Serdar Arseven

Serdar Arseven

Mustafa Ak…Keçiören… Türkiye!..

Mustafa Ak…Keçiören… Türkiye!..

Ankara’dan çok fazla hoşlandığım söylenemez. Gri binalar ve bin türlü maskeyle dolaşan insanlar…

Bürokratlar, genellikle “iktidar”a göre şekil alır…
Fırsatını bulduğunda AK Parti’yi bir kaşık suda boğacak adamlar, muhafazakâr olur.
Kimi AK Partili bakanlar da “gerçek hissiyat ve niyetlerini” bildiği bu adamların “şerrinden” korunmak için iltifatı esirgemez.
Böyle bir düzen.
Bir şehir, üç üretiyor ve bankadaki hesaplar bakımından 13’e sahip oluyorsa, orada sıkıntı var demektir.

Neyse ki…
Ankara’nın nefes alabileceğiniz yerleri de var…
Mesela, Hacı Bayram ve Hamamönü tarafları, son zamanlardaki “Osmanlı Estetiğine Vurgu” yapan atılımlarıyla rahatlık veriyor bünyeme.
Bir de Keçiören’i çok seviyorum.

Bundan dolayı da Keçiören Belediye Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen organizasyonlara vakit buldukça katılmaya gayret ediyorum.
Türkiye’nin en büyük ilçe belediyesi, Ankara’nın “vatandaş” diyarı.
Keçiören’in ibadethaneleri de, dinlence yerleri de tarihimizden esintiler taşır.
İnsanı değer yüklüdür.

İdari Koordinatörümüz Şakir Kurter ile yardımcısı Şükrü Taylan Darıcıoğlu kardeşlerimiz, “Başkanımız Sayın Mustafa AK ile birlikteydik. Siz, kendisine defalarca ziyarette bulunmuşsunuz. Bir iade-i ziyarette bulunmak isterler.” deyince memnuniyetle karşıladık.
Başkan Mustafa Ak, AK Parti İl’de  yöneticiyken aday oldu.
Seçimi rahat kazandı.
Başkanlığı’nın ilk günlerinde, “Nasıl bir Keçiören?” hedeflediğini anlatmıştı bize…
-Keçiören bir eğitim, kültür diyarı olacak…
-Burada yaşayan, eğitim ve sağlık imkanlarının her türlüsüne sahip olacak.  Kendisini kültürel bakımdan geliştirebilme yollarının ücretsiz bir şekilde sunulduğu bir vasatın insanı olacak.
-Yemyeşil ve tertemiz bir Keçiören.

Bunlar gerçekleşti mi?..
Büyük ölçüde…
Başkan’ın sıraladığı “ücretsiz öğretilen lisanlar”, yönetim anlayışını da ortaya koyuyor…
İngilizce, Rusça, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Çince, Arapça, Osmanlı Türkçesi, Farsça, Boşnakça, Almanca.
Bu tabloya baktığınızda, çağın bilim ve teknolojide en geçerli olan dillerinin yanı sıra, kültürümüzün olmazsa olmazlarının da “ücretsiz eğitim” kapsamına alındığını görüyorsunuz.
Tavır açık:
İnkâr yok, kompleks yok!..

Keçiören, bu dönemde eğitim diyarı oldu.
Turgut Özal Üniversitesi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, son zamanın atılımları.
Keçiören Belediyesi bazı üniversitelerle işbirliği protokolleri imzalayarak, yerel hizmetlerin etkinlik ve verimliliğinin arttırılması için “bilim”den daha fazla istifadenin yollarını arıyor.
Bir zamanların “kışla” zihniyetli üniversiteleri, şimdi “yerel”le buluşuyor…

Keçiören, bu dönemde büyük atılımlara imza atıyor.
Gümüşdere Ihlamur Vadisi Rekreasyon Projesi, tam mânâsıyla çılgın proje.
Tam 145 bin metrekare alana kurulacak olan projede, balıkçı barınakları, köprüler, kafeler, yürüyüş yolları, yazlık sinemalar yer alıyor.
Alana 7 bin 652 yeni bitki dikilecek.
Tam bin 11 adet de ıhlamur ağacı.
Ankara’da gondollar ve kayıklarla bir nevi “Göksu Sefası” yapılacak…
Müthiş proje.

Sol vurgun ve talanlarının ardından gelen Milli Görüş belediyecilik anlayışı, vatandaşı ziyadesiyle memnun etmişti.
O başarılar, önce Refah Partisi’nin başı çektiği koalisyonun, ardından da AK Parti ile gelen yeni bir dönemin hazırlayıcısı oldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde efsanevi hizmetleriyle parlayan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu alandaki başarının toplumların ve partilerin yükselişinde ne denli belirleyici olduğunu ortaya koydu.
Keçiören Türkiye’nin en büyük ilçesi…
Ankara Başkent.
Bu şehrin temizliği hayati önem taşıyor.
Derin solun eline geçmiş olanı geri almak ve eldeki belediyelerdeki vatandaş hâkimiyetini pekiştirmek şart.
Keçiören, yerel iktidarı pekiştirme yolunda hayli mesafe aldı.

Biz de Başkan Mustafa Ak’ı tebrik ettik;
“Sayın Başkan, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep vatandaşla içiçe olunuz. Bu vatandaş kadrini kıymetini bilenin kadrini kıymetini bilir.” diyerek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi