Yener Dönmez

Yener Dönmez

Kadrolu Ramazan fitnesi

Kadrolu Ramazan fitnesi

Aynı adam her Ramazan’da ortaya çıkıyor ve imsak saati tartışması üzerinden Ramazan’ın iklimine ilişkin hiçbir konunun konuşulmasına fırsat vermiyor.

Gazete sayfalarını, televizyon ekranlarını aynı tartışmaya bulayıp, Ramazan’ın anlamı ve içeriğine ilişkin istifade edilebilecek ne varsa berhava ediyor.

İlk ortaya çıktığında imsak saatinin 5-10 dakika erken yapıldığını söylüyordu. Baktı ki olmadı şimdi 80 dakikalara kadar çıktı.

Öyle bir hava oluşturuyor ki, sanki Ümmet-i Muhammed’in Ramazan’da tek derdi son ana kadar yemek. Bu yeme saatini biraz daha uzatıp, biraz daha tıka basa yemek.

Açlık üzerinden Ramazan’dan yükselen manayı bertaraf etmek için ekranlarda ha bire “nasıl tok kalınır listeleri” yayınlandığı yetmiyormuş gibi bir de “Hoşa giden, nefse hoş gelen fetva imamları” çıktı ortaya.

Sanki Müslümanın bütün dünyası göbekle diz kapak arasından ibaretmiş gibi…

“Kur’an’da evrim vardır” açıklamasından sonra Kartel medyasının ilgi odağı haline gelen Aziz Bayındır hocadan bahsediyorum.

Koca ilahiyatçı işi gücü bırakmış, problem sıralamasının başına bunu çekmiş. Ekran ekran dolaşıp bunu tartıştırıyor.

Aziz efendi astroloji hesapları yapıp ufka, fecre bakacağına başını biraz aşağı indir de içinde yaşadığın topluma bak.

Sokaklar oruç tutmayan insanlarla dolu. Bazı semtlere Ramazan hiç uğramamış gibi.

Lokantalar, kafeler Ramazan’dan bihaber gençlerle dolu. Plajlar hınca hınç…

Derdimiz bu. Bu dertle hemdert olup çare aramak temel meselemizken Aziz Efendi, Diyanet’i düşman, son ana kadar tıka basa yemeyi birinci problem ilan etmiş.

Zaten Ramazan mönüleri, Ramazan yemekleri, Ramazan tatlıları, Ramazan alışverişi diye diye, Ramazan’ı oruç değil daha fazla yeme ayına çevirdiler.

Ramazan’ın mahiyetiyle ilgili üç beş kelam etme fırsatını da Aziz Bayındır temcit pilavı gibi ortaya çıkıp saat hesaplamalarına kurban ediyor.

Öncelik sıralamasının neresinde kalır bu?

Sokaklar imandan Kur’an’dan habersiz gençlerle dolu.

Geleneklerimizden büyük bir kopuş söz konusu…

Medya tarafından sistematik biçimde erozyona maruz bırakılan ahlak ve maneviyattaki aşınma giderek artıyor…

Hayatında bir kez bile oruç tutmamış nesiller yetişmiş. Dağ gibi problemlerimiz var.
Yükün burasına omuz vermek zor.

Ama popüler tartışmalarla ününe ün katmak kolay.

Bizi böyle bitirmişler zaten.

Asıl meselelerimizi görmememiz için her yolu denemişler.

Burnumuzun dibinde PKK devleti kuruluyor, bizim medya Fenerbahçe’nin UEFA’yla mücadelesini manşetlerine çekiyor.

Ortadoğu alev topuna dönmüş, nerede Müslüman varsa orada kan ve gözyaşı var, bizim medya Teröristbaşı’nın dalak probleminin derdine düşmüş.

Küçük işler, küçük hesaplar, dar ufuklar, kısa vadeli planlar…

Türkiye böyle gelsin böyle gitsin…

Bütün mevzu bu…

Müslümanlar da bu değirmene su taşımaktan bıkmadı ya bu da bana dert olsun.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
43 Yorum
Yener Dönmez Arşivi