmek suretiyle tazim ediyorlardı.

Aşûre günü, ziyafet hazırlamak, aile halkını sevindirmek, sene boyunca bereketlere vesile olur.

Ebû Saidi'l-Hudrî (R.A.)den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

"Aşûre günü, aile efradına yeme-içmesini bol yapan kimseye, Cenâb-ı Hak sene boyunca rızkını genişletip bollaştırır," buyurmuşlardır.

Süfyan-ı Sevri der ki: Biz bunu denedik ve öyle bulduk. Münavi: O günde Hz. Nûh Aleyhisselâm'ın ve yanındakilerin, Tufan'dan kurtulmuş olarak ilk defa karaya indiklerini, selamet ve bereket içinde, ailelerinin geçimliklerini hazırlamakla emr olunduklarını, böylece bu günün geçim vazifelerinde bir genişlik ve bolluk günü olduğunu, bu bolluğa her sene katılmanın bir sünnet kılındığını, selef-i salihinden naklen belirtir. O gün-deki bolluk ve bereketin tecrübeyle sabit olduğunu birçokları söylemiştir. Hz. Cabir (R.A.) bunlardan biridir. İbn-i Uyeyne: "Biz bunu elli veya altmış yıl denedik" diyerek te'yid etmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Talu Arşivi