Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

İğneyi Bahçeli’ye, Çuvaldızı Lale Mansur’a Batır!

İğneyi Bahçeli’ye, Çuvaldızı Lale Mansur’a Batır!

Bir siyasi parti neden kurulur? Rivayet muhtelif, normalde iktidara gelmek için cevabı verilir bu soruya. Ardından şüphesiz başka cevaplar da gelmektedir. Mesela şu anda Türkiye’de 50’nin üzerinde adını bile hatırlamadığımız siyasi partimiz var. Ki bunların içerisinde bir karı-kocanın bir hatıra olsun diye eşten-dosttan kurucular kurulu oluşturup kurdukları partiler bile vardır.

Bir de Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi normal yollardan iktidara gelmesi mümkün olmayan siyasi partiler vardır, yani marjinalize olmuş, toplumun tamamını kucaklayamayan, anlama özürlü. O zaman varlıklarını gösterebilmek ve topluma “yıkılmadık ayaktayız!” mesajı vermek ihtiyacını sağlamak üzere zaman zaman hırçınlaşır, yeni yollar denerler. Kim bilir belki de başka çareleri yoktur.

Anamuhalefet partisi CHP’nin yaptığı çıkışlar buna misaldir. Eski genel başkan Deniz Baykal’ın Ergenekon terör örgütüne avukatlık yapması ve bir kasetle onu devirip genel başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun üye olmak için aynı örgütün adresini araması normal yoldan iktidar umudunu yitirmiş olanların düştüğü yanlışlardır. Öyle ki aynı CHP, sonunda ETÖ’nün adresini Silivri’de bulmuş ve kucaklaşmak için oraya koşarak Silivri duvarlarını yıkmaya kadar vardırmış cüretini. Tabii orada adaletin sert yüzüne toslamıştır. Bu defa da mahkemeyi ve hakimleri tehdit etmekten geri kalmamıştır. Şimdi gelelim yavru muhalefete. Onları da aynı şirretlik elbisesini giymiş olarak görüyoruz. Miting alanlarında yeni ortaya çıkan manzara:

- Vur de vuralım,

Kır de kıralım,

Öl de ölelim!

Genel başkan Devlet Bahçeli ise gayet mutlu. 12 Eylül’den önce acı bir tecrübe yaşayan ve binlerce gencini işkence tezgâhlarına ve idam sehpalarına veren MHP, geçmişten hiç ders almadan yeniden o pırıl pırıl gençler üzerinden bir iktidar oyunu oynamaktadır. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “Adı Devlet olunca kendini devlet sanıyor” diye bu fütursuzluğa dikkat çekerken, Bahçeli “Zamanı geldiğinde kime ne yapacağımızı herkes görecek” diyerek Ülkücü camiayı ajite etmeye devam etmektedir.

CHP ve MHP’nin bu hırçınlığının sebebi ne ola ki? Vatan sevgisi mi? Tam da barış sürecinin başarılı bir yolda ilerlediği bu günlerde acaba CHP ve MHP sürecin sonunda, “Barajın altında kalıp, siyasette yok oluruz” diye mi endişe etmektedir? Bu ihtimal kuvvetli görünüyor. Zira CHP de, MHP de şehit cenazelerinden besleniyor. Bilhassa MHP her şehit cenazesini bir parti mitingine dönüştürerek kandan besleniyor ve bunu kendilerini iktidara götürecek muharrik bir kuvvet olarak algılıyor.

MHP 12 Eylül’den önce de aynı yolu izlememiş miydi? 12 Eylül sabahından sonra Ülkücülerin yaşadığı hüsranı ne çabuk unuttular? Bir yandan da süreci sabote etmek için vargüçleri ile temellere dinamit koymaya devam ediyorlar. Mesela “Akil insanlar”a yapılan ölçüsüz saldırılar, neredeyse bir kaşık suda boğacaklar. Sayın Bahçeli; Kadir İnanır, Yılmaz Erdoğan ve Orhan Gencebay’ı hedef tahtasına koyarken komik duruma düştüğünü ne zaman anlayacaktır? Bahçeli, hem de bir seçim arifesinde partisinin en tepedeki 9 adamının o biçim kasetleri ile sarsıldığında bile bu kadar hırçınlaşmamıştı.

Oysa aynı Devlet Bahçeli, bugün akil insanlardan sinema sanatçısı Lale Mansur’u filmlerinde oynadığı rollerden dolayı “O biçim rollerde oynayan akil insan” diye güya ti’ye almaktadır. Sanatçı Lale Mansur kalkıp dese; “Siz o biçim kasetleri çıkan partinin genel başkanı mısınız?” O zaman ne cevap vereceksiniz? Sayın Bahçeli, o sinema sanatçısını en son ayıplayacak kişi sizsiniz. İğneyi kendinize çuvaldızı başkasına batırın lütfen.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi