Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin?

Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin?

CHP Hisseli Harikalar Kumpanyası’nın yeni sezon galasındayız. Tam bir çadır tiyatrosunu andırıyor, derme-çatma bir dekor. Oyuncular birer birer sahneye girerler. Kumpanyanın baş aktörü ve yönetmeni Kemal Kılıçdaroğlu, Onuncu Yıl Marşını söylemeye başlar. Oyunun adı, “Ana muhalefet nasıl yapılır?”

Ama oyunun belli bir metni olmadığı için her gün akıllarına geldiği gibi oynayan oyuncular bu defa birbirlerine muhalefet etmeye, oyunu böyle oynamaya başlarlar. Zaman zaman da bu muhalefetten Kılıçdaroğlu’da nasibini alacaktır.

Faik Tunay, bu CHP’nin asıl CHP olmadığının alını çiziyor.

Birgül Ayman Güler artık oyunun bilinmeyen bir yeride saldırıya geçeceklerini Türklerin, kurucu unsur olarak Kürt milliyetçiliğinden üstün olduğunu söyleyerek oyuna heyecan katıyor.

Hüseyin Aygün ise, oyun sırasında hiç umulmayan garip davranışlar gösteriyor. Seyircilere dönüp “Bizim evin camlarını siz kırdınız” değil mi gibi  sözler söyleyip aşağıya şişe bile fırlatıyor. Aklına esiyor sahnede sarı, yeşil ve kırmızı renklerden oluşan bir bayrak çekmeyi de ihmal etmiyor. Ve seyircilere dönüp:

- Bak, gelirsem oraya kafanızı kırarım, zaten Rumlar’da siz etnik temizlik yaptınız deyince Osman Aydın sahneden bağırıyor:

- Bu adam manyak, sakın adam yerine koymayın, ne yaptığını bilmiyor.

Bu sırada İhsan Özkes giriyor ve konuşmaya başlıyor:

- Biz kürtaja karşıyız!

Seyircilerden biri  bağırıyor.

- Siz müftü değil miydiniz?

Özkes, sahneden cevap veriyor:

- O eskidendi, şimdi CHP milletvekili rolü oynuyorum.

Müftü bu savunmayı yaparken bir başka CHP milletvekili konuşmaya başlıyor.

- İçkili mekanların özgürce faaliyetlerini yürütemedikleri ve onlara çeşitli engellemeler yapıldığını görüyoruz. Bunu engellemekte kararlıyız.

Sonra Özkes’e dönerek:

- Öyle değil mi eski müftü diyor.

Özkes:

- El cevap haklısınız. Vatandaşlarımızın rahat rahat içebilmelerinin garantisi biziz. Bakınız CHP’li belediyelere, ne dediğimi anlarsınız.

Bu sırada Mustafa Sarıgül seyirciler arasından fırlayarak sahneye çıkıverir.

- Beni İstanbul’dan Büyükşehir Belediye Başkanı adayı yapın, bakın neler yaparım Gürsel Tekin, oturduğu yerden bağırır.

- Senin Şişli’de neler yaptığını biliyoruz. Elimizde yüzlerce klasör dolusu dosya var. Hem biz seni oyundan çıkarmıştık, öyle seyirci gibi gelip, oyuna kaçak girmek var mı?

Sarıgül, bir yatakta felçli olarak yatan Deniz Baykal’a bağırır.

- Bak, beni oyundan attın, kumpanya sana da yar olmadı. Halbuki burada hepimize yetecek mama vardı, neyi paylaşamadık.

Sahneye öfkeli bir adam girer, Çankaya’da belediye başkanı rolünde oynuyormuş.

- Yamyamları doyuramıyorum bir türlü. Her gün yeni bir istekle geliyorlar.

Oyun başladığından beri bir kenarda sessiz sedasız cep telefonu ile oynayan Muharrem İnce’ye Kamer Genç sorar.

- Ne yapıyorsun öyle?

- Hiiiç, SMS atıyorum.

- Ben de bakabilir miyim?

- Tabii der İnce.

Kamer Genç, SMS’leri okumaya başlar ve bir süre sonra patlar:

- Ulan İnce, aferin sana sen benim pabucumu dama atacaksın bu gidişle. O ne sanatlı, ince, zarif SMS’ler. Benimkilerden bile güzel alimallah! Bunlardan ben de çekebilir miyim?

- Hayır, der Muharrem İnce. Bunlar şahsa özel istersen sana da ayrıca yazarız, biz arkadaş değil miyiz?

Bu sırada elinde kör bastonu ile sahneye giren Önder Sav’ı gösteren Haluk Koç:

- Bir süredir kör taklidi yapıyor, ama biz bunu biliyoruz. Hiç bir şeyi görmüyorum ayağına yatıyor. İlk fırsatta dank!

Kamer Genç, elinde bir mikrofonla ortaya çıkarak şiir okumaya başlar.

- Bana bir ece lazım. O da bu gece lazım.

Ve CHP’li vekillerin alkışları arasında Süleyman Demirel arz- endam eder:

- En büyük baba!

Ardından elinde beyaz bir güvercinle Rahşan Ecevit gelir, bu defa yine tempo tutulur:

Anaların anası, kimse bilmez nicesin.

Sıra ile hepsi el öpme yarışına girerler.

Bu sırada sahneye bir de postacı girer, Deniz Baykal’a bir paket gönderilmiştir. Baykal, paketi açar, bir de ne görsün, bir sürü kaset. Baykal, kasetleri Kılıçdaroğlu’na fırlatırken O’nun gür sesi sahnede yankılanır:

- Bu kasetler Erdoğan’ın oyunu, ben nasıl yaparım böyle bir şeyi?

Önder Sav, elindeki bastonu Kılıçdaroğlu’na vurmaya başlar. Gürsel Tekin’den, Sav’a sol kroşe gelirken bir anda sahneye Nur Serter girer:

- Sakın kavga etmeyin, ben şimdi bir ikna odası kurar, hepinizi ikna ederim. Şunun şurasında kaç kişi kaldık ki?

Tam bu sırada şarkıcı Selda girer ve hep birlikte O’nun Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatan meşhur şarkısını söylemeye başlarlar:

- Sarı saçlım, mavi gözlüm, nerdesin nerde?

Perde kapanır ve sahneden paldır küldür sesler yükselir. Seyirciler oyuncuların elele tutuşup selamlama yapmasını beklemektedir. O anda perde açılır ve birbirleri ile tekme tokat dövüşen milletvekillerini görürler. Sahnenin kenarında Kılıçdaroğlu görünür:

- Kıymetli seyircilerimiz CHP Hisseli Harikalar Kumpanyası’nın yeni sezon oyununun galasını şereflendirdiniz umarız biz hissemizi aldık siz de hissenizi almışsınızdır.

Seyirciler salonu boşaltırken 112 Acil Servis hemşireleri yaralıları taşımak için sahneye doluşmaktadır.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi