Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Diktatör Beşşar Esed kadar BM suçludur

Diktatör Beşşar Esed kadar BM suçludur

 

Arap Baharı’nın Suriye cephesinde hala sevindirici bir sonuç yok. İkinci yılın dolmasına günler kaldı Esed’siz bir döneme maalesef geçilememiştir. Ülkede akan kanı durması konusunda bir “insani müdahale” olmayacağı artık anlaşıldı. Diyalog ve barış arayışlarında ise  bir arpa boyu yol alınamadı.
 
Yakılmış yıkılmış Suriye’de 70 bine yakın insan hayatını kaybetti. Ülke genelinde şehir ve kasabalar diktatör Beşşar Esed’e bağlı güçler tarafından havadan ve karadan bombalanmaya devam ediyor.
 
Kısacası: Suriye’de kelimenin tam anlamıyla bir vahşet yaşanmaktadır.
 
Ülkesini uçurumun kenarına sürükleyen diktatör Beşşar Esed kadar onun ülkesini yakıp yıkmasına ve toplu katliamlarına engel olmayanlar suçludur.  Uluslararası Toplum adına hareket eden,  BM, AB, NATO, Arap Birliği gibi kuruluşlardır.
Suriye’nin yakılıp yıkılması ve on binlerce Müslüman’ın katledilmesi, onların umurunda değil. Onlar için önemli olan kendi çıkarlarıdır. Bu bakış acısı yeni değil, tarihin derinliklerinden gelmekte olup Batı medeniyetinin kuruluş felsefesidir.  
Egemen güçler, gizli pazarlıklarını bu doğrultuda sürdürüyorlar. Kimileri Beşşar Esed’i ayakta tutarak menfaatlerini koruma mücadelesi verirken kimisi de, Esed sonrası Suriye’de söz hakkına sahip olmanın hesaplarını yapıyor.
 
 Bunun en belirgin son örneği “Suriye Halkının Dostları’’ adlı grubun Roma buluşmasıdır. Yediler, içtiler ve konuştular. Ancak akan kanı durduracak hiç bir karar almadan dağıldılar. Sadece, ABD ve İngiltere, Suriye Ulusal Koalisyonu’nu yardımın yolda olduğuna ve Batı’nın Esed karşıtı davadan vazgeçmediğine ikna etme çabası vardı.
 
Ancak bir gerçek ya unutuluyor ve ya bilerek ıskalanıyor.
Suriye’de iç savaşın uzaması, diktatör Beşşar Esed’in iktidar ömrünü uzattığı gibi aynı zamanda, ağır yıkım ve insan kaybının her geçen gün artmasına sebep oluyor.

ŞAM YÖNETİMİ İÇİN ÇEMBER DARALIYOR…
 
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Özgür Suriye ordusuna bağlı silahlı güçler ilerleyişini sürdürüyor. Diktatör Beşşar Esed ve onunla hareket edenlerin içine alındığı çember daraltınca daralıyor. Son günlerde muhalif silahlı güçlerin stratejik öneme sahip yeni mevziler kazandığı haberleri geliyor. Başkent Şam’da bazı hakim noktaları kontrol eden Esed güçleri her geçen gün ağır kayıplar vererek geri çekilmeye mecbur kalıyorlar.  
 
Esed’e bağlı güçler karadan ağır kayıplar verdikleri için kara hareketleri yerine hava saldırılarını aralıksız sürdürüyor. Muhalif güçlerin hava saldırıları durdurmaya güçleri yetmiyor. Bilhassa Şam’da kara harekatlarında mesafe almaları hava saldırılarıyla engelleniyor.
Şu bir gerçek: Suriye’de Esed rejimini bitirmenin yolu hava saldırılarını durdurmaktan geçer.
 
ABD, AB ve NATO ile ‘Suriye Halkının Dostları’ ülkeler iki yıldır Suriye Özgür Ordusu’nun en çok ihtiyaç duyduğu uçak savarlar ve alçak irtifadaki düşman uçak ve helikopterlerine karşı kullanılan FIM-92 Stinger füzelerini vermemekte adeta direniyor.
Bu tavrın en önemli sebebi: Özgür Suriye Ordusu’na bağlı cihat gruplarının güçlenmesinden duyulan endişe ve korkudur. Egemen güçler, Suriye’de kendi kontrolleri dışında hareket edilmesini istemiyorlar.
 
ORTAK KORKUSU, SİYASAL İSLAMCI AKIMLAR
 
Suriye konusunda Amerika ve batılı ülkeler, kendi menfaatlerini hesaplarken diğer yandan “Siyasi İslamcı akımlar ortak korkumuzdur” gerçeğini itiraf etmişlerdir. Özgür Suriye Ordusu içinde bazı saha komutanlarına “aranızdaki İslami savaşçıları dışlayın. Direnirlerse savaşın biz size her türlü desteği vermeye hazırız” şeklinde iğrenç ve kışkırtıcı tekliflerde bulundukları ortaya çıktı.
 
Ayrıca, İsrail’in de Mısır ve Tunus ile Libya’da siyasal İslamcı kadroların iktidara gelişlerini hatırlatarak Suriye’de benzer bir oluşuma fırsat verilmemesi gerektiğini ısrarla tekrarlıyor.
 
Ortadoğu’yu yeniden yapılandırmaya çalışan emperyalist güçler: Suriye’deki direnişin ana gövdesini İslamcı güçlerin oluşturmasında oldukça rahatsız. Ayrıca Suriye siyasi muhalefet cephesinde siyasal İslamcı akımların varlık göstermesi de egemen güçler tarafından hazmedilemiyor.
 
Son olarak, güvenlik nedeniyle Türkiye’nin Gaziantep kentinde yapılan seçimlerde sandıktan siyasal İslamcı kadroların çıkmış olması malum güçleri dahada endişelendirmiştir.
 
İşte Suriye’de savaşın bu kadar uzun sürmesinin asıl sebebi bu. Çok zor şartlarda direnişin sürdürüldüğü doğrudur ancak; Esed güçlerinin saldırıları ve egemen güçlerin oyunlarına rağmen Suriye’de beklenen ve özlenen devrim yakındır…
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi