Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Atatürk: Kılıçdaroğlu sizi ben bile kurtaramam

Atatürk: Kılıçdaroğlu sizi ben bile kurtaramam

Şu CHP’li belediye başkanlarının ve milletvekillerinin samimiyetlerine bayılıyorum. Hüseyin Aygün gibi bir kaç çatlak ses dışında hepsi de CHP’nin kuruluş felsefesine notası virgülüne kada rsadıklar. Baksanıza CHP’li belediyelere, beldelerine hizmet götürmek yerine içki firmalarının sponsorluğunda güya kültürel etkinlik yapmakta ve boş buldukları her yere de bol bol heyke ldikerek çağdaş uygarlık düseyine çıkmaya çalışmaktadırklar. Ayrıca bu heykelleri MOBESE kameraları ile korumayı bile onlar düşünmüşlerdir. Yine CHP’nin ilk yıllarındaki gibi camiler içkili mekanlara ve bale salonlarına çevrilmektedir. Bu yönüyle onların samimiyetleri göz yaşartıcıdır.

Borç bini geçmiş, her yer çamur deryası ne gam!
 
Aygün’ü ayrı tutuyoruz, demiştik zira o adeta tam bağımsız Cibuti gibi hareket ediyor. Ardında da arslanlar gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu var. Sayın Aygün, genel başkanla Dersim’li olmanın avantajını paylaşıyor. Eşkıya ile dağa çıkıp tatil yapabiliyor, “Türkler kurtuluş savaşı sırasında rumlara etnik temizlik yaptı” diyebiliyor, Kılıçdaroğlu’ndan tıs yok. Ne yapsın adamcağız, yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal, İşte o zaman kör, sağır ve dilsiz rolünü oynamayı tercih ediyor. Ve ben denizde bu sitede “Dersim katliamını CHP yaptı” diye yazınca da bana gücünün yeteceğini zannedip mahkemeye veriyor. Ardından O’nun yanar-döner tavırlarını eleştiren bir yazı kalema alıyoruz, başlık “Ya ol, ya öl!” Onu da mahkemeye veriyor. Ve ikisinden de beraat ediyoruz. Hukuk, haklılığımızı kabul ediyor. Efendim Kılıçdaroğlu ve Aygün ikilisi CHP’yi yeni bir rotaya oturtmak için gizli bir ajanda etrafında sessizce çalışırken partüinin gerçek sahipleri artık atağa kalkmanın zamanı geldiğini düşünerek önce Meclis’te patlıyorlar. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, partinin gerçek sahibi olarak kürsüden haykırıyor:
 
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in kürsüden yaptığı 
 
"Kürt milliyetçiliğini bana 'ilericilik' ve 'bağımsızcılık' diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz"  şeklindeki konuşması, Kürt krizine neden oldu.
 
Evet, artık savunma değil, saldırıdayız. Medyada çokça eleştirilse de sayın Güler, CHP’nin kurucu bir irade ile ilk çıkış noktasına işaret ediyor. Güler, kendi baktığı yerden haklıdır ve işaret ettiği gerçekler partinin amblemi olan 6 okta mündemiçtir ve ifadesini bulmaktadır. Kılıçdaroğlu, Aygün’e verdiği açık desteğin yarısını O’na vermemiştir. Ama Güler’in savunduğu sözlerin partide tabanı vardır. Kılıçdaroğlu,  ne yardan, ne de seden geçememekte ise de bu yol çıkmaz sokaktır. Bir İngiliz atasözü, “40 tane tavşan kovalayan hiçbirini yakalayamaz” diyerek bir hakikati dillendirmektedir.
 
Ve ik inci hamle CHP Aydın Milletvekili Osman Aydın’dan gelir. Aydın, Tunceli (Dersim) milletvekilinin “Türklerin kurtuluş savaşı sırasında rumlara etnik temizlik yaptılar” sözü için “Bu adam manyağın biri” diyerek son noktayı koyar. Ardından da öyle  bir cevher yumurtlar ki Aygün’den kendisi için yapılan benzetmeyi iade etmemesi büyük kadirşinaslık ve affedicilikolur. “Eskiden paşalar arada sırada darbe yaparlar ve iktidar değişirdi, şimdi onları tasfiye ettiler, artık bu imkanda ortadan kalktı.”
 
Adamın soyadı bir de Aydın ve iktidara gelmek için sandıkta halkı ikna etmek yerine darbe yapacak paşalara sırtını dayamak ve sonra da sosyal demokrat olduğunu söylemek. Bu gariplik herhalde ancak CHP’de olur. Ne yapsınlar, 1950 yılında Beyaz Devrimle iktidarı Demokrat Parti’ye kaptıran ve bir daha da belini doğrultamayan CHP çareyi halkın oylarıyla kurulan hükümetleri devirmeyi planlayan Ergenekon darbe örgütünün önce avukatlığına soyunmakta buldu, sonra da üye olmak için adresini aramaya başladı. İki eylemde genel başkanlık düzeyinde yapılıyordu. Sayın Baykal, avukatlık için vekalet çıkarırken, Kılıçdaroğlu’da üye olma sevdasıyla adres arayışına girmişti. Oysa adres belliydi. Hazretlerin hepsi Silivri ve Hasdal’da geçmişin muhasebesini yapmakla meşguldüler. Mahkeme kararı ile yapılan bir dinlemede bir paşa “Biz hep böyle gidecek sandık!” diyecektir.
 
Şimdi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partide yükselen bu yeni dalgayı nasıl bastıracak sorusuna cevap aranıyor. Öyle görünüyor ki bu durumda İsmet Paşa’nın Adnan Menderes’e söylediği ünlü sözü çevirerek Atatürk’ün ağzından yeniden söylemeli. Atatürk: Kılıçdaroğlu sizi ben bile kurtaramam.
 
 
 
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi