Ersoy Dede

Ersoy Dede

Bugün açıklayın ertelemeyin

Bugün açıklayın ertelemeyin

Kötü bir şey olsa duyardık..  Halk arasında yaygın olarak söylenen bu sözü şimdi daha iyi anlıyorum. Zira çözüm süreci olarak adlandırılan sürecin gel-git’leri içinde pek çok şeyi ıskalıyoruz aslında.. Gündemi gereksiz tartışmalarla meşgul ederken perde gerisinden önemli işler halloluyor.. Misal biz daha “İmralı’ya kim gidecek?” sorusunun yanıtıyla uğraşırken Kandil-Avrupa-İmralı hattındaki yazışmalar tamamlanmış bile.. Kim yazmış, ne yazmış, nereye sızdırmış?.. Bunlar değil konumuz.. Aslolan anladığımız şu ki bu iş bitmiş.. Ben; Başbakan ekranlardan, “Devlet gerekirse İmralı ile de görüşür” dediği gün, “demek ki sonuca çok yakınız” demiştim. Beni o vakit iyimser olmakla suçlamışlardı. Oysa neresi iyimserlik bunun?.. 1984’ten beri bekliyoruz biz bu günü.. Bakın İngiltere’de IRA ile görüşmeler legal-illegal tüm kanatlar üzerinden 10 yıldan fazla sürdü. Fakat İngiliz kamuoyu bunun son 6 ayını öğrendi sadece. Gelmiş geçmiş İngiliz Başbakanlar (Thatcer da dahil, Major da dahil Blair da dahil) kamuoyu önünde ateş püskürürken arkadan sorunun halli için çalışmaya devam ediyorlardı.. Bakmayın siz Bahçeli’nin “ihanet” gibi sert kelimelerle süslü laflarına. Öcalan hakkındaki idam kararının bekletilmesinden tutun da idamın kaldırılmasına kadar pek çok hamlenin altında iktidar ortağı olarak imzası var. Eleştirmiyorum. Devlet adamı böyle olunuyor.

SÜREÇ AKAMETE UĞRADI YA ZATEN

Demem o ki, bana iyimsersin diyenlere bu işin bugünün işi olmadığını korktukları yol kazalarıyla zaten zaman zaman karşılaşıldığını anlattım. Hadi daha eskiye gitmeyelim. Sadece bu dönemde bile iki net hamle akamete uğratıldı, iki gayret berhava edildi, yeni yavrular için yeni mezarlar kazıldı. 2009’daki açılım süreci medyanın BDP ile el ele vererek baltaladığı bir süreçti. Habur kendi kendine yaşanmadı. Günahkâr yazarlar o vakitten sonra şehit düşmüş her vatan evladının ailesinden özür dilemeli. Sonra peki? Oslo süreci ve Silvan provokasyonu? Yani dün başlamış bir şey değildi bu. Dolayısıyla “hemen netice beklememek lazım” diyenlere ben de cevaben diyorum ki; “hemen almıyoruz zaten neticeyi. 20 küsur yılın sonunda alıyoruz” son tahlilde,  ben, “bundan bir şey beklemeyin, bir şey çıkmaz” diyenlerin, netice alınmamasını ümit edenler olduğuna inanmaya başladım artık. Hayır netice alınacak hatta alınmıştır.. Lütfen gölge etmeyin..

PERŞEMBEYİ BEKLEMEYİN

Gelelim 21 Mart’a.. Böyle, birtakım tarihlere önem atfederek adımlar atmak ileride hatırlanması bakımından kolaylık sağlamaktan başka bir işe yaramaz. Ne olacak BDP’liler İmralı’dan döner dönmez açıklamayı yapsalar sistemi rahatlatsalar sanki?.. Beklemeyin 21 Mart’ı.. Ne varsa elinizde bugün söyleyin lütfen. Dünyanın gözü kulağı 21 Mart’ta Diyarbakır’da yapılacak olan kutlamalara çevrilmiş durumda. O güne siyasi analiz sıkıştırmayın. Verin coşkuyu, perşembe günü Nevruz Meydanı’nda da birlikte halay çekelim. Yapın şu açıklamayı bugün, Nevruz’u bayram edelim..

NE VERDİK?

Cem Yılmaz’ın “ne vereyim abime?” Esprisi gibi oldu son günlerde tartışılan siyasi meseleler.. Beyaz Türkler diyor ki; “ne verdik biz Kürtlere de karşılığında PKK silah bırakıyor?”.. Radikal Kürt milliyetçileri de aynı soruyu soruyor? “Bunca yıl dağlarda neden öldük biz? Ne aldık ki bırakıyoruz silahı” .. Her iki kesimin de ıskaladığı mesele şu. Kimse bir şey vermedi kimse de bir şey almadı. Artık silahla hak arama dönemi kapandı. Bundan sonuç alınamadığı keşfedildi. Sorunların böyle hallolamayacağı anlaşıldı. Silah bırakarak daha hızlı mesafe kat edileceği fark edildi. Hepsi bu. Hepimiz bu yeni döneme alışmak zorundayız. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi