Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

YÜZAKI Dergisi

YÜZAKI Dergisi

Bu hafta kitap yerine “Yüzakı” yazılarıyla dolu bir dergi var.


Aylık çıkan “YÜZAKI” dergisi; iş yerlerinde, evlerde ve insanın yaşadığı her ortamda bulunması ve elden düşmemesi gereken bir muhtevaya sahip.

“Muhteşem bir maziden, ihtişamlı yarınlara” üst başlığı ve “Edebiyat, kültür, sanat, tarih, toplum” alt başlığı ile yayınlanan derginin her sayısı; “insanın insanca ve İslam’ca” yaşaması için bir uyarıcı niteliğinde.

Ocak sayısının kapağını; “Ömür Takviminde Kaç Yaprak Kaldı” sorusu süslemiş. Manşet etrafında ise şu âyet yer alıyor:

“Kime ömür verirsek, (önce ona gençlik, güç, kuvvet veririz. Sonra da) onu tersine çeviririz. Hiç akıl etmezler mi? (yolculuk nereye?) (Yasin 68)

.............................

YÜZAKI’nın iç sayfalarından notlar:

Ashab-ı kiram ömür takvimine baktı; sonsuzluk sırrına erişti.

Onlar, ömür takvimine baktılar, cimriliklerden kurtuldular.

Ömür takvimine baktılar; en cömert gönüller oldular.

Ömür takvimine baktılar; okudular, merhamet ve şefkat timsali oldular.

Ömür takvimine baktılar; gördüler, dünyada zühd ve takva halinde yaşadılar.

....................

Muhammed Ali Eşmeli yönetiminde çıkan derginin yazarları ve işlenen muhtevalar; “insan ve İslam” çerçevesinde ele alınmış. Her mevzu; “insansız din, dinsiz insan” olamayacağını anlatmakta.

“Ömrün ve Hayatın Tefekkürü” yazısıyla Osman Nuri Topbaş hocaefendi; insanın yüzakıyla huzura gitmesi için şu tespiti yapıyor:

“İnsan, kâinatın her yerine nakşedilmiş olan fanilik mühürlerini temaşa etmeli. Her anı, en kıymetli bir nimet bilerek değerlendirmeli.

Her anı, ömür nimetinin sona erebileceği endişesiyle yaşamalı. Hazırlıklı olmalı. Ecelin ürkütücü halini bertaraf edip, ölümü güzelleştirmeli.”

.....................

Hocaefendi yine can damarından bir tespit daha sunuyor insana ve şöyle diyor:

“İnsan eline altın gibi kıymetli bir mal geçtiğinde, onu miligramına kadar sahiplenir. Bir miligramını israf etmez. Alan da satan da onu en hassas terazilerde tartar.

Zaman, insana ihsan edilen en büyük nimettir. Her gününü, her saatini, her dakikasını Allah’ın rızasına uygun değerlendirdiği nispette bu nimetin kıymetini bilmiş ve onu amel defterine bir ebediyet kârı olarak kaydettirmiş olur.

Şu üzerine bastığımız toprağa mazi penceresinden nazar kılarak tefekkür ettiğimiz zaman, Hz. Adem’den bugüne, asırlar boyunca yaşamış ve vefat etmiş ve üst üste çakışmış gölgeler misali milyonlarca insanın toprakla harmanlaşmış cesetleri üzerine bastığımızı idrak ederiz.

Aynı toprağa, istikbal penceresinden baktığımız zaman; bu kez yine dünyaya gelecek milyonlarca insanın üst üste çakışmış gölgeleri vardır.

Topraktan geliş ve toprağa gidiş...

Topraktan toprağa müthiş bir akış...”

.................

Evet dostlar; başlangıcımız toprak, sonumuz toprak. Yüzümüzü ak eylesin Allah..

Dergi hakkında bilgi için: 0216 532 44 44

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi