Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Geceleri yolları kesmek “korsanlık”tır, “eşkıyalık”tır!

Geceleri yolları kesmek “korsanlık”tır, “eşkıyalık”tır!

Ankara Sincan’da ve İstanbul Kazlıçeşme’de yapılan “Milli İradeye Saygı” mitinglerini, sadece “Türkiye” değil, “dünya” gördü...

“Haydi Büyük Oyunu Bozmaya” sloganıyla başlayan mitingler, önümüzdeki günlerde Kayseri, Erzurum ve Samsun’da devam edecek.
Sincan ve Kazlıçeşme’deki mitinglerin verdiği en önemli mesaj şudur:
“Başbakan Tayyip Erdoğan; Türk halkına dünyayı şikâyet ederken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi dünyaya şikâyet ettiğinin ortaya çıkmasıdır.”
Bu, gayet net ve açık...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun; “yabancı basın mensuplarıyla gizli görüşme” yaparken, “Türk basın mensuplarını salondan dışarı çıkarttığını”, dahası “görüntü almalarına bile müsaade etmediğini” biliyorsunuz!..
Eskiden, “Kapalı Kapılar Ardında Washington” adlı bir dizi film vardı...
Bay Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki “Yeni CHP” ise, “Kapalı Kapılar Ardında CHP” senaryosunu devam ettiriyor. Bay Kılıçdaroğlu’nun, gittiği yerlerde “Türkiye’yi gammazladığını” zaten biliyorduk... Artık Türkiye’de de “Türkiye’yi ispiyonlamaya” başladı ki, Allah akıl-fikir versin!..

ERDOĞAN DÜNYA LİDERİ

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ise “gizli”si, “saklı”sı yok... Her şeyi “şeffaf”.
O kadar şeffaf ki;
Şirinevler’den Muhittin Çiçek amcanın; “Ben 52 yıldır İstanbul’dayım... Böyle bir miting görmedim” dediği gibi, Başbakan Tayyip Erdoğan, Kazlıçeşme’de “1 milyonu aşkın” insana seslendi ve açık açık dedi ki;
“Hadi bakalım; bunu da gizle BBC, bunu da gizli CNN, bunu da gizli Reuters.”
Ne ilginç değil mi;
O CNN var ya, “Kazlıçeşme Mitingi”ni bile “Hükümete karşı protesto” diye yayınladı iyi mi?
Gözleri bu kadar kör!..
Açık ve net söyleyelim...
Tayyip Erdoğan, “İstanbul’un tüm ilçeleri”ni, “Türkiye’nin illeri”ni, Gazze’den Bosna’ya, Şam’dan Bağdat’a, Bakü’den Myanmar’a kadar “dünya başkentleri”ni sayarak, bir “İstanbul sevdalısı” olduğunu, “76 milyonun Başbakanı” olduğunu, bundan da öte bir “dünya lideri” olduğunu gösterdi...
Bay Kılıçdaroğlu ise, maalesef “Gezi’ye sıkıştı” kaldı.. Gezi’deki “marjinal gruplar”ın arasından çıkabilseydi, belki “CHP’nin lideri” olabilirdi... Ama, onu da olamadı!..
Bu gidişle de olamaz!..
Zira, “Karadenizli bir kadın”ın dediği gibi, “Yürüyen merdivene ters binen Bay Kılıçdaroğlu”, Türkiye’yi de “tersine” götürmek istiyor ki, millet bu “ters”in arkasından gitmez...

2 MİLYONA YAKIN İNSAN!

“Milli İradeye Saygı” mitinginin en güzel taraflarından biri de, “son derece olgun bir atmosfer”de geçmiş olmasıydı...
Dikkat edin;
Kazlıçeşme Meydanı’na “1 milyonu aşkın” insan toplandı... Alanda “izdiham” olmasın diye, “yüz binlerce insan” da içeri alınmadı, iyi mi?..
Kısacası, 2 milyona yakın insan, adam gibi geldi, Erdoğan’ı dinledikten sonra, adam gibi gitti.
Ne gelişte problem yaşandı, ne miting dağıldıktan sonra...
Gördünüz işte;
Herkes “Türk bayrağı” taşıdı, herkes bayrak salladı... Hatta hayli büyük bir Türk bayrağı, elden ele bütün alanı dolaştı.
Sizin anlayacağınız;
Bayrağı, “birilerinin gözüne sokarcasına” sallamadılar... Hiç kimse, bir “pelerin” gibi sırtına da almadı o bayrağı!.. Ve hiç kimse, o bayrağı bir “silah” olarak kullanmadı.
Adam gibi geldiler,
Adam gibi gittiler.
Lütfen dikkat;
“2 milyona yakın insan”ın katıldığı bir mitingde, en ufak bir sorun yaşanmadı.
Çünkü, hiçbirinin içinde;
“Kin” de yoktu, “nefret” de!..
“Öfke” de yoktu, “kızgınlık” da!
Yüzlerinden “içlerinin katran karası” değil, “nur” akıyor, “sevgi” akıyordu...
Kısacası, işte “millet” buydu...
“Milli irade” buydu!..
“Milli direniş” de böyle olurdu!..

CHP ELİNİ ÇEKSE!

Peki, başını CHP’nin çektiği ve “milli iradeye darbe” yapmak isteyen güruh ne yapıyor?..
Hiç kimse laga luga yapmasın; ve hiç kimse de kıvırmaya kalkmasın;
“Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçlara sahip çıkmak” için başlatılan masum eylemi “rehin” alıp da, eylemi “kendi ideolojik emelleri” için kullanan “legal ve illegal örgütler” arasında CHP de vardır!.. Hatta, “arasında” değil, bizzat “başında”dırlar ve “kışkırtıcılık” yapmaktadırlar!..
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim;
“Taksim merkezli provokasyonlardan CHP ve Alevi vatandaşlar elini çeksin, ortada hiçbir illegal örgüt kalmaz!.. Onlar CHP’den, CHP milletvekillerinden güç alıyorlar!”
Evet, “provokatör”ler CHP’den “güç” alıyorlar ama, CHP de habire “güç kaybediyor!”
Niye mi?..

MALTEPE’DE YOL KORSANLARI!

Buyrun, dinleyin...
Efendim, Kazlıçeşme Mitingi’nin yapıldığı gün, yani önceki gün, bir okurum “Maltepe civarında misafirlikte” imiş!..
Gece 22.00’de kalkmış, otomobiliyle Beylikdüzü’ne doğru yol almaya başlamış...
Aaa, o da ne?..
“Yol kapalı!”
İster “şehir eşkıyası” deyin, ister “yol korsanları” veya “PKK’nın şehir versiyonları” deyin, “E-5 karayolu” onlar tarafından kesilmiş!..
“İlerlemek” mümkün değil!..
“Kaldım aralarında” diyor okurum... Kendi arabalarını yolun ortasına bırakmışlar, öylece bekliyorlar. Eylemciler de bağdaş kurup, oturmuşlar yolun ortasına...
Tek kelimeyle “eşkıyalık!”
Okurum, içlerinden birine demiş ki;
“Hiç olmazsa tek şeridi açık bıraksaydınız... Tek şeridi açın da, gidelim!”
Bir “Alevi vatandaş” yol açmaya çalışmış... Gelin, görün ki; “militan” kılıklı diğeri “Olmaz” demiş; “Bekleyecek!”
Dakikalarca beklemiş okurum...
Ve görmüş ki;
“Yol korsanları”nın ne başı belli, ne kıçı!.. Her kafadan bir ses çıkıyor... Kimi, “Kalkın gidelim” diyor, kimi “Otur oturduğun yerde” diye bağırıyor!..
¥ “O ara, bir şey dikkatimi çekti” diyor okurum... “Bazı araçlar”ın plâkaları, bir “bant”la kapatılmış... “34”ünü okumuş, devamını okuyamamış!..
Adam “kitle psikolojisi” ile “erkeklik” yapıyor ama, “plâka”sı alınıp da hesaba çekilmekten korkuyor!.. Kimbilir, o otomobil; ya bir “şirket arabası”dır ya da “resmi hizmet”te kullanılan bir araç!..
¥ Bir şey daha dikkatini çekmiş, okurumun... “Yol teröristlerinin liderlerinden biri”, otomobilin “bagaj”ına oturmuş, bir yandan “sigara”sını tüttürüyor, bir yandan da “bayrak” sallıyor... Bazen de “bira şişesi”ni kafasına dikiyor!..
Şu zavallılığa bakın;
“Bir elde Türk bayrağı,
Bir elde bira şişesi!”
Ve adam bağırıyor;
“AKP diktasına son,
Tayyip istifa!”
Oha... Ve de çüşş!..

BEYLİKDÜZÜ HARAMİLERİ!

“En az 1 saat provokatörlerin arasında kalan” okurum, daha sonra Haramidere yokuşunu tırmanıp, Beylikdüzü civarına gelmiş!..
Bir de bakmış ki;
“Yol korsanları yine eylemde!”
“Gidecek başka yolum yok, kaldım aralarında” deyip, ekliyor;
Göstericiler, “Sen de korna çalsana!” dediler... Çalmadım... Yüzüme sert sert baktılar, ama oralı olmadım. Bu defa “Dörtlülerini yak” dediler!..
Yakmadım... Saatlerdir yollardayım!.. Kan beynime sıçramış!.. Bir de kalkmışlar, “talimat” yağdırıyorlar!..
“Korna çal!..
Dörtlüleri yak!”
Bazıları “korna” çalıyor ama “onlardan görünmek” için mi, yoksa “yedi sülâlelerine küfretmek” için mi, belli değil!..
Haramidere’nin “çağdaş haramile-ri”nden kurtulup, evine gece yarısı gidebilen okurum; “Bu olaydan sonra” dedi;
“Bunlardan ne köy olur, ne kasaba!.. Bunlar, tencere-tava çalmakla, PKK’lı teröristler gibi yol kesmekle eylemlerine destek verileceğini mi sanıyorlar?..
Hepsinin suratında kin, nefret ve öfke var... Öfkeden kuduruyorlar ama bu tür eylemlerle sempati toplayamazlar ki!.. Toplumda kamplaşma ve ayrışma diyorlar, kamplaşmayı da, ayrışmayı da çıkaran ve körükleyen kendileri!..
Güya demokratik haklarını kullanıyorlar!.. Ulan, benim seyahat özgürlüğümü gaspetmeye ne hakkın var!..
Tencere-tava çalıyorsun... İstediğin kadar çal!.. Hatta, çengi getir oynat!.. Hiç itirazım yok!.. Ama senin hasta komşuna, 6 aylık bebeği olan kadına, sabah erkenden işe gidecek insanlara saygın yoksa, kimden saygı bekliyorsun?..
Bir sopa gibi, bir silah gibi salladığın bayrağa, sırf senin gibiler yüzünden sevgi azalırsa, oturup bir yerlerinize kına mı yakacaksınız?”
Okurum hayli öfkeli...
Haksız da sayılmaz...
Bir değil, iki değil!..
Her gün “yolda gitme hakkı gaspedilince” iyice sinirlenmiş... Hayli “küfürlü” konuştu ama ben “bip”ledim.

ASIL DİKTATÖR SİZSİNİZ!

Ama, gördüğüm o ki;
CHP ve Alevi vatandaşlar, bir an önce bu eylemlerin içinde yer almaktan vazgeçsinler!..
Dahası;
“Birkaç ölü olsa ne iyi olur” diyen Ulusal TV’nin ve sürekli “kışkırtıcı yayınlar” yapan Halk TV’nin dolmuşuna binmesinler...
Eylem yapacaksanız, yapın!..
“Tayyip istifa” diyecekseniz, deyin... Ama bunu “her mesaj için 4 TL” alan Ulusal Kanal vasıtasıyla yapıp da, “Kemalist Maocular”ı zengin etmeyin!..
Haa, “diktatör” diye, “despot” diye suçladığınız Tayyip Erdoğan’dan da bir an önce özür dileyin!..
Çünkü, asıl sizin yaptığınız “diktatörlük”, asıl sizi yaptığınız “despotluk”tur!..
Söyleyin hele;
Bir zamanlar “PKK’lı teröristler”in yaptığı gibi “yol” kesmek bir “demokratik hak” mıdır, yoksa “eşkıyalık” mı?..
Bu yaptığınız “sivil dikta özlemi” değilse, resmen “despotluk”tur!..
“Demokrasi”lerde iktidarlar “sandık”la gelir, “sandık”la giderler...
Ama, görünen o ki;
“Sandıktan umudunuz yok!”
Umudunuz “sokak”ta, “çirkeflik”te, “şirretlik”te, “gasp”ta!..
Vazgeçin bu işlerden!..
“Adam olun, adam!”
Öyle ya;
“Hayvanlar” bile yol kesmez!..
Siz; yolun ortasına çöreklenip hiç kalkmayan “Hint ineği” misiniz nesiniz?..
Kalkın, tıkamayın Türkiye’nin önünü!..


CHP “milli iradeye saygı” göstermek istiyorsa!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında; AK Parti’nin “milli İradeye Saygı” mitingine katılan “2 milyona yakın insan”dan dolayı “kıskançlık krizi”ne kapılış olmalı ki, şöyle demiş;
“Milli irade yüzde 90, yüzde 50 meselesi değildir... Milli irade yüzde 100 meselesidir!”
İyi hoş da; “Taksim provokatörleri”ni gösterip, “Orada her görüşten insan var... Bu bir halk direnişidir” diyenler kendileri değil miydi?.. Şu hâle bakın; “Gezi Parkı”nda yapılan ankette, “eylemcilerin yüzde 75’i CHP’li” çıkıyor ve bunlar “halk” oluyor ama Kazlıçeşme’dekiler “milli irade”yi yansıtmıyor!!!..
Oysa Kazlıçeşme’de AK Partili de vardı, MHP’li de... SP’li de vardı, BDP’li’ de!.. Madem “milli irade”den söz ediyorlar, madem “Yüzde 100 olsun” diyorlar, onun da çaresi var... Hemen bugün CHP’yi lâğvetsinler, “CHP tabelası”nı indirsinler ve “AK Parti’ye iltihak” etsinler... Böylece hem  “milli irade” tecelli etmiş olur, hem de CHP, “iktidar” yüzü görür!..
“Maocu Kemalistler”in kuyruğuna takılmakla “iktidar” olamayacaklarına göre, “CHP’nin kapısına kilit” vurup, AK Parti’ye katılmaktan başka çareleri yok!..
Bence, “milli iradeye saygı” böyle olur!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi