Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Herkese özgürlük

Herkese özgürlük

AKP'nin kapatılma davasının arkasından iktidar ve muhalefetin birlikte yeni bir sivil anayasa hazırlamak üzere kolları sıvayacağını bekleyenler Meclis'in tatil edilmesiyle hayal kırıklığına uğradı. Halbuki bir hafta öncesine kadar pek çok çevrenin birinci gündem maddesi yeni bir anayasa idi. Sivil toplum örgütleri meydanlara bunun için indiler, mitingler düzenlediler. Ancak, görünen o ki, mitinglerin esas hedefi yeni bir sivil anayasa değil, AKP'nin kapatılmaması yönünde kamuoyu oluşturmakmış. Ortak Akıl Hareketi'nin düzenlediği mitinglerin AKP'nin kapatılmamasında ne ölçüde etkili olduğunu bilemem ama eğer bu yönde etkisi olmuşsa mitingler hedefine ulaşmış demektir.

Ancak, AKP'nin kapatılmaması demokrasinin rayına oturduğu, bazı hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırıldığı anlamına gelmiyor. Böyle algılmak insanı yanlış sonuçlara götürür.

Bu bakımdan önümüzdeki aylarda yapılması gerenken önemli husus herkese özgürlük getirecek, temel insan hak ve özgürlüklerinin önündeki tüm engelleri kaldıracak, devleti kutsallaştırıp insanı devlet için feda edilebilir olmaktan kurtaracak yeni bir anayasa yapılması gerekiyor. Yeni anayasa yapmanın iki yolu görünüyor. Birinci yol tatilden sonra Meclis toplanır toplanmaz yeni anayasa çalışmalarının başlatılması gerekiyor. Hatta, Meclis'in tatile girdiği şu iki aylık dönemde bu konudaki çalışmalar belli bir noktaya getirilmeli, Meclis'in açılması ile birlikte gündeme alınmalıdır.. Yeni anayasanın ana ilkesi "Devlet millet için vardır. Esas olan mllettir" düsturu olmalıdır. Yoksa "Devlet elden gidiyor öyle ise birtakım temel insan hakları askıya alınabilir, hatta devlet için insanlar bazı haklarından soyutlanabilir" mantığı ile yapılacak yeni bir anayasa bu ülkede yıllardan beri sürüp giden sorunları ortadan kaldırmayacağı gibi, toplumun ve toplum ile devletin kucaklaşmasını sağlamayacaktır.

Yeni anayasa yapılması için ikinci yol ise daha önce de bu köşede dile getirdiğim gibi, erken seçim kararı alınarak yeni anayasa yapılması gerektiğine inanan partiler seçimlere tek bir madde ile girmeli, bu madde ise herkese özgürlük sağlayacak, temel insan hak ve hürriyetlerini teminat altına alacak yeni bir anayasa yapmak sözü ile oy istenmeli ve seçimlerin ardından oluşacak yeni Meclis'in öncelikli konusu yeni bir sivil anayasa yapmak olmalıdır. Milletten yeni bir anayasa yapmak üzere yetki istenen bir seçimin ardından oluşacak Meclis bir yönüyle Kurucu Meclis görevi de rahatlıkla üstlenebilir.

ülkenin çok ciddi iç ve dış sorunları vardır. Ne var ki, sitem tartışmaları sebebiyle bu sorunlar üzerinde ne siyasi partiler ne de millet yeterince düşünme ve çare arama imkanı bulamıyor. Sistemi koruma adına açılan davalar Meclis'in önünü tıkayıcı bir durum ortaya çıkarıyor.

Bu ülkede bazı çevrelerin hayali "Laiklik elden gidiyor" söylemine dayanan korkuları sebebiyle Cumhurbaşkanı'nı seçmekte bile zorlandık. Aynı anayasa ile daha önce Cumuhbaşkanı seçilirken aranmayan 367 şartı gündeme getirildi ve Anayasa Mahkemsi de bu şartın gerekli olduğuna karar verdi. Ama, bu kararı toplumun büyük bir kısmı inandırıcı bulmadı. çünkü, "Cumhurbaşkanı'nı seçecek Meclis'in Anayasa gereği toplanabilmesi için en az 367 milletvekilinin Genel Kurul Salonu'nda bulunması zorunluluğu vardıysa daha önce bu şart niçin aranmadı?" sorusuna bugüne kadar toplumu tatmin edecek bir açıklama getirilmedi. Demek istediğim o ki, acilen yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Bu anayasa birtakım korkulardan arınmış, fertlerin temel insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alan bir anayasa olmak durumundadır. Eğer yine ne olduğu net bir şekilde tarif edilmemiş bir laiklik anlayışı ve devleti kutsayan fertleri devlet için feda edilebilir gören anlayış değişmeyecekse yeni anayasaya hiç gerek yoktur.. Ve elbette inanan insanların dinlerini öğrenme, öğretme ve inandıkları gibi yaşama hakları birtakım gerekçelerle sınırlandırılacak ya da yasaklanacaksa da yeni anayasaya ihtiyaç yoktur. Kısacası, herkese özgürlük anlayışına dayalı, inananı da inanmayanı da koruyan bir anayasaya ihtiyaç var. Mevcut anayasa maaalesef inançsızlığı koruuma altına almış ama inanca birtakım sınırlandırmalar getirmiş vaziyette. Bunun sonucu olarak ortaya azınlığın çoğunluğa tahakkümü çıkıyor. Halbuki herkese özgürlük getirecek bir anayasa ne azınlığın çoğunluğa ne de çoğunluğun azınlığa tahakkümüne imkan verir. Sanıyorum bunun yapılması çok da zor değil. Hatta, bu anlayışla hazırlanacak bir anayasada istenen mutabakatta sağlanabilir.Sağlanamasa bile netice hasıl olur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi