Öcalan “Silahlar sussun, silahlı unsurlar sınır dışına çıksın!” dedi.
“Silah değil siyaset öne çıkmalı!” anahtar niteliğinde bir ifade.
Öcalan’ın metninde  “Emperyalizm bizi kullandı!” mesajı da vardı.

•

Mesele net; yeni dengelerde PKK’nın yeri ve anlamı kalmadı.
PKK için, “tükenmek üzere” olan “CHP zihniyetli” Baas rejimleri de kurtarıcı olamaz.
Terör örgütü, emperyalist güçler tarafından Ege’ye “itildikten” sonra “yalnız” bırakılan “etnik” teröristlere benziyor.
Bizler o günün teröristlerini sınırlarımızdan attık ama zaferimizle sonuçlanan “savaştan” entelektüel sermayemiz olan insanımızı ve on yıllarımızı ipotek altına alacak kadar büyük maddi kaynaklarımızı kaybederek çıktık.

•

Zamanın teröristlerinin hayal kırıklığını şimdilerde “PKK” yaşıyor!
Kullanılıp kenara atılan PKK’nın da bütün yaptığı, onbinlerce masum vatan evlâdının ve trilyonlarca dolarlık Anadolu kaynağının heba olmasına yol açmak.

•

“Müslüman Kürt kardeşlerimiz”,  terör yüzünden yıllar boyunca  büyük hasarlara uğradı…
PKK’nın silahlı unsurları yurtdışına çıksa ve PKK terörü etkisini kaybetse bile “travma”nın etkilerini nesiller boyu hissedecekler…
Hep birlikte hissedeceğiz…

•

Zararın neresinden dönsen kâr.
Öcalan’ın “Silahlar sussun fikirler konuşsun” noktasına gelmesi önemli.
PKK bir fikri temel üzerine oturmuyor, Marksist bir hareket olarak kurgulanan bu “Ergenekon yapılanması”nın fikrî düzeyi olsa olsa kurucuları olan ve bugünlerde sıkça karşımıza çıkan “Ergenekoncular” kadardır.

•

Bu “ana fikirsiz” yapı,  “silahların” konuşmadığı bir ortamda “seçim başarısı” da elde edemez.
Biliyoruz ki, pek çok yerleşim birimi “silah tehdidi altında” oy verdi örgüt uzantılarına…
Silah yoksa PKK da yok!..

•

Tabii, “Öcalan çekilme çağrısı yaptı, iş bitti!” diyebilmek için çok erken…

•

Yaşamının bundan sonrasını hiç olmazsa daha az tecrit edilmiş olarak sürdürmek gayesindeki Öcalan’ın “silahların susmasını” gerçekten istediğini düşünüyorum…
Lâkin, onu zamanında “görevlendiren” yapı Türkiye gibi “Küresel Güç” olma potansiyeli taşıyan ve bu yolda da önemli adımlar atan bir ülkenin “huzura, refaha ermemesi” için elinden geleni yapacaktır…
George Friedman “Gelecek 100 Yıl” adlı eserinde Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olduğuna vurgu yaptıktan sonra şu değerlendirmeye yer veriyor:
“Türkiye tecrit edilmiş bir ülke değildir. Büyüyen ekonomisiyle ESKİ ROLÜNE DÖNMESİ, bölgede etkin bir güç olması ihtimali yüksektir.”

•

Evet Türkiye emperyalizm için “potansiyel” tehdit…
Hatta bugün için “organize” tehdit...
Şer odakları boş durmayacaktır!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’ne ve Adalet Bakanlığı’na “saldırının” Ergenekon unsurlarından geldiğinin altını çizdi ya…
Mesaj açık:
Çözümün sağlanması halinde bitecek olan “Derin Sol ve Derin Sağ” unsurların yeni  tezgâhlarına dikkat!..