Başbakan Erdoğan, her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına alınca, bazıları bundan seçim malzemesi üretmeye kalktı.
Yemezler!..
Marifet, memleketi için en çok çalışan olabilmekte.
Bu memleketin biraz daha fazla, biraz daha fazla ihracat yapabilmesi için diyar diyar dolaşan, her yatırımı teşvik eden bir Başbakan’ı “saptırmalarla” yıpratamazsınız!..
En vatansever; en çok çalışan, en çok üreten, en çok fedakarlıkta bulunandır…
Sen genel müdürken ya da koalisyonda ortakken memleketi soydur, soğana çevirttir…
Bankaların içlerinin boşaltılmasına, milyar dolarların Türk evladının sırtına yüklenmesine sessiz kal…
Kurumun “PKK üssü haline” gelmesine ses çıkarma hatta teşvik et…
Borç faizlerini patlat, memleketi IMF’nin üç kuruşuna muhtaç et…
Sonra da…
Milliyet de Milliyet!..
Yemezler!..
Mevzu gayet açık:
O’nu yıkmak isteyen O’ndan fazla çalışacak.
 ‘Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!’
GELELİM SOYKIRIM YILDÖNÜMÜNE!
Azerbaycan’dan bir grup misafirimiz vardı…
THK Üniversitesi’ne misafir bir grup  akademisyen, önceki akşam da Yeni Akit’in misafiriydi…
Üniversite’nin Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban da aramızdaydı.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz, THK Üniversitesi’nin Havacılık ve Uzay Bilimleri alanında gösterdiği hızlı gelişmeye hayret etmekte…
Efendim;
Sohbet boyunca, Sayın Başbakan’ın sözleri de gündeme geldi.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz için son derece hassas günler…
Malûm, terör devleti Ermenistan’ın Müslüman kardeşlerimizi hedef alan soykırımlarının yıl dönümü; 26 Şubat’ta Hocalı’da tarihin en vahşi soykırım operasyonlarından biri gerçekleşmişti…
Üzerinden 21 yıl geçmiş.
Bir gece Hocalı’yı basıp tam 613 Müslüman’ı katleden Ermenistan teröristleri, 1275 sivili de alıp götürmüştü…
Bu sivillerin 150’sinin nerede olduğu meçhul, gözaltında infaz!..
Hocalı’da her üç kişiden birinin “Müslüman Türk olduğu için” öldürüldüğü soykırımın üzerinden bunca yıl geçti…
Soykırımcılardan biri olsun yargılanmış değil!
•
Bunları konuştuk…
Belirttiğimiz gibi Başbakan’ın “Milliyetçilikler ayaklar altında” yaklaşımı üzerinde duranlar da oldu…
Ne güzel ki; Azerbaycanlı misafirlerimizden hiçbiri, Başbakan Erdoğan’ı bizdeki “Ergenekoncuların” anladığı gibi anlamamış…
Dediler ki üzerine basa basa;
“Sayın Başbakan yıllardır yapılmayan Türk Dil Kurultayı’nı hayata geçirdi. TİKA, Türk Cumhuriyetlerinde müthiş faaliyetlerde bulunuyor. Ermenilerin soykırımını gündeme getirdiğimiz her uluslararası platformda Türkiye’nin tam desteğini alıyoruz. Türkiye, uluslararası alandaki etkinliği her geçen gün artan bir ülkedir… Bu da bizim gücümüzdür.”
•
Sayın Erdoğan’ın sözleri, tam da istismarın had safhaya ulaşmasının ardından kendisinin açıklık getirdiği haliyle algılanmış Azerbaycanlı Kardeşlerimiz tarafından…
Şu sözleri manidar:
“Biz dünyadaki bütün Ermenilerden nefret etmiyoruz. Sadece soykırımcı Ermenilerden ve Türkiye’yi soykırımcılıkla suçlayan, Türkiye’ye iftira atan Ermenilerden nefret ediyoruz!
Ermenistan’ın soykırımını bütün dünyaya anlatmak milli bir vazifedir. Tepki gösterilen Ermeniler değil, Ermenicilerdir!.. Tepki gösterilen Ermeni ırkı değil, soykırımcılardır!.. Sayın Erdoğan’ın Türkiye aşığı olduğunu bütün dünya biliyor. Erdoğan gibi güçlü bir Türk Lider’in çıkmış olması, hepimizin yararınadır.”
•
Akşam bunları dinledik…
Ertesi gün de THK Üniversitesi’nde “Hocalı Soykırımı” etkinliğine katıldık.
İki Azerbaycan Vekili, Dr. Ganire Paşayeva Hanımefendi ve Sayın Musa Qasımlı oradaydı.
Onlarla da konuştuk…
Türkiye’nin bu dönemde her zamankinden etkili ve güçlü olduğunun altını çizdiler…
Başbakan Erdoğan’ın “Müslüman Türk Dünyası”nın çıkarlarını korumak konusunda zaafa düşmeyeceğinden emin olduklarını söylemekle birlikte…
Çok önemli bir çağrıda bulunmayı da ihmal etmediler:
“Malûm, 2015 sözde Ermeni Soykırım iddialarına kaynaklık eden tehcirin 100. Yıldönümü. Ermeniler, 100. Yılda hem Türkiye hem de Azerbaycan’ın başına çorap örmek için var güçleri ile çalışıyorlar… Hep birlikte bastırmazsak, büyük sıkıntılar yaşarız…”
•
Evet… 2015!..
100’ncü yıl!..
Lobi gücümüzü tahkim etmek mecburiyetindeyiz!..