Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sus pus, namussuz!..

Sus pus, namussuz!..

Hani, birilerinin orasına burasına dinleme aleti koymuşlardı da...
Bize servis yapmışlardı...
Ne oldu?..
Aleti kim koydu!..
Soruşturmayı farklı kanallardan yürüten iki savcının da, Telekom ve Turkcell belgelerine dayalı Bilirkişi raporları doğrultusunda; “önder Sav yanlış tuşa basınca (suçüstü) yakalanmış!” hükmüne varmalarından sonra... Hiç olmazsa bu aşamadan sonra...
Bir özür dilemeniz gerekmiyor mu?..
Şu rezalete bakın siz; CHP’nin Genel Sekreteri ile bir vali, parti merkezinde oturmuş, Başbakan’a ve Bakanlara saldırıyor!..
Hadi, önder Sav mazurdur!.. Vali’ye ne oluyor?..
Bir vali, ülkenin Başbakan’ına... Direkt olarak bağlı bulunduğu İçişleri Bakanı’na... çevre ve Orman Bakanı’na... Eski İçişleri Bakanı’na... çatır çatır giydirecek... Ağzına geleni söylemekle kalmayacak... CHP’nin ülkeyi “bu adamlardan” kurtarması için ne gibi ortak çalışmalar yürütülebileceği konusunda, o makamda bulunmasının sağladığı bilgiler ışığında taktikler verecek!.. Bu yolda birlikte çalışabileceklerini söyleyecek!..
Ve... Bizler... Biz medya mensupları bu rezalete değil de; “Bunların konuşulduğunu nasıl duydun?” mevzuuna takılacağız!..
Ben ve Aslan... İkide bir adliyeye gidip “bilgi” verirken savcılarımıza...
Saygısız Vali, o makamda öyle oturacak!..
¥
Efendim; dağıtmış gidiyorum... Vali’yi makam keyfiyle başbaşa bırakıp... Bu tarafa gelmek gerekirse...
Beni en çok bazı meslektaşlarımın tavırları ilgilendiriyor...
Ne salaklar var bizim medyada, Ne salaklar Allah’ım!..
Bunlardan biri almış kalemi eline, “Hükümet, önder Sav’ı hangi güvenlik biriminin dinletip Vakit’e servis yaptığını açıklasın!” diyor... Merkez Medya’nın AK Parti’ye yakın ve de seviyeli yazarı... Kusura bakmayın ama, bence hıyarın da hıyarı.... Hükümeti, bu işin sorumlularını bir an evvel açıklamaya davet ediyordu!.. “AK Parti bunu yaparsa durumu lehine çevirebilir” filan diyordu.
“Dönme”nin biri de; mal bulmuş mağribi gibi, bize hücum ediyordu... Döndürüp döndürüp “mabad üstü” oturtmamız üzerine, sözüm ona özür diledi de... özür dilerken bile hakaret etmesi, “dönmeliğin” alâmetiydi!..
Bir dolu zırva... Mesela; Kimi o günlerde diyordu ki; “Efendim, emniyet değil de uluslararası örgütler dinledi, Vakit’e servis yaptı!..”
Yuh, ayı!..
¥
Bir de bizim “muhafazakâr” takımı var!.. Adamcağız arıyor... Hem de “Selamun Aleyküm”le... Selamı alıyorsunuz...
-Ya, Bu Baykal boşa konuşmaz. Biri verdiyse, açıklayın da biz de kurtulalım, diyor...
Hasta mısın oğlum sen!.. Baykal ne zaman dolu konuştu ki?..
Sonra... Bu ne korku?.. Ekmeğinizi bunlar mı veriyor?.. Hâşâ, sümme hâşâ Rezzak’mı oğlum bunlar!.. İşte söylüyoruz;
“önder Sav’ın etrafına bak, anlarsın” diyoruz!..
Bizim muhafazakâr âşık; “çaycı mı kayda aldı yani?” filan diye soruyor!..
Yok deve!..
(Bu telefon konuşmasını dinlemiş olacaklar, zavallı parti çaycısını da çekmişler sorguya!..)
Diyoruz ki; “Aslanım; önder Sav’ın etrafına bak!..”
“önüne bak!..” “Arkasına bak!..” “Elinin altına bak!..”
Yine anlamıyor; Anlamıyor, avanak!...
Bu medyada, aklı olana mevki-köşe vermiyorlar galiba!.
Ya da... Şöyle diyelim;
O partiye veya bu partiye... O holdinge veya bu holdinge... O çeteye veya bu çeteye... Vesaire, vesaireye yaslanan medya organlarında önemli sayılabilecek mevkilerden birini işgal ediyorsanız... Bin türlü dengeye dikkat etmek durumunda kalırsınız!.. Bin türlü dengeye dikkat etmek durumunda kaldığınız bir yerde de, “Siz, siz” olamazsınız!..
“Siz, siz” olamadığınızda da sağlıklı düşünemezsiniz!..
Sağlıklı düşünemediğinizde ise...Böyle zırvalarsınız!..
O günlerde... Arkadaşları ikna etmeye çalıştım... Her arayana; “CHP’nin tuzağına düşmeyin. Adamlar size istediklerini tartıştırmak istiyorlar. Gelin, Sav-Vali görüşmesinin tek parti dönemindeki ‘CHP İl Başkanı eşittir, Devletin Valisi’ uygulamasını hatırlattığı üzerinde duralım” dedim.
Dinletemedim!..
Büyülenmiş haldeydiler!.. Baykal’ın gösterdiği hedefe hiç durmadan ilerlemeye yemin etmiş gibiydiler!..
Sonuçta; o günlerde sürekli olarak “CHP’nin istediğini” tartıştı Türkiye...
Neyse ki; Vakit gibi sağlam bir gazete vardı da işin merkezinde;
O yola girdiğine gireceğine pişman ettirdi, CHP’lileri!..
¥
Hatırlarsanız, O sıcak saatlerde bir basın toplantısı düzenlemiştim...
Orada “dinlemeniz doğru mu, etik mi, gotik mi” sorularıyla sözüm ona sıkıştırmaya çalışan meslektaşlarıma (!) gerekli karşılıkları verdikten sonra.
“Size Vakit’i sorgulatmam!” demiştim!..
“Yayın politikamızı kendimiz belirleriz!.. Ve neyi ne zaman yapacağımıza kendimiz karar veririz!” diye de eklemiştim.
öyle yaptık!..
Günlerce “SAV-Vali” görüşmesinin çirkinliği üzerinde durduk...
“Artık yumruğu indirmek gerektiğine” karar verdiğimiz an ise...
Aşağılarda bir yerlerde gezinen CHP’lilerle, medyadaki uzantılarına “fazla abartmaksızın” vuruverdik!..
¥
Bakıyorum da... O günlerde bize saldıran meslektaşlarımız “tısss” vaziyetlerinde!.. Ne oldu dilinizi mi yuttunuz?..
Hadi; Vakit tarafından “göçertildiğinizi” itiraf etmek gücünüze gidiyor diyelim... Hiç olmazsa, şu CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden sergilediği tavrın “çirkinliğine” dikkat çekmek suretiyle, “tarafsızlık” havalarına giremez misiniz?..
Biliyorsunuz; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın, bir dostu ile hiçbir şekilde “suç” niteliği bulunmayan, “garipsenecek” tarafı da olmayan görüşmesi “banda” alınıyor!..
Ve bu “bandın” dökümü de, Meclis kürsüsünden CHP’nin ağır topu Kılıçdaroğlu tarafından okunuyor!..
CHP Vekili; Meclis TV vasıtasıyla evlerine konuk olduğu vatandaşların gözlerinin içine baka baka... “Görüşmelerin banda alındığını” söylüyor!..
Ortada izinsiz dinleme var!.. Yasa dışı bant kaydı var!..
Açık suç var!..
Ve medya... Ve CHP’li medya... Bu meselenin üzerinde durmuyor!..
önder Sav ile Vali muhabbetinin açık kalan cep telefonu vasıtasıyla tarafımıza intikal etmesi üzerine ortalığı ayağa kaldıranların partisi, bir bakanın arkadaşıyla sıradan muhabbetinin bant kaydını açığa vururken...
Bunların medyadaki uzantıları, sus pus!.,.
Medyadaki uzantıları;
Namussuz!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi