Amaç üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Maraş Katliamı’nda ölenleri anmak mı, yoksa aba altından devlete PKK sopası sallamak mı? Acıları sermaye ederek, PKK modeli sokak eylemleriyle ortalığı yakıp yıkmak mı? Taşla sopayla oraya buraya saldırarak, Maraş’ın huzurunu kaçırmak mı? Bilerek veya bilmeyerek PKK’nın maşası olmak mı?


Bakın Hüseyin Aygün, Maraş Valisi’nin sözde “Maraş Katliamı’nı anma” törenini yasakladığı resmi belgeyi sosyal medya adresi üzerinden paylaşarak, Alevi vatandaşları kışkırtıyor, dağdaki iyi arkadaşlarına hedef gösteriyor! Demek ki vali gerekçesinde haklı! Anma törenini provoke edecek PKK’lılar, eyleme çoktan hazırlar!

Geçen yılki anma töreninde, Alevi vatandaşların polislere saldıran bir kısım provokatörü nasıl engellemeye çalıştığının videoları internette var! Alevi vatandaşların bir kısmı, bir yandan polislere tekmeler savuran gençleri engellemeye çalışıyor, diğer yandan, kalabalığın üstüne coplarla yürüyen kızgın polisleri sakinleştirmeye çalışıyor. Ortada, çıplak gözle görülebilecek kadar açık bir provokasyon var!

Samimi Alevilerin bu tür sokak eylemlerine papuç bırakmayacaklarını bilsek de, Ortadoğu’daki bu bıçak sırtı süreçte, PKK’ya çatışma zemini yaratmamak en iyisi... Çünkü bölgede çıkacak olası bir sokak çatışması, Alevi-Sünni, tüm vatandaşların zarar görmesine neden olacaktır.

Öfke...

Alevi katliamları, Cumhuriyet tarihinin alnında kara bir lekedir! Dersim, Maraş... Bu katliamları yapanlar, suçlanıp yargılanacakları yerde, göklere çıkartılmıştır. Şimdi kızmaya hakları yok mu? Elbette var! Kim çoluk çocuk demeden bir kitleyi katleden katillerin onore edilmesini sükûnetle karşılar?

Bu yaraların sarılması adına kim ne yaptı ki bu güne kadar? Örneğin G.Doğu’daki zorunlu göç olayında mağdur olanların zararları büyük oranda tazmin edildi. Alevilerin derin acıları yok edilemez belki, ama en azından cem evlerine Diyanet İşleri’nden katkı sağlanarak gönülleri alınabilirdi.

Maraş Katliamı’nın yaraları, yasaklarla sarılamaz. Ancak kanatılır. PKK tehdidi ve sivillerin zarar görmesi endişesi olmasaydı, yasaklanacağını sanmıyorum. Ama ne yazık ki bölge risk alınamayacak kadar sıcak! Bu yüzden en doğrusu meseleye aklıselimle bakmak!

Çünkü sınır ötesinde kan gövdeyi götürürken, sınırda kibrit çakmak, savaşı bölgeye sıçratmak olur. Belaya atlamak... Düşünün bir... Bu öfkeyi, bizi Ortadoğu’daki savaşa sokmak için kullanmaya hevesli ne çok ülke var!

İsrail & ABD’nin Ortadoğu’da çıkartacağı yeni çatışma, mezhep kökenli olacak! Talabani zaten hastaydı, lakin İsrail’deki seçimler öncesinde aniden beyin kanaması geçirmesi tesadüf olabilir mi? Ya tedavi için Almanya’ya götürülmesi? Hadi biraz daha kopya vereyim, yerine geçecek olan kim?