Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

İyi ki Akit var... Maskeleri düşüren 4 haber!

İyi ki Akit var... Maskeleri düşüren 4 haber!

Öncelikle, “Akit Haber Merkezi”nin vefakâr ve cefakâr muhabirlerini tebrik etmek istiyoruz... Çünkü, geçen hafta, öyle “özel haber”lere imza attılar ki, hem “maske”leri düşürdüler, hem de kurulan tezgâhı “deşifre” ettiler.

Malûm, 17 Temmuz Çarşamba günü, Akit’in manşetinde; medyanın “masum” gösterdiği bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek’in “suç makinası” çıktığını, onun “suçun bayraktarı” olduğunu yazmış ve şöyle demiştik:
Kartel gazetelerinin, “Bayrak satışından tutuklandı” başlıklı haberlerinin yalan olduğu ortaya çıktı... Adli kaynaklardan alınan bilgilere göre; Ali Sarıçiçek, Gezi eylemlerine sürekli katıldığı, TOMA’nın önüne geçerek Çevik Kuvvet polislerine görev yaptırmamak için direndiği gerekçesiyle tutuklandı.
Kartel medyasının masum olduğunu iddia ettiği Ali Sarıçiçek’in, “Orman yangını çıkarmak, kasten yangın çıkarmak, uyuşturucu madde satmak ve kullanmak, teşekkül halinde suç örgütü kurmak ve yönetmek, cezaevine yasadışı yollardan eşya sokmak ve adam yaralama” suçlarından kaydı olduğu ve cezaevinde tutuklu yargılandığı öğrenildi.
Sizin anlayacağınız;
“Tek örgütü ailesi” denilen Ali Sarıçiçek, her türlü suça bulaşmış!..
Peki, medya onu niye alladı, pulladı ve kahramanlaştırdı?.. Çünkü Ali Sarıçiçek, bir “Alevi” vatandaş!..
Tek özelliği de bu!..
Medya, onu bayraklaştırdı ki, “Alevi-Sünni gerilimi”ne katkısı olsun!..
Onun “gözaltı”na alınması, daha sonra da “tutuklanması”nın haddinden fazla abartılmasının tek sebebi “Alevi” olmasıdır... Başka bir sebebi yok!..
Malûm medya; bir “Kızılbaş kalkış-ması”na yol açabilmek için, maalesef “Alevî” vatandaşları da kullanıyor!..
Alçakla bir plân!..
İğrenç bir senaryo!..
Bereket ki, Akit var da, bu “tezgâh”ları bozuyor, oyunları “deşifre” ediyor.

ESNAF DEĞİL, TKP’Lİ

Geçen hafta Perşembe günü, bir başka oyunu daha deşifre ettik...
Malûm;
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) Genel Başkanı Kadir Akgül, Gezi Parkı bahanesiyle Taksim’i savaş alanına çeviren terör yandaşlarının en büyük darbeyi Beyoğlu esnafına vurduğunu, esnafın artık dayanma gücü kalmadığını belirtip eylemlere son verilmesi hususunda uyarılarda bulunmuştu.
Akgül’ün açıklamalarından kısa süre sonra, Beyoğlu esnafını temsil ettiğini iddia eden bazı dernekler alelacele basın toplantısı düzenlemiş, eylemcilere destek açıklaması yapmıştı.
Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Başkanı olduğunu belirtip, “Bizi taraflaştırıp eylemci ve karşıtları diye bölme peşindeler. Buradan esnaf adına söz söyleyenleri Beyoğlu’nda tanıyan bir esnafa bile rastlamadığımızı belirtmek isteriz... Beyoğlu esnafı olarak bugün odalara, birliklere, gruplara soruyoruz. Yıllardır neredeydiniz? Ne oldu da esnaf dostu oldunuz?” diyen Tarkan Konar’ın Türkiye Komünist Partisi’ne üye olduğu, eylemlere katıldığı ortaya çıktı. Konar’ın 2011 yılında da İstanbul 2. Bölge’den Türkiye Komünist Partisi (TKP) Milletvekili Adayı olduğu, partinin binde bir oy alması yüzünden seçilemediği belirtildi.
Evet, “esnaf”a değil, “eylemci”lere sahip çıkan Tarkan Konar, bir “TKP’li” idi ve üstelik “TKP’den milletvekili adayı” bile olmuştu!..
Dahası;
Bu açıklamadan sonra, Beyoğlu Belediyesi tarafından “mühürlendiğini” iddia ettiği “bar”ın da, onun olmadığı ortaya çıkmıştı...
Dedik ya;
Bereket ki Akit var!..
Yoksa bunlar, kendilerini “esnaf” diye yutturmaya devam edecekti.
Ama Akit, yüzlerindeki “maske”yi düşürünce, ortalıktan kayboldular.

SATILIK GENERALLER

Eski sıcaklığını kaybetse de, “Mısır’daki ordu darbesi” hâlâ konuşuluyor... “Mursi taraftarları” ise, “Adeviye Meydanı’ndaki onurlu direnişlerini” sürdürüyorlar.
Önceki günkü Akit’te, yarım sayfa büyüklüğünde bir fotoğraf yayınlandı...
“Yalnız Sana boyun eğeriz” başlıklı haber, özetle şöyleydi:
“Demokrasi yanlıları, Cuma namazının ardından ülkenin birçok kentinde gösteri yaptı. Meydanlarda omuz omuza Cuma namazı kılan yüz binlerce Mısırlı, ‘Yalnız Yaradan’a boyun eğeriz... Cuntacılara, darbecilere asla boyun eğmeyiz’ mesajı verdi.”
Mursi taraftarlarının onurlu direnişleri sürerken, “darbenin perdesi” de aralanmaya başladı.
“CIA eski yöneticileri”nden Philip Giraldi’nin yazdıklarından anlıyoruz ki;
“Tahrir satılmış!”
Ya da;
“Mısır’ın satılık generalleri!”
Bu konudaki haberler şöyleydi:
“ABD istihbarat örgütü CIA’in eski yöneticilerinden Philip Giraldi, Mısır’da geçen Haziran Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin devrilmesi için bazı Körfez ülkelerinden muhaliflere 1 milyar dolar para aktardığını söyledi.
Giraldi’nin Mart ayında The American Conservative gazetesinde yayımladığı ‘Körfez ülkeleri Mısır’dan isyan satın alıyor’ başlıklı makalesinde Mursi’nin göreve geldikten sonra bazı ülkelerin bölgeye para aktararak muhaliflerin isyan gösterileri yapmasını teşvik ettiği ifade ediliyor.
Dünya Bülteni’nde yer alan habere göre eski CIA yöneticisi Giraldi, ABD yönetiminin bu para akışından haberdar olduğunu ve paranın Mursi’ye karşı ayaklanmayı örgütleyen Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi ile ona yakın subaylara gittiğini belirtti.
Görüyorsunuz ya;
Sisi, “1 milyar dolara satılmış”, ya da “Mısır, 1 milyar dolara satılmış!”
Demek oluyor ki;
“Satılık generaller” olunca, onları “satın alacak” birileri de oluyor!..

ÇEYREK ALTIN KRİZİ

Türkiye, bir yandan “Gezi krizi” ile meşgulken, geçtiğimiz günlerde bir de “Darphane Grevi” ve “çeyrek altın krizi” ile sarsıldı...
Televizyonlarda izleyip, gazetelerde de okuduğunuz gibi;
Darphane ve Damga Matbaası’ndaki grev en çok vatandaşı vurdu. Yaz aylarında düğünlerin yoğun olarak yapılması ve buna karşılık düğünlerde takılan altınlar fahiş fiyatla kuyumcular tarafından vatandaşlara satılmaya başlandı.
Elindeki 4 ton stoku da kuyumculara sunan Darphane, yine de “çeyrek”in ateşini düşüremedi.
Peki, bu grev nasıl başladı, kim başlattı ve perde arkasında ne var?..
Haberler şöyle:
“Altın fiyatlarının tüm dünyada değer kaybederken Türkiye’de artmasına neden olan Darphane krizinin altında CHP’nin bulunduğu ortaya çıktı.
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü’ne bağlı Cevizli’deki tesislerde çalışan işçilerin örgütlü olduğu Basın-İş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya, aynı zamanda CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.
Darphane ile birlikte Resmi Gazete’nin yayınını durdurmak için 2 Temmuz’da grev oylaması yapan ancak işçilerden yalnızca 2 tanesinin desteğini alabilen sendika Genel Başkanı Akkaya’nın, Darphane’deki grev kararını yardımcılığını yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla alıp almadığı kamuoyunca merak ediliyor.”

OLAY VAR, OLAY İÇİNDE

Tüm bunlar, şunu gösteriyor:
Merhum Yunus Emre’nin; “Bir ben var, benden içeru” demesi gibi, “Bir olay var, olaydan içeru!”
Gördüğünüz gibi;
“Bayrak satma” olayının altında “Alevileri kışkırtma” çabası var... “Esnaf” olayının altında “TKP provokasyonu” var... “Mısır’daki darbe”nin altında “satılık generaller” var... Ve, “Darphane grevi”nin altında “CHP parmağı var!”
Diyeceğimiz o ki;
Her söylenene aldanmayın!.. “Görülenlere” ve “gösterilmek istenenlere” değil, “perde arkası”na bakın!..
Ve elbette;
“Akit’i izlemeye” devam edin.
Gelin, “maske”leri birlikte düşürelim...
Selâm ve saygılarımızla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi