Yener Dönmez

Yener Dönmez

DHKP-C Üyelik Kriterleri

DHKP-C Üyelik Kriterleri

Ergenekon sanıklarına Silivri Cezaevi’nde ikinci kez çorba verilmemesini bile dramatik haberler yapan “tasmalı medya”, DHKP-C tarafından kızı mahvedilen annenin feryadını duymuyor.
 

Sadece tasmalı medya mı, Kemal Kılıçdaroğlu da duymuyor bunu. Grup toplantısında Ergenekon sanıklarının yakınlarından dizi dizi mağduriyet sahneleri sundu ama bir türlü lafı o anne babaya getirmedi.
 
Oysa o baba, “Benim kızım şuan cezaevinde tutsak değil, benim kızım DHKP-C’nin elinde tutsaktır” dediği ve DHKP-C’nin “atadığı” avukata “sen kimsin ben seni tutmadım, sen git örgütün avukatlığını yap” cevabını verdiği için arabası yakıldı, aldığı tehditlerden evini taşıdı. Bu da yetmedi örgüt, aileden birisini telefonla arayıp tehdit ederek babayı can evinden vurmaya çalıştı.
 
Haberleri sütunlarımızdan takip ettiniz…
 
O annenin de babanın da tüm bunlara rağmen tehditlere boyun eğmediği ortada.
Hoş, PKK’lılarla sarmaş dolaş olan Hüseyin Aygün ve kaosun mimarı Birgül Ayman Güler’e boyun eğen bir Genel Başkan’dan, o babanın gösterdiği dik tavrı göstermesini beklemek saflık olur zaten.
 
Benim derdim Kılıçdaroğlu’nun Ergenekon’a ya da DHKP-C’ye dik durması değil, karnından konuşmayı kesmesi.
 
Daha önce de yazdım.
 
Kılıçdaroğlu için DHKP-C operasyonu “evlat acısı”dır…
 
Başbakan Erdoğan’ın, “Daha önce ‘Bu Egenekon örgütü nerde gidip üye olacağım’ diyen Kılıçdaroğlu, şimdi de ‘Bu DHKP-C nerde gidip üye olacağım’ diyecektir” sözleri her şeyi özetliyor aslında.
 
Kılıçdaroğlu, “DHKP-C’ye üyelik kriterlerini” fazlasıyla taşıyor çünkü. Kendisini dizginlemesine rağmen örgüte destek vermekten geri duramadı.
 
Savunma stratejisi de son dönemde geliştirilen “meslek” söylemi üzerinden oldu.
Bu kadar “asker” tutuklu, bu kadar “gazeteci” tutuklu, bu kadar “avukat” tutuklu.
Mesleklere kutsallık atfedilip, mensuplarına dokunulmazlık oluşturma çabası gülünç sadece.
 
Darbeyi çiftçiler yapmayacaktı herhalde.
 
Darbe davasında elbette ki askerler tutuklu olacak.
 
Hem, avukatlara “başörtüsünü” bile fazla görüp yasaklamak için türlü numaralar çeviren Baro, ideoloji konusunda bu kadar hassas ise DHKP-C ile kucak kucağa avukatlara, Öcalan’ın talimatlarını dağa taşıyan Apocu avukatlara tepki göstersin.
Maksat bağcıyı dövmek olunca her şey işine gelene göre oluyor.
 
Türkiye adım adım öylesine şeffaf hale geliyor ki ne maskeler kalıyor suratta, ne de içerde saklananlar.
 
Türkiye’yi bir iç sömürge olarak tutma misyonlu CHP, içindeki faşistleri de, PKK sempatizanlarını da, DHKP-C sempatisini de gizleyemiyor.
 
Tek parti döneminin biz daha edebiyatını yapıyoruz. O dönemin perdesi gerçek anlamda kaldırıldığında, birbirimize nasıl düşman edildiğimiz de zulmün tarihi de ortaya çıkacak.
 
“Ermenileri kestiler, Rumları kestiler” edebiyatı, Tek Parti’nin asıl “bize” yaptığını gizlemek içindir.
 
Bu toprakların asli unsurlarına ve kültürlerine yapılan zulüm; Menderes iktidara geldiğinde toprağın altından çıkartılan Kur’an-ı Kerim’ler gibi bir gün, meydana çıkacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum
Yener Dönmez Arşivi