Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

İran üzerinde yanlış hesaplar

İran üzerinde yanlış hesaplar

2005 yılından beri İran Cumhurbaşkanı olan Ahmedinecad dönemi; 11. dönem cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu aday Hasan Ruhani’nin kazanması ile resmen kapandı.

İran’da rejimin temel esaslarından biri olan Batı karşıtlığı politikaları “Batı düşmanlığı” noktasına taşıyan Ahmedinecad; İran’ı, Batı ile her an kapışabilecek şekilde bir kavganın içine sokmuştu…  
Ahmedinecad Döneminde İran;
“Nükleer silahlanma uranyum zenginleştirme ısrarı, İsrail ve Batı düşmanlığı politikaları karşılığı olarak ekonomik boykot ve siyasi baskılar İran’ı ciddi anlamda sarstı.
Ülke Batı ülkelerinin ve İsrail’in tehdidi altına girdi.
75 milyon civarındaki nüfusu ile İran bölgesinde etkili bir ekonomik güce sahip iken, Batının uyguladığı ekonomik boykot ve baskılar sebebiyle kişi başına geliri ve satın alma gücü düşük bir ülke konumuna geldi.
Fars milliyetçiliği ve Şia mezhepçiliği doğrultusunda yayılmacı ve güç olma mücadelesine hız verildi. Lübnan Hizbullah’ı, Suriye’deki despotçu Beşşar Esed ve onun Baas rejimi resmen sahiplenildi.
Uygulanan ekonomik boykot ve siyasi baskıların yanında mezhepsel bölge politikaları da İran ekonomisine büyük zarar verdiği gibi İran’ın Sünni İslam dünyasında büyük itibar kaybına sebep oldu
İran değişebilecek mi?
İran’da seçimi, reform taraftarı Hasan Ruhani kazandı. Hasan Ruhani; adaylıkları veto edilen İran rejiminin en kudretli siyasilerinden reformcu Rafsanjani ve Musavi tarafından da desteklendiği için oyların yüzde 50,7’sini alarak Cumhurbaşkanı oldu!
İran halkının Ruhani’den öncelikli beklentisi; Ahmedinecad döneminde ülkenin içine sürüklendiği ekonomik çıkmazların aşılması adına Batı ile kavga yerine bir uzlaşma politikası başlatması ve devamında da ekonomik kuşatmanın, ambargo ve boykotun son bulmasıdır.
Dünya başkentlerinde; İran’ın yeni döneminde, sorunlara savaş ve tehditlerle değil, görüşmeler yoluyla siyasi çözüm aranması yönünde bir şans doğacağı yönünde bir beklenti olduğu dikkati çekmektedir.
İran’da 1979 Şubatında 2500 yıllık Şahlık saltanatına dayalı siyaset geleneğine son verilerek, dünya literatürüne yeni bir siyaset anlayışı getirilmiştir.
Bu yeni siyaset anlayışı; İran İslam Cumhuriyeti’nin özünü oluşturan VELAYET-İ FAKİH  sistemidir. Bu sistemde güç ve yetki sistem adına Rehber tek hakim güçtür. 1989 yılında İmam Ayetullah Humeyni’nin vefatıyla yerine geçen Ayetullah Hameney  rehber olarak İran’daki tüm gücü elinde tutmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak ancak dini liderin yani “Rehber” in icazetiyle mümkün olmaktadır. Bu sebepledir ki İran’da Cumhurbaşkanı, rehberin bir noter memuru durumundadır.
Hatemi, denemişti fakat başaramamıştı
Ahmedinecad’dan önceki Cumhurbaşkanı Hatemi, %80 oy oranıyla seçilmişti. İran halkına özgürlükler ve değişim konularında çeşitli vaatlerde bulunmuş ve kendisini yenilikçi, ıslahatçı veya reformcu olarak adlandırmıştı. Batılılar başta olmak üzere tüm dünya Hatemi’nin sistemi değiştirmesini bekliyordu, geçen zaman içinde bu beklentilerin karşılık bulmadığı görüldü. Hatemi de çok geçmeden, hiçbir şeyi yenileyemeyeceğini ve reform hamlelerini başlatamayacağını anladı.
Hatemi ikinci defa Cumhurbaşkanı seçilince, devletin dinamiklerini eleştirmeye başladı. Anayasa Koruma Konseyi’nin (Şûra-i Nigehban) yetkilerinin azaltılmasını, bu şûranın kendilerini engellediğini, Velayet-i Fakih’in yetkilerinin çok olduğunu bunun demokratik olmadığını ve kendi yetkilerinin çoğaltılması gerektiğini yüksek sesle dile getirerek bu alanda Parlamento’ya anayasa değişikliği için önerge verdi.
Parlamentoda onaylanan bu önergeler Anayasayı Koruma Konseyi tarafından reddedilince milletvekilleri demokrasiden söz etmeye başladılar. İran’da tansiyon yükselmeye başladı öğrenci eylemleri, yürüyüşler, protestolar arttı. Hatemi’nin arkasında Parlamento desteğinin yanında büyük bir halk desteği de vardı ancak sonuç değişmedi. Şimdi de hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü İran’da son sözü Velayet-i Fakih makamında oturan rehber Ayetullah Hameney söyler.
Bu gerçekler bize gösteriyor ki; İran’da değişim beyhudedir. Kim Cumhurbaşkanı olursa olsun, İran’da rehberin onayı olmadan hiçbir şey değişmedi, değişmez.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi