Ahmet Varol

Ahmet Varol

Mısır’da 30 Haziran Tehditleri

Mısır’da 30 Haziran Tehditleri

Halkın tercihinin İslamî kimlik ve duyarlılıktan yana olmasını kabullenemeyen uluslararası emperyalizm, onun bölgesel güçleri ve yerel karakolları Mısır’da bir yıldan beri finanse ettikleri fitnede amaca ulaşabilmek için Mursi’nin seçilmesinin yıl dönümünü münasebetiyle geniş çaplı bir atak yapmaya hazırlanıyorlar. Bu amaçla 30 Haziran’da farklı unsurları bir araya getirmek ve sokağa dökmek için iki aydan beri hazırlıklarını sürdürüyorlar. Bu amaçla hedefi “on milyon” olarak belirledikleri bir imza kampanyası başlattılar. Tabii  gösterilen hedef ve verilen rakamlar vakıayı değil fitne hareketinde büyük bir taraftar kitlesi topladıkları kanaati oluşturma amacını ortaya koyuyor.

Bu arada imza kampanyasıyla birlikte başlattıkları psikolojik ve stratejik savaşı da yoğun bir şekilde sürdürüyorlar. Zihinlerde artık bu selin önünde durulmasının mümkün olamayacağı kanaati oluşturabilmek için Mursi destekçilerini pasifize etmeye, korkutmaya ve savundukları kadroya sahip çıkmaktan çekinmeye zorlamak istiyorlar.
Tehditlerinin etkili olması için 30 Haziran’da artık işin kesin bitirileceği, Mursi iktidarına son verileceği hatta onun ve elemanlarının öldürüleceği kanaatinin yaygınlaştırılmasına çalışılıyor. Bu kanaatin hâkim olması için son günlerde yaydıkları söylentilerde 30 Haziran’da meydanlara çıkacakların silahlı olacağı iddiası özellikle öne çıkarılıyor. Bu iddia da tabii ki tehdit amacı taşıyor.
Psikolojik savaşın önemli bir boyutunu da fitne cephesiyle polis teşkilatı arasındaki işbirliği oluşturuyor. Fitne cephesi bunu önce orduyla gerçekleştirmek istedi. Ama ordu ileri gelenleri buna yanaşmadılar. Ordu mensuplarının mesafeli durduğu isteğe, Hüsni Mübarek’in İstihbarat Bakanlığı’nı yapan, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aday olan ama çok zayıf kalan ve İslami kesimin zaferine karşı planlanan fitneyi kumanda edecekler arasında yer almak üzere ülke dışına çıkan ancak buna pek fırsat bulamadan hayata veda eden Dr. Ömer Süleyman’ın polis teşkilatındaki adamları sıcak yaklaştı.
Fitnenin polis teşkilatı ayağını oluşturanlar son günlerde psikolojik savaş içindeki faaliyetlerini artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor ve korkutucu açıklamalar yapıyorlar. Ömer Süleyman’a yakın duran komiserlerin kurduğu Mısır Polis Kulübü adına açıklama yapan bazı komiserler 30 Haziran’da polisin sadece kendini savunacağını, çatışma çıkması durumunda yönetim adına herhangi bir müdahalede bulunmayacağını söyledi. Aynı kulüpten bazı komiserler de polislere, Müslüman Kardeşler’in binalarını savunmaya kalkışanlara silahlı saldırıda bulunmaları çağrıları yaptılar. Yani bir yandan polisin “sadece kendi canını savunmakla kalacağını” söylerken, diğer yandan İslâmi hareket mensuplarına canlarını savunma fırsatı bile verilmemesini, bu durumda silahlara hedef olmalarını istiyor. Bütün bu açıklamalar dikta kalıntısı polis ve istihbarat teşkilatı mensuplarının 30 Haziran’da fitne hareketinin safında yer almaya çağrıldığını gösteriyor.
Sergilenen bu tavır “fulûl” olarak nitelendirilen “dikta kalıntıları” ile fitne cephesi arasında sıkı bir işbirliği ve ittifak olduğunu ortaya koyuyor. Bu işbirliği bazı eleştirilere maruz kalsa da şu an fitne cephesi açısından önemli olan arkasında ne kadar halk desteği olursa olsun İslâmi kesime iktidarı teslim etmemek için mümkün olan her şeyi yapmak.
Fitne cephesinin yoğun bir psikolojik savaş yürütmesine rağmen Mursi’nin arkasında yer alan kitle yine onu yalnız bırakmış değil. Bu amaçla geniş katılımlı mitingler ve gösteriler düzenleniyor. “Barışa Evet Şiddete Hayır” sloganıyla ve Devrimi Koruma Mitingleri adıyla düzenlenen bu gösteri ve mitinglere milyonlarca insan katıldığı halde dünya kamuoyuna hiç yansımaması ve sadece fitne cephesinin piyasaya sürdüğü yönlendirme amaçlı açıklamalara yer verilmesi ise uluslararası emperyalizmin hizmetindeki medyanın taraflılığından kaynaklanıyor. Devrimi koruma çabası içindeki kitle bugün de Cuma namazı sonrasında çok büyük katılımlı bir gösteriye hazırlanıyor.
Mısır’daki fitne cephesinin içinde yer alan ana unsurlar ve oradaki fitneyle Gezi Parkı fitnesi arasındaki dikkat çekici benzerlikler hakkında inşallah müteakip yazımızda bilgi vermeye çalışacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Ahmet Varol Arşivi