Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Esad’ın sonu mu!

Esad’ın sonu mu!

Esad geri çekilmeden önce son darbelerini indirmeye çalışıyor.. Lazkiye çevresinde etnik temizlik hareketi başlattığı söyleniyor.. Lazkiye’ye çekilerek burada kendine güvenli bölge oluşturmak istiyor.

Bu plan da tam İsrail’in istediği bir plan. Suriye’de karmaşa oluşturmak ve uluslararası koalisyonun müdahalesini sağlamak ve yeni bir Bosna çözümü, Bosna Hersek, Hırvat, Sırp yönetimine benzer bir koalisyon oluşturmak ve bunu uluslararası güçlerin gözetiminde zamana bırakmak..
Esad, çözümsüzlüğü çözüm olarak dayatmaya çalışıyor.. Arap dünyasından kopuyor. Çünki çözümsüzlüğe İran’ı da ortak etmek istiyor. Tartus’taki Rus ikmal üssü için garanti vererek Rusya’yı yanına alma hesabı yapıyor. Aynı şekilde bölgedeki Dürzi ve Hristiyan toplulukların garantisi için Fransa’yı yanına almaya çalışıyor.. İsrail’in güvenliği için İsrail’in taleplerini hayata geçirme konusunda uygun bir zemin oluşturarak, aslında ABD’deki Yahudi lobisinin de taleplerine cevap vermiş oluyor.
Türkiye’nin tavrı açık ve net. Aslında bu konuda İslam dünyası, Arap dünyası, ABD, AB ve Rusya’nın da desteği genel anlamda sağlanmış durumda.. Türkiye Suriye’nin geleceğinde, geçiş hükümetinde Esad’ı temsilen kimsenin olmamasını istiyor..  Nuseyriler olabilir.. Ama Esad asla! Esad masada olduğu sürece, Türkiye’ye yönelik doğrudan ve dolaylı saldırılar bitmeyecek, Suriye o bölgede Şebbiha ve Muhaberat yolu ile sürekli provokatif eylerim içinde olacak, Mafia ve silah kaçakçılığı, etnik ayırımcılık, dini ve mezhebi açısından provokasyonların önü alınamayacaktır..
İsrail bunu bildiği için Esad’ın gitmesini istemeyecektir..
Esad İran’ın desteğinin devamı için ve İran’ın parasını verdiği Rusya’dan alınan ve yeni savaş stratejisinde çok da işine yaramayacağı ve ayrıca taşıma riski bulunan silah depolarının Hizbullah tarafından Lübnan’a taşınmasına da karşı çıkmayacaktır..
Hemen şunu söyleyeyim: Türkiye’nin desteklediği hiç bir çözüm önerisinin başarı şansı yoktur.. Ve Türkiye Suriye’nin bütünlüğünü savunmaktadır ve Türkiye Esad ve rejiminin masada temsiline karşıdır. Esasen bu karşılık Suriye muhalefet cephesinin de olmazsa olmaz şartıdır..
Öyle anlaşılıyor ki, Mayıs bitmeden Esad rejimine ilişkin karar da netliğe kazanmış olacaktır..
Elektronik posta olarak bana ulaşan ve bölgeden tanıdıkların teyit ettikleri tehlikeli kışkırtmalar sözkonusu. Bunlardan bazıları şöyle: Bölgede Ulusalcı Ergenekoncular, yangına körükle gidercesine tehlikeli kışkırtmalar peşinde gözüküyor.. Suriyelilerin açtıkları küçük lokanta ve işyerlerini basıyor, aldıkları malın, yedikleri yemeğin parasını vermeden gidiyor, haraç istiyor, aynı grubun Hatay’daki iş birlikçileri ise Kürt kızlara laf atıp, kürt gençlerle kavgaya tutuşuyor, daha sonra da Kürtler “Türk bayrağını ayakları altına aldı, yırttı” diye şayia çıkartıp, çevrelerine topladıkları ile Kürt öğrencilere karşı terör estirmeye çalışıyorlar.. Kaldı ki, birileri birilerini kullanarak bu tür işler de yaptırabilir.. Bu kirli oyuna alet olmamak için olayın anında resmi makamlara aktarılması ve sonucunun takip edilmesi gerekir.. Yine aynı şekilde siyasi ve idari makamlara bildirilmesi gerekir. O da yetmez, Kızılay ve İHH gibi, Anadolu platformu gibi bölgede faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına konunun iletilmesi gerekir..
Aslında diğer bölgelerdeki muhtemel benzer olaylar karşısında izlenmesi gereken tavır bu olmalı.. Çünki birileri her zaman başka yerlerde de benzer tezgahlar hazırlayabilir.. Söylentilere de fazla itibar etmemek gerekir.. 2 bomba patlıyor, “dört” diye yayılıyor.. Rakamlar abartılı olabilir.. Her şey mümkün. Herkesin dikkatli, ihtiyadlı olması gerekir.. Sosyal mediaya bilgi girenlerin ihtiyadlı davranmaları ve hepimizin sosyal mediaya bilgi servis eden birilerinin psikolojik harp oyunlarına alet olmamak için azami derecede özen göstermesi gerekir..
Emniyetin ve istihbaratın bu kişileri takip etmesi ve vatandaşın, gençlerin de bu kışkırtmalara karşı dikkatli olması gerekir.. Suriyeli göçmenlerin de hemen kavgaya tutuşmak yerine ilgililere durumu iletmeleri gerekir..
Bölgede ve kamplarda çok sayıda muhaberat ve Şebbiha elemanının ve bunların yerli işbirlikçilerinin olduğu biliniyor.. Onların da daha sıkı takip edilmesi gerekir.. Bunların sağcısı da, solcusu da var, Milliyetçisi de, Ulusalcısı da!
Özellikle Reyhanlı üzerinde arkası arkasına yaşanan saldırılar, bu ilçede işlerin daha çok ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor..
Bölgedeki MOSSAD ajanlarının doğrudan ve dolaylı olarak olaylara müdahalesinin ayrıca yakın bir şekilde izlenmesi gerekir..
Suriye’de son kavşak dönüldü.. Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.. Esad için gelecek günler geçen günleri aratacak.. Bu olayları vesile ederek Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmaya, bedel ödetmeye, Türkiye’yi Suriye’ye çevirmeye çalışanlar da ateşle oynuyorlar.. Çünki sıra onlara da gelecek.. Bekle ve gör! Selam ve dua ile..
Not: Reyhanlı saldırısında ilk ulaşılan bilgiler, saldırının arkasında Muhaberat’ın olduğunu gösteriyor. Fiilen sorumluluk üslenenler ise yerli işbirlikçileri.. Yine de gelişmeleri beklemek gerek.. İşin bir başka ucundan Ergenekon ve İsrail de çıkabilir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
12 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi