Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

CHP’yi alkışlayalım mı?

CHP’yi alkışlayalım mı?

Aslında ben, Habervaktim’de Pazartesi günü yayınladığım TOMA-NÂME ve bunun kopardığı fırtına ile ilgili bir şeyler yazmak istiyordum, ama Çarşamba gecesi Mısır’da, televizyonlardan naklen darbe oldu ve Mursi devrildi.  Darbeyi, “Sisi” adlı komutan yaptı. Ordu, bir Hıristiyan olan Adlî Mansurî’yi geçici cumhurbaşkanı ilan etti. Böylece Mısır, 1400 yıllık Müslüman yönetiminden çıkmış oldu.

Mısır’da son zamanlarda sokak hareketleri arttı. Ordu da bunu “darbeye davetiye” olarak algılayıp harekete geçti.

Bundan sonra, Mısır’da demokrasi zor dikiş tutar. Allah yardımcıları olsun.

Mursî’ye İsrail, Suudî Arabistan ve Esed karşı idi. Şimdi onları sevindirecek bir iktidar geldi. Gelen iktidar bir Hıristiyanı cumhurbaşkanı yaparak, Mısır’ı bir çıkmaz sokağa soktu.
Mısır darbesinin iç destekçileri, Hıristiyanlar, laikçiler ve selefîler. Dış destekçilerinin başında Suudîler geliyor. Baksanıza, Kral Abdullah, darbeden sonra, karga kahvaltısını yapmadan, yeni yönetimi tebrik mesajı yayınladı.

Mısır darbesi, yeni Ortadoğu’da, tutmayan hesapların sonucudur. Amerika, bu bölgede ve İslâm dünyasında yeni hesaplar peşindedir. Bu yüzden artık Mısır’ın şirazesi kopmuş; yapraklar dağılmıştır. Bu kaos uzun süre devam edeceğe benzer.

Mısır darbesinin olduğu saatlerde, Türkiye’de bu darbeye karşı olanlar, yüksek sesle konuşmaya başladılar. Ben en çok CHP’nin ne yapacağını merak ediyordum. Sağolsunlar, birkaçı beni bu meraktan hemen kurtardılar. İki millet vekili ve bir genel merkez yöneticisi, “Mısırda başarıldı. Bizde niye olmasın? Demek ki demokrasi sadece sandıktan ibaret değilmiş” havasında tweetler atmaya başladı.

Ben CHP’nin kurumsal açıklamasını bekledim. Tweetler, yakında yaşadığımız vandallıklardan ilham alarak “Hadi biz de kalkışalım!..” havasında olduğundan; kurumsal açıklamanın da bu yönde olacağını tahmin etmiştim. Yanılmışım ve bu yanılmamdan dolayı çok mutluyum.

Siyasî varlığının içinde yoğun ve etkin bir “asker desteği” kodu olan CHP, ilk defa bir askerî darbeyi desteklemiyordu. Bunu alkışlayalım ve CHP’nin bu anlayışını kökleştirip süreklileştirmesini dileyelim mi?

Ama bu darbeyi desteklememe, konjonktürel bir tavırsa, o zaman vay haline CHP’nin!..

Öyle ya, CHP Türkiye’de darbeyi desteklese, kimden medet umacak? Güvendiği karlar, Silivri veya Sincan’da. Acaba diyorum; Silivri ve Sincan sakinleri dışarıda olsaydı, CHP, “Bakarsın bize de bulaşır” diyerek darbe destekçiliği yapar mıydı?  

Yoksa CHP, son 1 ayda yaşanan olaylardan ders alıp “Aman ben pek bir şey demeyeyim. Baksana Gezi eylemcileri bile bize pek iltifat etmiyor…” diyerek, kendisini revizyona mı aldı?

Yoksa, “Bişi olsa da desteklesem” diye kıs kıs gülüp köşelerde el mi ovuşturuyor?

İçimdeki “ben” böyle diyor… Ben naapiim!..

En iyisi birkaç gün beklemek… Alkış için pek acele etmeyeyim. Bakarsınız, birkaç gün sonra “çark” çalışmaya başlar ve CHP için her şey tersine döner.

Ama söz… CHP darbesevmezliğini kurumsallaştırsın ve bu konuda halkı ikna etsin; en büyük alkış benden.

Son söz: Mısır darbesi ile Türkiye, Mısır’da ve Suriye’de muhalefete düştü. Bu, Türkiye’nin bölgede yalnızlaştırılmasının bir parçası mı yoksa?..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi