Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

CHP hırçınlığı... “Tabelâ Partisi” olmaya doğru!

CHP hırçınlığı... “Tabelâ Partisi” olmaya doğru!

öyle sanıyorum ki; bugünkü 1. sayfamızda yer alan “CHP’de bitiş hırçınlığı” manşetine hiç kimseden ve hiçbir kesimden itiraz gelmeyecektir... çünkü CHP, gerçekten de bir “bitiş”in, bir “tükeniş”in, bir “yok oluş”un arefesindedir ve gittikçe “yalnız”laşmakta, gittikçe “marjinal”leşmekte ve dolayısıyla da “hırçın”laşmaktadır!.. O hâle gelmiştir ki; CHP’nin “kavgalı” olmadığı, “saldırı” hedefine oturtmadığı hiçbir “kişi” ve “kurum” kalmamıştır!.. Niye kalmamıştır?.. çünkü CHP’nin asıl kavgası “millet”ledir!.. “Milletle kavgalı” olan bir partinin de, “milletin bireyleri” ve “milletin kurumları” ile kavgalı olması gayet normaldir!.. Ancak, burada garip olan durum şudur: CHP, adında “cumhur”, yani “halk” olan bir partidir!.. Normalinde; böyle bir partinin “halka dayanması” ve “halktan güç alması” gerekir!.. Gelin görün ki; özellikle “Millî Şef İnönü”den bu yana, CHP, hem “halktan kopuk”tur, hem de “halkın değerleri”ne düşmandır!..
Bu “düşmanlık” o boyutlara ulaşmıştır ki; İnönü, hem de “yoğun ısrar”lara ve “seçimi kaybetme riski”ne rağmen, inat ve ısrarla “Allah” demekten kaçınmıştır!..

HâLâ İNöNü’NüN İZİNDELER!
Millî Şef İnönü, “Allah” dememiştir de, bugünkü “CHP kurmayları” demekte midir?.. Hayır!.. Tam aksine; “Allah” diyenler, “namaz” kılıp “oruç” tutanlar, “niye ordudan ihraç edilmedi” diye “TSK’dan hesap soracak” kadar hırçındırlar!..
Demek oluyor ki;
“Allah... Peygamber... Namaz... Oruç ve Hac”ca karşıtlık, CHP’nin “gen”lerinde vardır!..
Zaten, bu “gen”leri yüzünden değil midir ki, CHP bir türlü “halk”tan oy alıp da “iktidar” olamamış, iktidar olma umudunu hem “cunta”lara ve hem de “yargı”dan veya “asker”den gelecek “darbe”lere bağlamıştır!..
Bu da olmayınca;
“Kudurtucu bir öfke”nin içine girmişler, gittikçe hırçınlaşmışlardır!..
Tabiî, bu “öfke ve hırçınlık” yüzünden sürekli “mevzi” kaybetmişler ve bugün “marjinal” bir partinin yalnızlığına düşmüşlerdir!..
Hiç şüpheniz olmasın ki;
Bu gidiş, fren tutmaz bir hızla, “tabela partisi” olmaya doğru gidiştir!..
Olacağına bakın!..

öĞLEDEN SONRA MUHALEFETİ
“CHP’nin bu hâllere düşmesi”nde; İnönü’den tevarüs eden “gen”ler kadar, CHP kurmaylarının izlediği “strateji”nin de büyük rolü vardır.
Nedir o strateji?..
“öğleden Sonra Muhalefeti!”
CHP’li Tarhan Erdem’e ait bu kavramı, yani “öğleden sonra muhalefeti” kavramını daha önceleri de yazmıştım.
Herhalde hatırlarsınız...
CHP eski genel sekreterlerinden Tarhan Erdem, bir TV kanalındaki açık oturumda; “CHP’nin muhalefet metodu”nu eleştiriyordu... “Olmaz!” diyordu;
“Böyle muhalefet olmaz!.. Sabah kalk, öğleye kadar gazeteleri oku, öğleden sonra da; o haberlerden biriyle ilgili ya basın toplantısı yap, ya da soru önergesi ver!.. Buna ‘öğleden Sonra Muhalefeti’ denilir... CHP, bu tarz bir muhalefet anlayışıyla hiçbir yere varamaz!”
Son derece önemli bulduğum bu “tesbit” ve “teşhis”e aynen katılmakla birlikte; CHP’lilerin “bunu bile tam yapamadıklarını” ifade etmek zorundayım!..
“Niye?” diyecek olursanız;
çünkü CHP’liler, ya doğru-dürüst gazete okumuyorlar, ya okuduklarını anlamıyorlar, ya da “at gözlüğü” takıp, “tek taraflı” okuyorlar gazeteleri!..
Bundan olsa gerek;
Meselâ, bir gazete, “çengelköy hıyarları pazara indi” diye bir başlık atsa, hemen “tuzluğu kapıp” koşuyorlar!..
Ne “araştırmak” var, ne de “soruşturmak!”
Böyle olunca da;
“Komik” durumlara düşüyorlar!..

HüRRİYET’İN İLK YALANI DEĞİL Kİ!
İşte yine, hem “komik”, hem de son derece “acınacak” hâllere düştüler!..
Niye?..
çünkü efendim; “Hürriyet’in haberine göre” politika belirlediler!..
Hürriyet, “YAŞ kararlarının açıklanacağı” gün, yani 4 Ağustos 2008 günü, şöyle bir haber vermişti:
“Erdoğan ve Gönül şerh koydu!”
Haberin özeti şöyleydi:
“YAŞ’ta irticai ve diğer disiplinsizlik faaliyetleri nedeniyle TSK’dan uzaklaştırılacak personelle ilgili kararlar da verildi. Bu kararlara daha önceki yıllarda olduğu gibi, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, yine şerh koydu.”
Ancak, Hürriyet’in “bu haberi” verdiği gün Yüksek Askerî Şura kararları açıklandı ve görüldü ki; ilk defa bu YAŞ’ta ihraç kararı “çıkmadı!”
Gelin görün ki;
“Gazete haberlerine göre muhalefet” yürüten, Tarhan Erdem’in ifadesiyle “öğleden sonra muhalefeti” yapmaya odaklanmış olan CHP, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı!..
çünkü, “din ve dindar karşıtlığı genlerine işlemiş” olan CHP, YAŞ’tan yine “yargısız infaz” bekliyor, yine “ihraç”lar çıkacağını umuyordu!..
öyle ya;
“Hürriyet öyle yazmış”tı!..
O halde, “ihraç olacağı kesin”di!..
Yalnız, CHP’liler şunu unutuyordu:
“Hürriyet’in ilk vukuatı” değildi bu!..
Bu iri gazete;
Bir dağın eteğinde dinlenen “köy korucuları”nı, “PKK’lı teröristlerden ilk fotoğraf” diye sunmak gibi!.. “İcraatın İçinden” programını iptal eden dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın, sanki o program televizyonda yayınlanmış ve Erbakan orada konuşmuşçasına, yayınlanmamış programın söylenmemiş sözlerini “Yalan Rüzgarı” başlığıyla vermek gibi!.. Afyon’da tam “5 yıl önce” çekilmiş bir fotoğrafın, Ankara’daki cezaevindeki isyandan “5 dakika önce” çekildiğini manşete çekmek gibi!..
Daha nice “masa başı” ve “yalan” haber!..
Daha nice “mandepsiye basma”, “gaza gelme” ve “dolmuşa binme” haberi!..
İşte bu “yalan”lardan medet uman ve fakat “umdukları dağlara karlar yağan” CHP kurmaylarının, yine “öğleden sonra muhalefeti”nden örnekler sunup, önceki gün “basın toplantısı” düzenlediklerini söylemeye herhalde gerek yok!..

CHP’YE ASKER öFKESİ!
Malûm, YAŞ’tan “ihraç” kararı çıkmayınca, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bir basın toplantısı düzenleyip, dedi ki;
“Ordunun büyüklüğü dikkate alındığında, laikliğe karşı hiçbir dosyanın YAŞ’a gelmemesi ilginç... Hükümet ile Genelkurmay arasında oldukça sıcak bir ilişkinin olduğu kanısındayım... Medyada bu konuda belli pazarlıklardan söz edilmektedir. Hatta Cumhurbaşkanı’nın ‘Böyle bir dosya gelirse YAŞ kararlarını imzalamam’ diye bir söylemi internet sitelerine düşmüştür... İşin ilginç tarafı, emekli olan bir Genelkurmay Başkanı’na olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alınmasıdır... Orduya karşı görünüp de ordu ile aynı süreci yaşayan garip bir yapıyla karşı karşıyayız.”
Tabiî, bu “suçlama”lara “TSK’nın cevabı” gecikmedi!..
CHP’li Kılıçdaroğlu’nun gündüzki suçlamalarına, Genelkurmay akşamleyin cevap verdi ve dedi ki;
“Bazı basın ve yayın organlarında ve bazı kişilerin beyanatlarında, son YAŞ’ta neden hiçbir askeri personelin ihraç edilmediği konusunda haber ve yorumlara yer verildiği izlenmiştir.
Bilinmelidir ki, YAŞ’ın ihraç kararları, bazı kesimleri mutlu veya mutsuz etme amacına yönelik değildir. Haklarında tekemmül etmiş, yeterli şekilde delillendirilmiş dosyalar bulunan ve suçlu oldukları şüphe götürmeyen kişilerin, TSK ile ilişiklerinin kesilmesi doğaldır ve bunda hiçbir tereddüt yoktur.”
Açıklamada, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a emeklilik dönemi için alınan araç hakkında sarfettiği, “İşin ilginç tarafı, emekli olan bir Genelkurmay Başkanı’na olağanüstü boyutlara ulaşan bir fiyatla özel bir aracın alınmasıdır” sözlerine de tepki gösteriliyor ve şöyle deniliyordu:
“Bir siyasi parti temsilcisinin; meslek yaşamı boyunca terör örgütlerinin hedefi haline gelen ve 4 kez suikast teşebbüsüne maruz kalan sayın Genelkurmay Başkanı için, anormal bir fiyatla araç satın alındığı şeklindeki sözleri, mesnetsiz olduğu kadar, ibret teşkil etme özelliği de taşımaktadır.
Sayın Genelkurmay Başkanı’nın emeklilik döneminde korunması amacıyla, zırh korumalı bir araç satın alındığı doğrudur. Ancak, söz konusu araç kişisel bir araç değildir ve devlet malı olması nedeniyle herhangi bir gümrük ödenmeksizin alınmıştır. Satın alma işlemi, tamamen devletin yasal mevzuatı ve yerleşik kurallarına uygun olarak yapılmıştır.”
Açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun TSK ile AKP arasında işbirliği olduğu yönündeki sözlerine de sert tepki gösteriliyor ve deniliyordu ki; “Ayrıca, aynı siyasi parti temsilcisinin bu tür mesnetsiz yorumlara dayanarak TSK ile başka bir siyasi parti arasında yakınlık ilişkisinden bahsetmesi, hazin bir iftira ve talihsiz bir değerlendirmedir.”

KILAVUZU KARTEL OLANIN
Genelkurmay’ın önceki akşamki açıklamasına ek olarak, dün de Cumhurbaşkanlığı’ndan bir açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, “önüme ihraç dosyası gelirse YAŞ kararlarını imzalamam” dediğini iddia eden Kılıçdaroğlu’na cevap veren Cumhurbaşkanlığı; bu sözlerin “iddia”dan da öte “yalan ve iftira” olduğunu açıkladı!..
Tüm bu gelişmelerden sonra; “kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz” sözünden hareketle, “kılavuzu kartel olan bir parti, muhalefet olmaktan kurtulamaz” demek mümkün!..
Ama, CHP’nin tek sorunu; “sabahleyin kartel gazetelerini okuyup, öğleden sonra basın toplantısı düzenlemek veya demeç vermek”ten ibaret değil!.. CHP’nin asıl sorunu, İnönü’den tevarüs eden “gen”lerinde!..
Biraz önce de yazdığım gibi; bu genlerin tek özelliği, “millet düşmanlığı”dır!..
Gerek “Yargı”da, gerek “TSK”da ve son olarak da “YöK”te, CHP’nin değil de, “milletin arzuladığı” kararlar alınınca, CHP’nin “millet düşmanlığı” depreşmiş ve işte yine tahammülsüzleşmiş ve işte yine hırçınlaşmıştır!..
Aha, buraya yazıyorum:
CHP’yi, bu öfke ve hırçınlık bitirecektir!..
Bir gün gelip de; tıpkı DYP, ANAP ve İP gibi, CHP’nin de bir “tabela partisi” haline geldiğini duyarsanız, hiç şaşırmayın!..
Gidiş “tabelaya” doğrudur!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi