Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Enteller herkesin kendileri gibi düşündüğünü sanıyor

Enteller herkesin kendileri gibi düşündüğünü sanıyor

Kendilerini entel ilan eden bir avuç insan tüm Türkiye'nin kendileri gibi düşündüğünü sanıyor. Daha doğrusu herkesin kendileri gibi düşünmesi gerektiği fikrinden hareket ederek öyle bir zanna sahipler. Halbuki hiç de öyle değil.. Bırakın Türkiye'nin kendileri gibi düşünmesini, daracık bir çevre dışında kendileri gibi düşünen yok.. Ne var ki bu entel takımı belli köşeleri ellerinde tuttuklarından sesleri fazla çıkıyor.. Seslerinin fazla çıkması ise herkesin onların peşinden gittiği anlamına gelmiyor. Etrafı kendi sesleri kapladığı için kendilerinden başkasının olmadığını sanıyorlar.

Söz gelimi dünkü bir gazetenin başlık üzerinden verdiği haberin başlığı, "Türkiye Şerife'nin babasını tartışıyor" şeklindeydi..

Şerife, Konya'da çöken yurttan yaralı kurtulan kız çocuğu.. Bu yavrunun babası çökmenin ardından, "Kızlarımız balede, diskoda ölmedi, hepsi şehittir" demiş.. Medyaya böyle intikal etti. Bu sözler üzerine medya karşı saldırıya geçti.. Birkaç gün bu sözleri gündemde tutmaya çalıştı.. Ama alıcısı fazla çıkmadı.. Buna rağmen Türkiye'nin Şerife'nin babasını tartıştığı iddiasını sürdürmek hamamda şarkı söylemeye benziyor.. Hamamda göbek taşına uzanmış şarkı söyleyen kişinin sesini beğenmesi ve herkesin de çok beğendiğini sanması gibi bir şey.

öyle anlaşılıyor ki, bu entel takımı Türkiye'nin sadece kendilerinden ibaret olduğunu sanıyorlar.. Hiç de öyle değil.. Bırakın Türkiye'nin kendilerinden ibaret olmasını bir yana azınlığın da azınlığı durumundalar. Sanıyorum sıkıntılarının ve olayları abartılarının esas sebebi de bu.

Şerife'nin babasının bu söylediklerinin gerçek olup olmaması, gerçekten söylemiş ise bu sözlerin tasvip edilip edilmemesi ayrı bir konu.. Elbette bir olay karşısında bu ülkede yaşayan herkesin aynı tepkiyi vermesi beklenemez. Herkes inanışına ve anlayışına göre bir yorum yapacaktır. Kaldı ki Konya'daki çökme sonucu 18 yavrumuz hayatını kaybetti.. Yani 18 tane genç fidanı toprağa verdik.. Bu yavruların arkasından acıyla ağlayan anneler ve babalar gördük.. Ayrıca bu yavrularımıza üzülmek ve arkalarından gözyaşı dökmek için yakınları olmaya da gerek yok.. Yüreğindeki insanlık duygusunu yitirmemiş herkes o acıya ortak olmuştur. Olmak durumundadır..

Aslında olayın gerçek yüzü üzerinde durmak gerekirken 18 yavrumuzun hayatı üzerine bir takım ideolojik tartışmalarla meseleye bulaşılmaya çalışıldı. İşin aslı, yavrularının İslamı öğrenmesini isteyen anne ve babaların gönderdiği bir kursta binanın çökmesi sonucu yavrularını kaybetmiş olmasıydı. O yavruların artık geri gelmesi mümkün değil. öyle ise benzer olayların bundan sonra cereyan etmemesi için nelerin yapılması gerektiğini tartışmıyor, meseleyi ideolojik malzeme yapıyoruz.. Ayıp ki ne ayıp. Günah demiyorum çünkü bazıları bu kavram ile hala yüzyüze gelmiş değiller.

Kurs kaçak mıydı? Kurs binasının inşaat ve iskan ruhsatı var mıydı? Bunlar işin teknik boyutu.. Ancak, insanların çocuklarına din eğitimi vermek istedikleri, bunu bir ihtiyaç olarak gördükleri bir gerçek.. Bu gerçeğe cevap vermek durumunda olan da devlet.. İnanç özgürlüğü bunu gerektirir..

Devlet eğer inanca saygılı ise yavrusuna dinini öğretmek isteyen herkesin talebine cevap vermek durumundadır.. Böyle deyince hemen birileri ortaya çıkıp laiklik gibi nutuklar atmasınlar.. Bir insanın dinini öğrenmesine laiklik gerekçe gösterilerek karşı çıkılamaz.. Bu olsa olsa insanların dinini öğrenmesini engellemek için ileri sürülen bir bahaneden ibarettir.

Bir yandan isteyen çocukların okullarda dinini öğrenmesini engelleyeceksiniz, hatta Din ve Ahlak Kültürü dersinden rahatsız olup, aleyhte kampanya yürüteceksiniz ondan sonra da özel kurslarda çocukların dinlerini öğrenmelerini eleştirmek için kendinize göre her fırsatı kullanacaksınız.. Böyle bir davranışın samimiyetle alakası olabilir mi?

Bu tür kurslara ihtiyaç duyulmayacak ortamı hazırlamadığınız sürece kaçak ya da izinli özel kursları engellemek mümkün olmayacaktır.. Bazılarına göre yemek, içmek nasıl bir ihtiyaçsa bu ülkenin büyük çoğunluğu için de dinini öğrenmek öylesine bir ihtiyaç.. Bir insanın yemesini içmesini engellemek nasıl mümkün olmazsa dinini öğrenmesini engellemek de öylesine imkansızdır.. Bu bakımdan gelin işin bu boyutunu, yani yavrularımızın isteyenlerine ilkokuldan itibaren dininin devlet tarafından öğretilmesininin önünü açalım.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi