Ersoy Dede

Ersoy Dede

Bir kez yaptınız, yine yaparsınız

Bir kez yaptınız, yine yaparsınız

Tarihî günlerden geçiyoruz. Mısır’da 2011’deki Tahrir Direnişi’nin ardından diktatörün devrilmesiyle son bulan Arap Baharı için de aynı ifadeyi kullanmıştım. Sonra ilk kez seçilmiş bir devlet başkanı kürsüye çıkıp halkını selamladığında da.. AB, ABD, İsrail ittifakı ile Suudi Arabistan ve BAE’nin örtülü desteği ile Mısır’da yeniden darbe yapıldı ve seçilmiş ilk devlet başkanı olan Mursi tutuklandı. Egemen güçler alışkın oldukları üzere işlerine gelmeyen yönetimleri her zamanki gibi “tık” diye değiştireceklerini düşünüyorlardı.. Taksim Gezi işgaline, gerek stratejik ve taktiksel, gerekse fiilen katılan operasyonel güçler, hemen daha İstanbul’daki işlerini bitirmeden Kahire’ye koştular.

Sürecin başında bir parça çekingen davranan Sisi’nin kararlı bir şekilde adım atmasını sağlamak için Tahrir’i hazırladılar.. Herkes üzerine düşeni layıkıyla yaptı. Ancak atladıkları küçük bir detay daha vardı.. Başta Arap halkları olmak üzere dünya artık uyandı. İstanbul’da nasıl ki denediler ve beceremediler, halk onlara Mısır’da da beceremeyeceklerini göstermek üzere ayağa kalktı.

GEZİ BİR DARBE GİRİŞİMİYDİ
Evet dostlar, İstanbul merkezli bir darbe girişimiydi bizim yaşadıklarımız. Çok önemli ölçüde püskürtüldü. Hatta bugün için tehlike geçti. Ama bilmeyiz ki, henüz defolup gitmiş değiller. Bizim bu darbe denemesini halk eliyle püskürtmemiz, Mısır halkı için umut oldu. İstenince başarıldığını gördüler. Ve bugün istiyorlar. Başaracaklar. Belki de siz şu dakikalarda bu satırları okurken, Mursi çıkmış kürsüden halkına sesleniyordur. Kim bilir?..

YİNE YAPACAKLAR
Başta da dedim ya, tarihî günlere tanıklık ediyoruz.. Bir kez diktatörü terlikleriyle kovmuş olan Mısır’ın Müslüman-Hıristiyan halkı, bunu bir kez daha yapabilir ve yapacaktır da.. Ve eğer tutuklu bulunduğu yerden alınıp yeniden devlet başkanlığı görevine getirilirse Mursi, çok açık söylüyorum, bir çağ kapanacak yeni bir çağ başlayacak demektir. Bundan sonra sadece Ortadoğu ve Arap coğrafyasında değil, dünyada hiç kimse darbeyi aklına bile getiremeyecektir.. Yaşananların darbe olduğunu dahi söyleyemeyen ABD ve Avrupalı müttefikleri, 100 yıldır sürdürdükleri dizayn çalışmalarında başarıya ulaşamadıklarını, son sözü halkların söylediğini görecekler.

Para ile devlet kuran, darbe yapan, rejim değiştiren aileler dönemi, silah lobisi, petrol lobisi gibi ticaret devlerinin siyasete etkisi ya da siyonist menfaatler için dünyayı kendi istedikleri gibi şekillendiren şirketler devri bitiyor.. Rabia-tül Adeviyye Meydanı’ndan dünyaya verilen o mesajı herkes bugünlerde dikkatle okuyor..

SEVİLEN AYAKTA
Direnişin kalbi Rabia-tül Adeviyye’den de söz etmezsek eksik kalırız.. Tabiin devrinde yaşayan en büyük hanım evliyadır. Öyle büyük bir Allah (c.c) dostudur ki, Rabbinin rızasından başka bir şey düşünmez, gecesini gündüzünü ibadet ve tefekkürle geçirir. Gözlerine Rabbinin hayalinden başka hayal girmeyen çok yüce bir kadın evliyadır. Şu kıssayı nakledelim ki, direnişin devam ettiği meydanı daha iyi anlayalım..

Rabia-tül Adeviyye (n.a) her gece olduğu gibi o gece de namaz kılmak için seccadesini serer.. Namazını bitirdikten sonra Rabbine seslenir: “Şu vakitte herkes uyudu, bir çoğu sevdiğine gitti, ben ise sana geldim, çünkü benim sevdiğim sensin..” Sonra seccade üzerende zikir çekerken uyuyakaldı.. Derken evine bir hırsız girdi.

Birkaç parça eşyayı torbasına doldurup çıkmak isterken bir de baktı ki, az evvel içeri girdiği kapı yok.. Panikle elindeki torbayı yere bıraktı. Kafasını bir çevirdi baktı, kapı yerli yerinde.. Yeniden eline aldı torbayı, tam çıkacak kapı yine yok.. Bu böyle üç kez devam ettikten sonra, duvar dalga dalga yarılarak dedi ki; “Ey hırsız.. Seven uyudu, fakat sevilen ayakta..” Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi