Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Sultan Abdülhamid Han’dan Başbakan Erdoğan’a dış destekli komplolar

Sultan Abdülhamid Han’dan Başbakan Erdoğan’a dış destekli komplolar

Kitlesel olayların sonuçlarından ziyade sebepleri üzerinde durulmalı. Geçmişte yaşanan benzeri olayların ülkemize ve milletimize neler kazandırıp neleri kaybettirdiği hatırlanmalıdır.  

Seçilmiş hükümetleri yöneten ve yönlendiren vesayetçi güçler olduğu gibi; dünyayı yöneten gizli egemen güçlerin varlığı da bir gerçektir. Dünyayı yöneten emperyalist güçler ve onların yerli işbirlikçileri ellerinde tuttukları ülkeleri acımasızca hem yönetiyor hem de sömürüyorlar. Bunları engellemeye kalkan iktidarları ve siyasi liderleri ortak eylem birliği ile ya iktidardan indirirler ya da bir şekilde yok ederler.
Bu dış güçler vaktiyle Büyük Osmanlı Devletini İttihatçı çeteleri kullanarak yıktılar. Aynı güçler, Cumhuriyet döneminde devlet kurumları içindeki hukuk dışı yapılandılar ve siyaset, sermaye, medya ve sivil toplum kuruluşlarını kullanarak hükümetleri yönlendirmişlerdir.
Sultan Abdülhamid Han o güçler tarafından tahttan indirildi. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes o güçlerin yönlendirmeleriyle idam edildi. Cumhurbaşkanı Özal o güçlerin eliyle zehirlenerek öldürüldü. Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan yine o güçlerin tesiriyle iktidardan indirildi.
Bu kişiler eğer kendilerine emredileni yapsalardı ve onların “sömürü ve yönetme” buyruklarına boyun eğselerdi: ne tahtından indirilir, ne idam edilir, ne zehirlenir; ne de iktidardan uzaklaştırılırlardı.   

ABDÜLHAMİD’İ TAHTAN KİMLER NASIL İNDİRDİ

Sultan II. Abdülhamid Hân millet çoğunluğu tarafından sevilen ve sayılan bir padişahtı. Ordunun kahir ekseriyeti ona bağlı idi.
Saltanatı boyunca (1876–1909) hizmetleriyle muhteşem bir nüfus ve büyük bir  itibara sahip olmuştu. Sultan, ne dış güçlere ne de işbirlikçileri İttihatçılara taviz vermedi. Sultanın kararlılığından çekinen İttihatçılar sekiz buçuk yıl tüm uğraşlarına rağmen Padişahı devirmeye muvaffak olamadılar…
İttihat ve Terakki adlı çetenin başındakilerin ekserisi masondu ve bu masonların kayıtlı bulunduğu loca “Sultan Abdülhamid Hân’ın tahttan indirilecek”… İttihatçılar bazı itiraz ve talepler ileri sürerek isyan başlatmıştı. Aslında, ne Kanun-u Esasi’nin (Anayasa) tekrar yürürlüğe girmesi, ne Meşrutiyet’in ilânı, ne de Meclis-i Meb’ûsân’ın açılması İttihatçılar için önemli değildi. Onların asıl hedefi bu iddialar üzerinden halk desteği almak ve Sultan Abdülhamid’i devirmekti.
Nitekim isteklerinin çoğu kabul edilmiş olmasına rağmen ihanet oyunlarına devam ettiler. Çünkü onların hedefi, onu tahttan indirerek, Padişahın İslâm âlemindeki hilâfet politikalarını yok ederek ve işbirliğinde oldukları dış güçlerle Devlet-i Aliye’yi yağmalamaktı.

GELELİM GÜNÜMÜZE…

Başbakan Erdoğan, iktidara geldiği günden bugüne; iç ve dış müdahalecilere karşı direnmiş ve yetkilerini bu güçlerle paylaşmayı kabul etmemiştir. Vesayetçi gücün manevra alanlarını yasal düzenlemelerle daraltmıştır.  
Devlet kurumları içindeki hukuk dışı yapılanmaları büyük ölçüde bertaraf etmeyi başarmıştır. “Çözüm Süreci” ile “Terörsüz Türkiye” yolunda önemli mesafeler alınmıştır.  
Bu çalışmaların yanında Başbakan Erdoğan; Türkiye’yi avucunun içine almış olan, ülkemizi sömüren dış güçlerden ve onların iç işbirlikçilerinin pençesinden kurtarmak için ciddi çalışmalar başlatmıştır.
Dış politikada; BM’nin politikalarını eleştirmiş, İsrail’e kafa tutan bir lider olarak İslam dünyasında yıldızı parlayan bir lider olmuştur. 50 yıldır bizi kapısında bekleten Avrupa Birliği’ne “Bizi almıyorsanız biz Şangay Beşlisi’ne gireriz”, diyebilmiştir.
IMF ve Dünya Bankası ile uluslararası finans çevrelerinin faiz kazanımlarına son vermiştir. İşte bütün bu başarılar iç ve dış güçlerin ciddi anlamda rahatsız etmiştir. Eski kazanımlarını yeniden elde etmek üzere Başbakan Erdoğan hedefe konarak düğmeye basılmıştır.
Son günlerde yaşanan olayların perde arkasındaki plan ve oyunun kendisi budur. Ancak; Başbakanımızın dört gün sonra ülkeye dönüşünde organizesiz halk kitlelerinin yollara düşmesi ve müthiş bir sevgi gösterisiyle desteğini ortaya koymuş olması çok anlamlıdır. Türk milleti ağaçtan yola çıkarak ülke geneline yayılan ve savaş alanlarını andıran ihaneti anlamış ve Başbakanına sahip çıkarak oyunu bozmuştur.
Bazı kesimler iktidarın aldığı kararları onaylamadıkları bir gerçektir. Başbakan Erdoğan “halkın takdiri kadar tepkisi de önemlidir” gerçeği çerçevesinde haklı ve makul talepleri göz önüne alacaklarını ifade etmiştir.
Gelinen bu noktada; iç ve dış güçlerin oyununu bozma adına hukuk çerçevesinde kalınmalı ve halkımızın huzuru ile güvenliğine zarar vermekten sakınılmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde oyunu bozmuş ve ülkemizde birliği sağlamış oluruz. Unutulmasın ki; hepimiz aynı geminin içindeyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi