Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Kılıçdaroğlu neden hırçınlaştı?

Kılıçdaroğlu neden hırçınlaştı?

2014’te önümüze 3 seçim sandığı gelebilir Mart’ta belediye seçimleri, sonra da sırası ile cumhurbaşkanlığı seçimi ve yeni hazırlanmakta olan anayasanın referanduma sunulması ile de 3. olarak halkın önüne yine sandık gelebilir. Böyle bir seçim maratonuna hangi partiler hazır, hangilerini bir hezimet bekliyor? Yapılan kamuoyu yoklamaları AK Parti’nin bu yarışta en şanslı parti olduğunu söylüyor.

Büyük bir ihtimalle AK Parti dışındaki 3 parti belediye seçimlerinde amorti ile yetinecekler, büyük ikramiye ise AK Parti’nin olacak. Görünen köy kılavuz istemez. Hatta Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da bazı şehir ve ilçelerde banko belediyeleri alan Barış ve Demokrasi Partisi’nin yeni dönemde oldukça zorlanacağı ve garanti gördüğü birçok belediyeyi kaybedeceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Zira birincisi ideolojik körlük ve bunu besleyen bir korku şemsiyesinin artık ortalıkta açılmadığının görülmesi üzerine halk seçimlerde tercihini bağımsızca yapabilir. Bu durumdan olumlu etkilenecek partide iktidar partisidir. CHP ve MHP zaten bölgede sadece tabela partisi konumunda oldukları için şanslı olan parti AK Parti’dir. Bu seçim binanın depreme dayanıklı temeli olarak yaşanacağından, kazanana ikinci seçim için bir fikir verebilecektir. Şu anda mevcut belediyeleri, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere pek çok büyük şehri de elinde tutan, halkın da teveccühünü kazanan iktidar partisi böylece ilk defa cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği seçimde de en şanslı parti olacaktır. Anayasa için partiler uzlaşamaz ve referandum da zaruret olursa AK Parti orada da şanslı olacaktır. CHP en çok İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye başkanı adaylarında sıkıntı yaşayacak ve o günlerde çok büyük meydan savaşlarına şahit olacağız. AK Parti’de ise en büyük problemin Ankara’da yaşanacağı söylenebilir. Her seçimde “Bu defa son adaylığım” diyerek Erdoğan’ı ikna eden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu defa yine aynı argümanı kullanması ve bunu da sık sık katıldığı televizyon programlarında dillendirerek Başbakan’a mesaj vermesi sancının başladığının göstergesidir. Bilinen o ki partisi artık Gökçek’i nadasa bırakmak niyetindedir. Gökçek ise koltuğa 404 ile yapıştığı için bir türlü kalkmak istememektedir.

Şimdi gelelim cumhurbaşkanlığı seçimine ya da anayasa yeniden yapılabilirse ve partilerin mutabakatı ile gelecek başkanlık sisteminin de önümüze koyacağı seçim sandığına. Öyle ya da böyle sandık önümüze ikinci defa gelecek. Pekiii, Recep Tayyip Erdoğan gibi fırtınalar estiren, kelebek gibi uçan, arı gibi sokan bir adayın karşısına CHP kimi çıkaracak? Bu adayın şansı olabilir mi? İşte böylesine umutsuz seçimin şansını artırmak için Kılıçdaroğlu bugünlerden atraksiyona başladı.

Önce Avrupa Sosyalist Grup Başkanı Swoboda’ya şikâyet etmeye kalktı başbakanı. Her zaman olduğu gibi ağzına-yüzüne bulaştırdı, kendi kalesine gol atıverdi. Sonra Türkiye’ye dönen CHP lideri bu defa da bir aslan gibi kükreyerek yeni anayasa çalışmalarına sarıldı. Anayasada başlangıç maddelerine dokunulursa CHP lideri göğsünü siper ederek, kılıcını çekecek kahramanca dövüşecektir. Kılıçdaroğlu’nun böyle kahramanlık gösterileri ile 2014’e hazırlandığı biliniyor, ama bitkisel hayata girmiş olan bu partiyi değil Kılıçdaroğlu’nun böyle Donkişotlukları; Atatürk, İnönü ve Ecevit mezardan kalkıp gelseler onların üçünün birden bile CHP’yi kurtaramayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Hatta CHP lideri, “Abdullah Gül de aday olursa biz onu destekleyeceğiz, aday çıkarmayacağız” gibi nifak çıkarmaya çalışsa da sonunda yenilgi mukadder gibi görünüyor.

Kılıçdaroğlu, elinde tahta kılıçla Malkoçoğlu rolüne soyunacağına erkekçe Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında başkanlık seçiminde aday olur kozlarını ermeydanında paylaşırlar. Demokrasilerin en güzel yanı o akşam 21.00 sularında çam sandığından yükselen sestir:

“Yüzde 50 ile filan partinin adayı seçimleri kazanmıştır.”

İşte o zaman Kılıçdaroğlu’nun yapacağı tek şey Silivri’ye gidip, orada paşaların dizi dibinde Doğu Perinçek’e yaslanarak 6 gün 6 gece hüngür hüngür ağlamaktır.

Çam sandığı kimilerini güldürür, kimilerini ağlatır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi