Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Erdoğan’ın işi zor değil

Erdoğan’ın işi zor değil

İki haftada bir ton eroin ele geçirilmiş. İyi işte..

Bana kalırsa Narkotik, Terör, MASAK sıkı çalışsın, ortalık sakinleşir..
Piyasada sanattan başka her şeyle ilgili “Sanatçı” denilen birtakım adamları susturmak istiyorsanız, Narkotik şube onların hakkından gelmeye yeter.. Geçtiğimiz hafta 717 kilo eroin yakalayarak, Türkiye tarihinin en büyük uyuşturucu yakalamalarından birine imza atan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kaçakçılık ve İstihbarat ekipleri, Kapıkule Gümrük Sahası’nda gerçekleştirdiği bir diğer operasyonda, 27 milyon 500 bin TL değerinde 393 kilo esrar ele geçirmiş.. Geçen hafta da 700 küsur kilo esrar ele geçirilmiş..
Haydi çevreciler, esrar tarlalarının sökülmesine karşı çıkın, “bir dönüm hint keneviri bir dönüm ormandan daha fazla oksijen üretiyor”, “yeşilime dokunma” filan, bir slogan bulursunuz artık! Ama dikkat, bu sözü söyleyen sanatçının reklamına çıktığı ürünün satışı düşebilir. Oynadığınız dizi raiting kaybedebilir.. Yazdığınız gazete tiraj kaybedebilir..
Şu psikotrop ilaç üreten firmaların depolarına bir göz atsalar, şu doping ya da afrodizyak hap üreten merdivenaltı tezgahların üzerine gitseler, esrardan öte eroin, mariyuanacıları takibe alsalar terörün bile hızı kesilir.. Petrol şirketleri, ilaç firmaları hassas şirketlerdir.. Ve bir de bankalar tabii! Hele geçmiş dönemin vurgunlarının hesabı sorulacak olursa, faiz lobisinin soluğu kesilir..
Bir de şu yabancı ülkelerin Türkiye’deki yerli işbirlikçilerini, Truva atlarını takibe alırsanız, yabancı istihbaratın da haber kaynakları ve para transferlerini engellemiş olursunuz. Bir de gümrükleri kontrol ederseniz, ne terör, ne darbe, ne toplumsal olay. Besleme basının da sesi-nefesi kesilir.. MASAK petrol kaçakçılığının üzerine hakkıyla gitse mesela. Solvent işi, bio dizel hikayesi filan.. Açık denizlerdeki illegal petrol trafiğinin önüne geçseler, en az faiz lobisi kadar patronlar kulübündeki karaparacıların nefesi kesilir..
AK Parti grubundaki ya da belediyelerdeki birtakım adamların kasedi varmış birilerinin elinde.. Tamam vardır! Bunları aklamak için söylemiyorum ama, AK Partililerin yok mu? Bu işlerde bir dehşet dengesi vardır. O kadar kolay değildir.. Biri geleceksin der, ötekisi gitmeyeceksin der. Her iki kararın da bir bedeli vardır!
AK Partililerin kasedi varsa, ötekilerin kasedi AK Partililerinkinin kaç katıdır, onu da hesap etmek gerek.. Dolayısı ile bu işten ötekiler kazançlı çıkmaz.. Birileri kasetle AK Parti’den kopartılacak olursa, o kişi AK Parti’ye yar olmayacaksa, başkasına hiç yar olmaz.. Biri AK Parti’ye ihanet edecekse vebali katmerlenir.. Günahının üzerine tüy dikmiş olur.. Kendini rezil etmiş olur, dünyasını da, ahiretini de berbat eder..
AK Parti’den gider dedikleri, yaşlı ve yeniden aday gösterilmeyeceği konuşulan kişiler.. Ya da menfaat bağları zayıflayan, ya da daha fazla menfaat sağlanacak tipler.. Bunlar belli! Giderlerse uğrayacakları kayıpla, elde edecekleri faydayı hesap edeceklerdir herhalde.. Vefa, sadakat, dostluk, vatan-millet değil bazılarının dertleri, ama karşı tarafın uzattığı sopa ve havuçla, bu taraftaki arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaklardır..
Bana kalırsa o isimlerden çoğu sessizce ortadan kaybolup unutulmayı, bu belirsizliklerle dolu mayınlı tarlada birilerinin piyonu olmaktansa siyasete veda etmeyi tercih edeceklerdir.. Bilirlerse kendileri için en iyi olan tercih bu tercih olacaktır.. Kimsenin ayağının altında ezilmeden kendi köşesine çekilmek!
Kapalı kapılar arkasında varılan mutabakatlarla bir yerlere gelenler ya da daha ileri noktalara uzananlar, Tosya’da pirince giderken evdeki bulgurdan olma riskini de akıllarından çıkarmamalılar..
Mutabık kaldıkları çevreler, çıkarları sözkonusu olduğunda, oluşan yeni dengeler sonucu kendilerini bırakabileceklerini de hesaba katmalılar.. Bir de o çevreler kimseyi kontrol edemeyecekleri kadar büyütmezler ve onlar hiçbir zaman tek ata oynamazlar.. Hiç kimseyle de ilanihaye dost kalmazlar.. Bunların kardeşlerine bile vefaları yoktur. Hem zaten bize “Kafirleri, fasıkları, zalimleri veli edinmememiz gerektiği” uyarısı yapılmadı mı?
Erdoğan kendine siyaset dersi vermeye kalkanlardan daha tecrübelidir aslında. Bu piyasada yetişti.. Derler ya, birilerinin gittiği yoldan o geliyor.. Bazı şeyleri yaşayarak öğrendi, öğreniyor..
Birileri bindiği dalı kesmek istiyorsa, bu da kendi bileceği bir iş. Önce kendileri düşer..
Bizim dini toplulukların siyasetle imtihanı çok zaman hüsranla sonuçlanmıştır.. Küçük hesaplarla, hep denge, güvenlik ve çıkar hesabı yapılmıştır.. Bunu içselleştirmişlerdir. Derin yapılar da, bu hesaplar üzerinden dini toplulukları ucuz oy deposu olarak kullanmışlardır.. Bu işin piri Demirel’dir mesela.. Dini grublar tabanları üzerinde denetim sağlayabilmek için onu kendilerine tahsis edilen alanlara hapsetmişler, cemaat kucaklaşmasının önüne geçmişlerdir. Herkes sadece kendi şeyhinin kitabını okur ve ancak kendi ihvanı ile kucaklaşır.. Böylece vahdetin de önüne geçmiş olurlar, Müslüman topluluklar bu şekilde kompartmanize edilir ve izole bir hayat yaşarlar. Kendilerine göre steril bir ortamda koruma altındadırlar.. Her grub diğerini nakzeden söylemleri ile aslında cemaat yapıları hem Müslüman toplulukların atomizasyonuna ve İslami söylemin nötralizasyonuna sebeb olurlar.. Dini, kitabı değiştiremiyorlar madem, o zaman Müslümanların din algısını değiştirmeye, eğer bunu yapamıyorlarsa, onu bildiği her şeyden şüpheye düşürmeye çalışırlar. Din adına ahkam kesen birtakım ekran bülbülleri bunun için düşünülmüş olamaz mı mesela..
Kendi cemaat yapılarını korumak adına, kendi yorumlarını, İslam’ın mümkün olarak tek doğru yorumu gibi göstermek için ezoterik, gizemli bir dil kullanırlar.. Ve onları bugünden kopararak geçmişin menkıbeleri ile geleceğin hayali arasında zabturabt altında tutarlar..
Erdoğan’ın işi çok zor değil.. Derin gerçekler açığa çıkınca gizemli, derin etki gücünü kaybeder..
Erdoğan Gezi sonrası, bugün, düne göre, içeride ve dışarıda çok daha güçlü, bana kalırsa.. Mursi de öyle! Sahi Başbuğ kendini Sisi’ye benzeterek Erdoğan’ı Mursi’ye benzetip ABD’lileri kendine yardıma ikna etmeye çalışırken nasıl bir haleti ruhiye içindeydi aceba! Kendinde güç vehmeden çevreler ise çok daha zor durumdalar.. Bu arada, bütün bu gelişmeler, seçim öncesinde partinin içinde, milletvekilleri ve belediyelerde, bürokraside temizlik açısından elini güçlendirdi ve onun için ciddi bir vesile oluşturdu.. Bundan sonrası düne göre daha kolay.. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi