Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Camideki Namaz Sokaktaki Amel

Camideki Namaz Sokaktaki Amel

“Camideki namaz, sokaktaki amele tesir etmiyorsa, kişi önce kendisini sigaya çekmeli.”
Bu mealdeki sözün sahibi, Sultanahmet Camii’nin 35 yıllık imamı Emrullah Hatipoğlu hocama ait.
Sözü banaydı ve şöyle devam etti:
-“Efendi, camideki namazın, sokaktaki ameline tesir etmiyorsa, kendini bir yokla ve hizaya çek” demişti.
Ben de; “kabul hocam” demiştim ama hocam, “kabul” diyerek kaçış yaptığımı anladı ve önce bir ayrıntının altınız çizdi.
-“Camideki namaz derken, her yerde ve her vakitte eda edilen namazdan söz ediyorum. Namazı nerede ifa edersek edelim, namazda Allah’a verdiğimiz sözler amelimiz olarak insanlara yansısın” dedi.
İşte işin en zor kısmı buradaydı. Rahmetli dedem de derdi ki;
-“Oğul amelin kurusu, tembel ameleye benzer. Tembel amele, hem diğer çalışanlara hem iş sahibine hem de kendisine zarar verir.”
¥
Emrullah Hatipoğlu hocamızla bu sohbeti, geçtiğimiz hafta sonu Nedim Abi (soyadı abi) ve Serkan Akın’ın yönetimindeki Suriçi Grubu’nun yeni dernek binasında yapmıştık.
Suriçi Grubu; İstanbul’da yaşayan herkesin kültürel, sosyal ve siyasal dokusuna katkılarda bulunmayı kendisine amaç edinmiş bir sivil toplum kuruluşu.
Kültürel ve sosyal faaliyetlerin de yapılacağı binada, gençlerden oluşan yöneticilerle güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
Yukarıda kaydettiğim Emrullah hocama ait ifade, sohbet boyunca bana epeyce ter döktürdü. Öyle ya, namazımız çevremize ne kadar tesir ediyordu?
Namaz mı kılıyoruz, kültürfizik hareketleri mi yapıyoruz belli değil. Belki de duygu, düşünce ve amellerimizle ilgili olarak kayıplarımızın sebebi, namazdaki samimiyetsizliğimizdir. Zihnimizdeki dünya yükleridir.
Bu cümle aklıma takıldı ve “Evet böyledir” veya “Hayır öyle değildir” diye bir cevap veremedim.
¥
Mesela aklıma şu geldi. Önümüzdeki önemli gündemlerden birisi Mısır zulmü. Bu zulme “dur” diyenlerin sayısına karşı, “nemelazım” diyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Mısır zulmüne karşı eylem yapanlar da “nemelazım” diyenler de namaz kılıyordur.
Şimdi belki “nemelazımcılar” diyebilirler ki, “Ne yani Mısır’a karşı sessiz kalınca, biz namaz kılmamış mı oluyoruz?
Haşa ve binlerce haşa. Asla böyle bir şey demek istemem. Fitne ve fesadın kendisi yakar, yıkar, rüzgârı çarpar. Allah şeytanın ve fitnenin her zerresinden korusun.
¥
Namaz kılanlar da kılmayanlar da bilirler. Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de “Mü’minlerin kardeş” olduğu buyurulur. Ve kardeş olmanın ne gibi sorumluluklar getirdiği anlatılır.
Hani demek isterim ki, madem biz Mü’minler kardeşiz. Camilerde, evlerimizde, iş yerlerimizde yalnız veya diğer Mü’min kardeşlerimizle namaz kılarız.
O zaman kıldığımız bu namazlarımız, günlük amellerimize niye fark edilecek şekilde yansımaz?
Mesela niye namaza birbirlerine dargın insanlar gibi girip çıkarız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi