Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Memur Sen’in atağını kutluyorum

Memur Sen’in atağını kutluyorum

İttihatçıların “batılılaşma” adına bugüne kadar sürdürdükleri tesettür yasağı artık son aşamasına geldi. Memur Sen’in bu sahadaki azimli gayretlerini Ayasofya’nın hürriyetine kavuşturulması kadar ulvi ve de anlamlı buluyorum.

Yıllarca bu halka köle muamelesi… Örtülü isen sana iş de aş da yok.
Eğitimin de kapıları kapalı…
Yetsin artık, bu yoldan geri dönüş olmamalı.

Hem neden dönülsün ki? Tesettür dediğimiz utanmayı, arlanmayı, haramlardan sakınmayı içine alan davranışın kaynağı doğrudan Kur’an’dır.
 “Ey Peygamber!

Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, başörtülerini, yakalarını örtecek biçimde başlarına örtsünler” (Nûr /24)
Hangi mahfilde olursa olsun Müslüman hanımlar ve Müslüman erkekler bu emirle  sorumludurlar. Bu işin partisi murtusu olmaz, yanisi kanisi hiç olmaz.
Yüce kitabımız Kur’an tesettürün yol açtığı edep diyor.
Hacı Bektaş Veliler, Ak Şemseddinler edep diyor. Ama resmi ideoloji öyle demiyor… Güya devrimler, güya medeniyet.
Din ayrı imiş devlet ayrı imiş…

Laiklik, “devletin dinlere eşit mesafede olması” demekmiş. Dine saygı demekmiş.
Gördük ki hepsi aldatmaca, hepsi sahte.
Laiklik, dünya ayrı din ayrı anlayışından işe koyularak Müslüman’ı Kur’an’dan saptırıyor. Allah (cc) her yerde hazır ve nazır, bunun ayrısı gayrisi olmaz. O yüzden laikliklerini alsınlar başlarına çalsınlar.

Ayrıca bilmiyorlar ki İslamiyet kimselerin inancı ile uğraşmaz.
Tebliğ eder, ama baskı yapmaz.
O yüzden bu milletin ayrıca Fransız malı laiklik gibi bir garibeye asla ihtiyacı yoktur.
Benim endişem, yeni anayasaya laikliğin konulmasıdır. Şayet bu fitne maddesi yeni anayasaya konulacaksa eskisini değiştirmeye hiç de gerek yok.
Bırakalım sahibi gelinceye kadar eskisi yerinde kalsın.

Görmüyor musunuz, tesettür konu olunca Bedri Baykamlar gibileri bağırıyor, “bunlar bize İslamiyet’i yaşatacaklar. O halde, Atatürkçülüğe sarılalım.”
Nereye sarılırsanız sarılın, artık zurnanın son deliği.
Milletin sabrı buraya kadar.

Bu ayıbı üzerimizden birilerinin kaldırması gerekiyordu. Şu ana kadar iktidar cenahından beklenen atılım olmayınca anlaşılan görev ülkenin en büyük memur sendikası olan Memur-Sen’e düştü. Artık bu sahada yasağın muhatabı olan memurlar konuşacak.
Memur -Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu kardeşim diyor ki: “Pazartesi’den itibaren bu yönetmeliği yok sayıyoruz. Çözülünceye kadar da eylemimiz devam edecek. Çünkü biz eğitim hakkının, çalışma hakkının, siyaset hakkının toplum mühendisleri eli ile katledilmesini istemiyoruz.”
İşin asıl çetrefili.

Ortada halen örtünme yasağını sürdüren bir yönetmelik var.
Tesettüre karşı olanlar yönetmeliği öne sürerek mızıklayacakları kesin.
O zaman Esat diktatörüne cesaretle kafa tutan iktidar bu bir avuç ekalliyetin keyiflendiği yönetmeliği acilen kaldırıp çöpe atması lazım.
Artık isteyen örtünecek.

Bu millet; çocuklarını teslim ettiği ellerde örtülü, edepli muallimler görmek istiyor. Doktorunu, mühendisini, hakimini örtülü istiyor.
Eskiler “ak koyun kara koyun geçitte beli olur” demişlerdi.
Şimdi bakacağız, kim ak kim kara…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Nusret Çiçek Arşivi