Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sağ ve Sol Kemalist İttifakı!..

Sağ ve Sol Kemalist İttifakı!..

CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “CHP ile MHP arasında yerel seçim ittifakı” kurulmasına “kişisel” olarak sıcak baktığını söyledi.

Bazı MHP sözcülerinden ise “Böyle bir anlaşma yok!” yollu açıklamalar geldi.

Ben çoğu yerde böyle bir ittifakın gerçekleştirileceğini düşünüyorum.
Son yerel seçimlerde denemesi yapılmıştı bunun.
Bazı yerlerde belediyelerin MHP veya CHP’ye geçmesine, bazı yerlerde de AK Parti’nin hayli zorlanarak kazanabilmesine yol açan işbirliği dikkat çekmişti.
“Düşmanımın düşmanı dostumdur!” ruh hali bu.
MHP tabanının büyük bölümü, kararını böylesine basit bir duyguya esaretle vermeyecek kadar şuurlu.
Bununla birlikte, CHP’ye meyledebilecek ruh halindeki bir kitle de yok değil.
CHP’liler bu konuda daha rahat; onlar için amaca giden her yol makbul.
İddialı olmadıkları her yerde, düne kadar ağız dolusu hakaretler yağdırdıkları MHP’nin adaylarını destekleyebilirler.

İki partinin yönetimleri arasında pekçok konuda görüş birliği var.
Devlet Bahçeli’nin laiklik anlayışı ile CHP’nin laiklik anlayışı arasında belirgin bir fark olmadığı ortada.
CHP’nin en ağır toplarından Birgül Ayman Güler’in “ırk” yaklaşımı ile Devlet Bahçeli’nin ki arasında ise hiç fark yok.
MHP’li Tuğrul Türkeş geçtiğimiz canlı yayında, “Mursi’ye darbe” konusundaki düşüncelerini dile getirirken birebir Kemal Kılıçdaroğlu söylemini kullandı.
Özetle:
“Darbeye elbette karşıyım…
Ancak!!!
Oyuna güvenerek ‘dik başlılık’ yapan kimileri de bu tablodan ders çıkartmalıdır!..
Mursi de ‘Şu kadar oyum var’ diyordu.
Ama bak ne oldu!..
Ders almak lazım derssss!.”

Buna “Darbeci Sisi’nin abasının altından sopa göstermek” demezler de ne derler?

CHP ve MHP yönetimleri bugünlerde hayli motive.
Bu motivasyon artışının sebebini araştırdığınızda karşınıza bir “yargı” çıkıyor.
Diyorlar ki: “ABD ve İsrail Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerini çizdi!..”

MHP’li Tuğrul Türkeş’in, Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenirken ve Türkiye’de pekala darbenin olabileceğini ima ederken kullandığı “Bunlar da dik başlı!” cümlesiyle kast edilen açık:
Erdoğan, ABD ve özellikle de İsrail’e karşı dik başlılık yaptı. Bunu cezasız bırakmazlar!..

Görüldüğü gibi ittifak çerçevesi hayli geniş.
“Süleyman Sarıgül, Mustafa Demirel, Rahmi Ricciardone”  temasları hayli anlamlı.
MHP yönetiminin bu temaslarla alâkası, zamanı geldiğinde üzerine düşeni yapmak şeklinde olur.
Yakın tarihten misal; sağ seçmenin Başbakanlık görevini Devlet Bahçeli’ye vermiş olmasına rağmen, Bülent Ecevit’in Başbakan yapılması!..
Bir başka örnek; “12 Eylül darbecilerine yargı yolunu açan” maddelerin de oylandığı  Anayasa Referandumu’nda, MHP yönetiminin CHP ile ortak hareket etmesi!..

Çok yoğun olaylarla dolu bir “sonbahar”a doğru ilerlediğimiz ortada.
CHP’li Haluk Koç, yerel seçimin “Erdoğan’dan kurtulmak için” çok önemli bir fırsat olduğunu ve bu fırsatı değerlendirmek için her “meşru” yola başvurulması gerektiğini öne sürüyor.

Öyleyse…
Anayasa Referandumu’nda “evet” oyu veren ezici çoğunluk da her  “meşru” yola başvurabilir!..

İttifak bir tarafın tekelinde değil ya!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi