Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ya kıyamet kopmazsa!

Ya kıyamet kopmazsa!

Kıyamete kaç gün kaldı? 2-3 gün sonra kıyamet kopacakmış.


Kıyamet kopmayınca bakalım ne olacak?

Bana kalırsa bu tartışma bitmeyecek.. Yeni bir tarih atılacak ortaya. Yeni tartışmalar başlayacak..

Mehdi ve Mesih tartışmalarına hız verecekler..

Kıyamet hak! Ona bir diyeceğimiz yok. İnsanlar nasıl ölüyorsa, her canlı ölümü tadıyorsa, dünya da ölecek.. Yoktan varolmadık ve yok da olmayacağız. Bu işin bir başı, bir de sonu var. Gün gelecek, bu dünyada yaptıklarımızın tek tek hesabını vereceğiz..

O ne zaman kopacak, bilmiyoruz. Ama vakitler sayılı. Her gün kıyamete, ölüme bir adım daha yaklaşıyoruz.

İnsanın kendi kıyameti, kendi ölümüdür.

Her nefes alışverişte biraz ölüyoruz aslında.. Hayat dediğiniz şey, ölüme doğru bir yürüyüştür..

Ölüm, asudane bir bahar ülkesidir bizim için.. Vuslat ve cennet oradadır..

Burası sürgün yeri, gurbetliktir aslında..

Kimse kendi kıyametini düşünmüyor nedense.. O her an bizi bulabilir..

Mehdi ya da Mesih gelse ne olur, gelmese ne olur? Yeni bir vahiy gelmeyeceğine göre.. Hz. Ali geldi ne oldu? Hz. Peygamber geldiğinde bazıları O’nu taşlamadılar mı?

Hz. Nuh’un oğlu gemiye binmedi, Hz. Lut’un karısı peşinden gitmedi. Hz. Yakub’un oğulları, Hz. İbrahim’in torununun çocukları kardeşlerini kuyuya atmadılar mı?

Peki Firavunun sarayında Hz. Musa büyümedi mi, Hz. Harun, Hz. Yuşa nerede büyüdü. Firavunun karısı Hz. Asiye cennete gidecek ama, Hz. Lut’un karısı cennete giremeyecek..

Hz. İsa’yı ya da Mehdi’yi beklemeye gerek var mı? Doğru sözlü, peygamber varisi hikmet sahibi alimlerin sözünü dinleyin.. Sizi Allah’a, resulüne, kitaba çağıranların sözünü dinleyin. Yine cennete gidersiniz.

Hz. İsa ya da Mehdi gelince ne olacak!..

Yeryüzünde yaşayan insanların üçte ikisinin ölümüne sebeb olacak bir savaştan söz ediliyor.. Yecüc Mecüc, Deccal fitnesinden söz ediliyor.

Ne istediğinizin, neyi beklediğinizin farkında mısınız..

Ne Tanrıyı kıyamete ne de iktidara zorlayanlardan olalım..

Biz yaşadığımız zamana ve mekana şahidlik edelim ve ilahi rızayı kazanmaya çalışalım..

Ne zaman, nerede, hangi anne-babadan doğacağımıza, cinsiyetimize ve derimizin rengine biz karar vermedik.. Her zaman ve her yerde cennete gidecek bir kapı her zaman vardır. Her zaman ve her yerde cehenneme açılan bir kapı da vardır..

Hz. Ebubekir’in oğlu olup, Hz. Ömer’i öldürmeye gelenler arasında olmak da var.. En fazla sahabe mezarının olduğu beldelerden biri de Diyarbekir.. Neden biliyor musunuz. Kerbela’da sahabe ve tabiundan insanlar birbirini boğazlarken, canını kurtarmak için Rum diyarına gelen sahabeler burada vefat ettiler de ondan..

Asrı saadette yaşayan herkes hemen cennete girdirilivermeyecek!

Onun için hayali beklentiler içine girmeyin.

Mehdi beklentisi içindekiler, Şia’dan bir Mehdi çıkar da “Hak İslam Şiadır, Selefilik ve Sünnilik batıl bir sapmadır” derse peşinden gidecek misiniz? Onların beklediği Mehdi 12. İmam, Hasanel Askeri’nin kayıp oğlu değil mi?

Peki Sünnilerin Mehdisi “Şia batıldır, fırka-i naciye İmamı Rabbani’nin, Nakşibendi hazretlerinin yolundan gidenlerin yoludur” derse Selefiler ve Şialar bu Mehdi’nin peşinden gidecek mi sanıyorsunuz?

Peki ABD de sahte peygamber gibi, sahte bir Mesih, sahte bir Mehdi piyasaya sürerse, Müslümanlar da Kalkancı’nın peşinden gider gibi bunların peşine takılırsa, siz hangi kesimde yer alacağınızı nasıl bileceksiniz? Bir Şii-Sünni savaşı, yeni bir Kerbela’daki fitneye dönüşürse ne olacak?

Bana sorarsanız, her zalim, her müfsit kişi, topluluk ve hareket benim için Deccal’dir.

Beni Allah’a, Resulüne, kitaba çağıran her kişi, benim için Mehdiyet misyonunu yerine getirir. Mesih Hz. İsa’dır, gelmiş ve dönmüştür. Tekrar gelecek mi, bilmiyorum.. Beklemiyorum. Gelirse başım gözüm üzre. Gelsin, o zaman bakarım.

Beni hakka ve hayra çağıracak kişinin anasının-babasının adı, şekli-şemaili beni ilgilendirmiyor. Adının Mehdi olması da gerekmiyor. Ben onun sözünü dinlerim. Adı-sanı, her şey anlatılanlara uysa da bana masiyet, şirk ve fitne olan şeyler söylüyorsa, sözünü dinlemeyeceğim..

Bu olaylar toplumun bilincini ve şuuraltını tahriş ediyor. Bazı insanlar daha dindar hale gelecek. Bu tartışmalar, bazılarını dinden soğutacak. Bazılarının psikolojisini altüst edecek..

Bu tartışma, sadece 3 din mensublarını değil, antik inançları da ilgilendiren evrensel bir tartışma. Derinden, gizli bir etki gücüne sahip.. Tanrıyı kıyamete zorlayanlar ve tanrıyı iktidara zorlayanlar, el birliği ile mayınlı tarlada top oynuyorlar.. Bu işten en çok da kahinler kârlı çıkıyor..

Sakin olun, kendinizi kaptırmayın, sabırlı olun. İstişare edin, bilmediğiniz şeyin peşine düşmeyin. Dini konularda tartışmayın. İttifak ettiğiniz konularda birlikte hareket edin, ihtilaf ettiğiniz konularda birbirinizi mazur görün..

Kıyametin alemetleri tek tek çıkacak. Sabırlı olun, dua edin, tevbe edin.

Daha Dabbetül arz çıkmadı. Yecüc Mecüc çıkmadı, Sekine bulunmadı..

Birbirinizi tekfir etmeyin, gönül kırmayın.. Muhkemleri bırakıp muteşabihlerin peşine takılarak, zanni ve ihtilaflı konularda kesin iddialarda bulunmak gibi bir yanlışa düşmeyelim inşallah.

Hayat devam ediyor ve yapacak daha çoook işimiz var.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
22 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi