Ahmet Türk

Ahmet Türk

Nasıl Tensip Buyurursanız Başbakanım!

Nasıl Tensip Buyurursanız Başbakanım!

Hükümet yetkililerinin ve yüksek bürokrasinin; "demokrasi" ya da "farklılıklara saygı" sözcükleriyle" başlattığı, bölgemizdeki asıl ‘oyun kurucuların’ hayata geçirmekte olduğu “Yeşil Kuşak” projesinin bir ürünü olan Kürt koridoru mimarisinin baş aktörü Apo’yla yürüttüğü süreç ite kaka devam ediyor!  

Tam bu meyanda, bu sürecin “PKK’nın silah bırakıp sınır dışına çekilmekle hitama ereceğini” sanan kozmopolit sevgi pıtırcıklarını dahi şaşırtacak bir gelişme oldu. Sayın Başbakan geleceğe dönük planların ipuçlarını verirken, bazı kavramların içini boşaltıp risksiz yeni anlamlar yükleyerek vatandaşın algısına süslü püslü ambalajlarla sunma geleneğini istikrarlı bir şekilde sürdürüyor! Bu kez de “eyalet” oyuncağını kamuoyunun eline tutuşturdu! Gündemin kucağına bırakılacak başka bir absürt bir sistem tartışmasına kadar;"eyalet nedir, faydaları nelerdir?" konulu haber ve tartışma programlarının taarruzu ve tasallutu altında kalacağız!

Gerçi Sayın Başbakan üç beş akredite gazeteciyi ‘körler sağırlar birbirlerini ağırlar’ tarzı canlı yayında bir araya getirip, prime time baygınlığı yaşatma pahasına gündem ve kamuoyu mühendisliğine soyunmuyor! Tecrübeyle de sabittir ki Başbakan bu tip çıkışları genelde dört şey için yapıyor:

1-Bazı konularda işler iyi gitmiyordur; ilgi ve algıyı başka yerlere çekip, kamuoyunu farklı uğraşılarla meşgul etmek niyeti ile…

2- Kafasındaki sürecin hasadını toplamak üzere ‘kamuoyu tarlasını’ sürüp, dilediğini ekmek için…

3- Çok nazik veya netameli dayatmaları ve mecburiyetleri hayata geçirmek adına millete ‘ölümü gösterip sıtmaya razı edecek’ tarzda kabule zorlamak için…

4- Ya da ülke dışına çıkıyordur, ‘ben gidip gelene kadar uslu durun size verdiğim gündem oyuncağı dışında başka ilerle iştigal etmeyin’ demek için…

Başbakanın bu ‘eyalet’ çıkışını yukarıdaki 4 maddeden hangisi niyeti ile yaptığını okuyucuya bırakıyorum…

Ne demişti Sayın Başbakan: " Güçlü bir Türkiye asla eyalet sisteminden korkmamalı. Siz eyalet sisteminde de bu üniter yapıyı koruyabilirsiniz"… Buyur buradan yak!

Başbakan eyalet sisteminde de üniter devletin var olabileceğini zannediyor. Her şeyi çorba gibi birbirine karıştırıyor. Federal bir devletin üniter devlet olma ihtimali yoktur. Başbakanın bu tip teorik hatalar yapması, hiç de normal şeyler değil. Devletin sistemini tartışmaya açan bir başbakanın federal devlet, üniter devlet ve hatta bölgesel ayrıcalıklı devlet sistemleri arasındaki farkları bilmesi gerekir.

Başbakan aslında Eylül 2008’den beri Oslo Görüşmelerinde de detaylı bir şekilde masaya yatırılan ( bkz: ‘Google’ ‘Oslo Görüşmeleri ses kaydı ve tam metni’ ) ve hükümetin önüne dayatılan bir sisteme milleti alıştırmaya çalışıyor. Önce ölümü gösteriyor sonra sıtmaya razı ediyor dedik ya bunu şöyle yapıyor: Kuşdiliyle konuşan, Osmanlıdan referanslar verip hafifletici sebepler arayan Başbakan, gerçekte, İspanya veya İtalya’daki bölgeli devlet modelleri benzeri eyalet değil ama özerk bölgeli yapıyı işaret ediyor. Yani Başbakan aslında eyalet değil özerklik tartışmasının startını veriyor... Bu özerklik modelinde üniter devlet yapısı özünde korunuyor, fakat bazı bölgelere siyasi kültürel ve ekonomik alanlarda bazı yetkiler tanınıyor. Bu sistemde ise asıl sorun özerk bölgelere tanınan yetkilerin ne boyutta bir anayasal güvenceye kavuşturulduğudur… Bunun asıl tartışma alanı müstakbel anayasayı hazırlama sürecinde alevlenecektir!

Yukarıda bahsettiğim akredite gazetecilerden oluşan birçok ulusal ve bunun iki katı yavru yandaş TV’nin canlı yayın yaptığı müstakil bir oturum vardı ya… O oturumda, Hadi diğerlerini geçelim, Taha Akyol gibi ilminin ve şahsiyetinin zekatını hakkıyla vereceğini düşündüğüm birinin “Siz nasıl tensip buyurursunuz Başbakanım” modunda takılmasına gücendim!

Ciddi tenkitler ortaya koyabilirdi. Mesela federal yapıdaki devletlerin, aralarında keskin ayrılıklar yer alıp bir hukuk, eğitim, inanç, ekonomi, vergi vb konularında asgari müştereki sağlayamamış toplumlar tarafından oluşturulduğundan dem vurabilirdi… Türkiye’nin bu haliyle Eyalet sistemine geçmesinin ülkemiz bölgeleri açısından kalkınma ve gelişmişlik farkını daha artıracağını, bugün doğu ve güneydoğu bölgeleri ve orada yaşayanların Türkiye’nin üniter yapısıyla ayakta durabildiği ile alakalı gerçekleri hatırlatıp soru kıvamında sayın Başbakana yöneltebilirdi… Sayın Başbakanım, Osmanlı ütopyalarıyla bölgesinde ve küresel aksta lider ülke olma hesabı yapıyorsunuz ama bizimde içinde bulunduğumuz ve büyük bir oyun alanı haline gelmiş coğrafyanın asıl oyun kurucularını hesaba katıyor musunuz? Diye sorardım!

Eyalet sisteminin güçlü örneklerini gösteriyorsunuz da, kıyasladığınız ülkeler ile Türkiye’nin toprak büyüklüğünü hiç göz önüne getirip getirmediğini, Rusya’nın kuzeyi ile başkenti arasında kaç Türkiye’nin ya da ABD'nin doğusu ile batısı arasında kaç Türkiye’nin sığabileceğini tahayyül edebiliyor musunuz diye sorardım… Ha bir de bu kadar büyük toprağa sahip ülkelerde ulus devlet modeli ile idare etmeye çalışmanın zaten mümkün olmadığını örneklerle açar, Osmanlı'da Lazistan ve Kürdistan vardı demenin, bugünkü Türkiye'de de bunların olabileceği gayet normal olan şeylerdir manasına gelmediğini hatırlatırdım.

Hülasa…

Ak Parti hükümeti bu süreci çok kötü yönetiyor.  Zaten olan bitenlerle Anadolu’nun asli unsurları arasında ciddi doku uyuşmazlığı var. Bünye kabul etmiyor! Başta Başbakan olmak üzere süreci yönetenler, millet yararına ülke çıkarına olduğunu iddia ettiği bu sürecin, ‘dış müdahale ve mecburiyet sonucuymuş’ algısının önüne her türlü imkânlarına rağmen set çekemiyorlar!

Bir tarafta bu ülkede şahsiyetli ve eğrileri düzeltecek bir muhalefet yok ağlamaları sızlamaları… Diğer yandan kral çıplak demenin bedelini nasıl öderim derine düşen“Siz nasıl tensip buyurursanız Başbakanım” modunda bir iktidar ve yüksek bürokrasi muhiti…

Akil Adamların Misyonu Belli Oldu!

Önceki gün 46 ilde yapılan bir araştırma ve kamuoyu yoklaması sonuçları kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre: Vatandaşlarımızın; %71’i Apo- MiT görüşmesini onaylamıyor, %65’i bölünme korkusu yaşıyor, PKK’nın silah bırakıp sınır dışına çıkacağına inanmayanların oranı %76, parlamenter sistemden yana görüş bildirenlerin oranı ise %87…

Başta ‘Açılımların Efendisi’ Beşir Atalay ve Başbakanın Danışmanı Yalçın Akdoğan olmak üzere birçok süreç yöneticisi apo ile müzakere süreci neticesinde ortaya çıkan konjonktürün, milletimizin büyük ve ezici çoğunluğunca kabul gördüğünü iddia ediyorlardı.

Akil adamların; dağdaki, ofisteki ve İmralı’da ki aktörler arasında arabulucu olmak ve sürecin akamete uğramaması için gayret gösterecek bir misyon için teşekkül ettirileceği sanılıyordu. Sayın Başbakan açıkladı. Meğerse akil adamlar, tüm medya ilizyonu ve enformatik kanalların tazyikine rağmen, sürecin karşısında duran Türk milletinin algısını Hükümetin çizgisine çekmek için çaba sarf edeceklermiş!

Türkçede şahane bir laf vardır, “bir işin olmamasını istiyorsan komisyona havale edersin” diye… Akil adamlar komisyonları tam o hesap!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
25 Yorum
Ahmet Türk Arşivi