Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Yargıya da güvenmiyorlar

Yargıya da güvenmiyorlar

Türk halkına güvenmedikleri malûm..
Demokrasiye zaten hiç güvenmediler..
Tarihe güvendiklerine şahit olmadık..
Ahlâk, hiç beğenmedikleri, güvenmedikleri bir kavram..
Peki ne kaldı?
Daha düne kadar ‘Yargıya güvenmiyor musunuz?..’ soruları..
Evet, Türk halkı yargıya güvenir, amma taraf tutan yargıçlara asla güvenmez..
Sol parti militanlarından fazla solculuk müptelası hakimlere, savcılara güvenmek şart mı?..
Emekliye ayrıldıkları gün solcu partilerin flamaları altında resim çektiren, daha sonra da resmen partiye katılan yargı mensuplarına hiç güvenilir mi?..
Amma bir de biz size soralım:
“Siz yargıya güvenmiyor musunuz?..”
Ergenekon, ya da hergelekon çetesi mensuplarını yargılayan yargıya neden ateş püskürüyorsunuz?
Sizin güveneceğiniz yargı mensupları ille de eski Cumhurbaşkanı Sezer tarafından atanmış mı olacak?
Ya diğerleri?
Yani vatanın aslî yargıçları..
A. Necdet Sezer atamadı diye verecekleri kararlara şimdiden “istemezük” şerhi koymanızın hikmeti nedir?
Bize, yani benim gibi düşünenlere gelince:
Sağcı-solcu düşüncelerle karar veren, adaleti ketmeden yargıçlara elbette güvenmedik.. Bundan sonra da güvenmeyiz..
Hakimin, savcının sağ/sol ayrımcılığı yapanı kesinlikle güvenilmez birer piyondurlar..
Seçilmişleri değil, bileğinin hakkıyla makama gelmişleri elbette severiz, güveniriz..
Hakimin-Savcının Demirel’cisini, Sezer’cisini, Gül’cüsünü, Ecevit’cisini, Erdoğan’cısını, Baykal’cısını bize sevdiremezsiniz..
Tabiî sevmemek güvensizlikten gelen bir duygudur..
Gecesi-gündüzü kalmadı, kartelin malûm yazarları yine kartel TV’lerinde sürekli ahkâm kesiyorlar..
Yandaş bildikleri zanlıları temize çıkarma üçkağıtçılığı yapıyorlar, bu arada yargıya hiç amma hiç güvenmediklerini görüyoruz..
Nedir bu üçkağıtçılık?
Nedir bu ikiyüzlülük?
Ya da nedir bu çifte standart edepsizlikleri?
Anayasa Mahkemesi hakimleri AKP’yi kapatırsa, sevineceksiniz, yok kapatmazsa baskı uygulayacaksınız, hakimlere hakaret edeceksiniz; öyle mi?
İşte ayıp olan bunlardır..
Eski Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer her zaman, her konuda sol ideolojiyi savundu ve dindarları dışladı.. Amma biz efendi efendi eleştirdik yaptıkları yanlışları.. Hiç hakaret etme gereği duymadık..
Bakın şu “İstanbul üniversitesi” eski rektörü Kemal Alemdaroğlu’na:
Kendisini görevden almasını hazmedememiş, basıyor küfrün antikasını:
“Mankafa..”
Şu ikrah edilecek sözlere dikkat buyurun:
“Sezer’i bir b.k sandılar.. Halk adamı sanarak it oğlu it’i..”
Bu sözleri iddianamade yer almıştır..
Ne kadar iğrenç.. Ne kadar çıkarcı bir tavır; değil mi?
Alemdaroğlu da Ergenekon zanlısıdır..
Bari bu çirkin iftiraları savuracağına, Ergenekon avukatı sevgili hamilerine şikâyette bulunsa da meramını anlatmış olsaydı..
Ben bunları yazıyorum diye sabık Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer’i seviyor, güveniyor değilim.. çünkü o öyle eğri bir cetveldi ki; hiç doğru çizgi çıkmazdı çizgi çekildiğinde..
Ayıptır ayıp!..
Hesabınıza gelene güven arayınız, hesabınıza gelmeyene kendiniz güvenmeyiniz.. Olur mu bu ikiyüzlülük?
Mesela ben, hiçbir çıkar gözetmeden, eğer cesaretleri ve adaletleri devam ederse, güveniyorum Ergenekon savcılarına ve hakimlerine..
Ne yapsaydım yani?
İP Başkanı Perinçek’e veya Ergenekon avukatı Baykal’a mı güvenecektim?..
çevirin sayfayı..
--------------------
Siyaset meydanında bir yığın pislik,
Kim diye sorarlarsa, işte o sensin.
İftiraların ve yalanın servislik,
Sen nifak kumkuması, sen yol kesensin.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi