Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Niye Mısır ve Suriye bu kadar önemli

Niye Mısır ve Suriye bu kadar önemli

Birileri, neden hep Mısır, hep Suriye, hep Filistin; niye Kerkük değil, niye Doğu Türkistan gibi bir soru soruyor..

O zaman sormak gerek; niye Somali, Eritre, Cibuti değil, Mali ya da Myanmar değil.. Keşmir’den de söz edebiliriz; Afganistan’dan Özbekistan’dan, Çeçenistan’dan, İnguşetya’dan, Osetya’dan, Abhazya’dan.. Bir zamanlar Bosna ile yatıp Bosna ile kalkıyorduk!

Kürdistan sorunu, İran, Irak, Suriye ve Türkiye’ye yayılan bir sorun..
Lübnan krizi var, Necran bölgesinde çatışmalar var, Yemen Suudi Arabistan arasında sorunlar var..

Dünyanın neresinde mazlum var, aslında bizim sorunumuz.. Bunu söylüyorsunuz, ama, Mısır’ı konuşuyorsunuz biri geliyor; niye Kürt sorunundan hiç bahsetmiyorsunuz. Ötekisi geliyor; niye Kerkük’den, Doğu Türkistan’dan söz etmiyorsun..

Konumuz Gazze ya da Suriye. Ama o ille de kendinin ilgilendiği bir ayrıntıya takılıyor..
Hepsi önemli. Sözkonusu olan can konusu ise, elbette hepsi önemli. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız. İlke bu. Hatta zalim Müslüman da olsa, mazlum gayrimüslim de, hatta düşmanımız da olsa, biz mazlumdan yana olacağız..

Taraftarlık nasıl dehşetli bir şey böyle.. Ego, süper egoya dönüşüyor.. Tam da ilk laneti hakeden şeytanın ırkçılığının beslendiği bir damardan söz ediyorum. “Ben”!
Doğduğumuz ana babayı, zamanı, toprağı biz seçmedik. Hepimiz Adem’in çocuklarıyız. Bundan dolayı üstün ya da geri olamayız. Peygamber çocuğu olup cehenneme gitmek, firavunun ocağından büyüyüp cennete gitmek mümkün..

Kürtlerin sorunlarını konuşurken, orada Myanmar’dan söz ediyor muyuz?
O kadar insan ölüyor, işgal edilmiş bir ülke var. Mali… Neden kimse Mali’den bu kadar az konuşuluyor diye uyarmıyor.

Ya da az konuşulduğunu düşünüyorsa, neden kendisi bu konuda inisiyatif üstlenmiyor..
Birileri bir şeyler söylüyor, birileri de ona inanıyor.

Sanki biz Mısır’la, Filistin’le, Suriye ile onlar Arap olduğu için ilgileniyoruz.. Onlar Arap, hatta Müslüman olmasa da, dahası Müslüman bir Arap ülkesi bu zulmü yapmış olsaydı da bizim mazlumlardan yana olmamız gerekirdi..

Bu konuda MHP’lilerin ve BDP’lilerin aklını çelen birileri var.. Hemen Kürtler ve Türkler diye başlıyorlar.. Sen ne konuşursan konuş, ille kendilerinden söz edilmesini istiyorlar.. Kerkük, Doğu Türkistan. Nedense Özbekistan konusunda kimse fazla bir şey söylemiyor..
Filistin, Mısır ve Suriye konusunun bizim için çok farklı, özel, başka yerlerle kıyas kabul etmez farkını birileri bilmiyor sanırım.. Bu durum Suudi Arabistan’ın, Ürdün’ün, Lübnan’ın, Irak’ın ve Türkiye’nin de bir bölümünü içine alır.. Nil ile Fırat arası Mescidi Aksa’nın, Kudüs’ün namazın bize farz kılındığında ilk kıblemiz olan, İsra olayının gerçekleştiği makamın mikat alanı içindedir..

Bugün en sıcak çatışmalar bu bölgede yaşandığı için, acil, ilk yardım çabaları o alanda kendini gösteriyor. Dün hepimiz Somali için, bir ara Myanmar için ya da Endonezya / Açe içindi.. Irak savaşında Kürt kardeşlerimiz sınırı geçip geldiklerinde onlarla beraberdik..
Ve bizim için her zaman, Mekke, Medine ve ilk kıblemiz Kudüs öncelikli, ayrıcalıklı bir yere sahip olacaktır. Bizim gözbebeğimizdir bu bölge.. Biz aynı zamanda arzı mevudun bir parçasıyız..

Zaten 100 yıl önce biz tek devlettik. Akraba halklarız biz, komşu halklarız.. Ve bugün kardeşlerimiz orada zalim bir iktidarın zulmü altında yaşıyor.
Jeopolitik ve jeostratejik açıdan, güvenlik kaygıları açısından da bu aks, yani Türkiye, Suriye, Filistin, Mısır aksı bizim şah damarımızı oluşturur..

Osmanlı Filistin topraklarından işgal edilmeye başladı. Anadolu’nun işgali Biladi Şam’dan başlar. Filistin’den başlar.. Bu bölge bizim öz savunma hattımızdır.. Bu hattı tutmadan hiçbir yeri kurtaramazsınız! Düştüğümüz yerden kalkacağız.. Bu akstaki ülkeler, ilk kurtarılacak ülkeler arasındadır. Bu aks üzerinden diğerlerine yardım ulaştırabilirsiniz.. Siz ayakta durmak istiyorsanız, bu aks, sanki, Uhud’daki okçu vadisi gibidir..

Belki Rabia buluşmaları bu stratejik ve taktik bilgilerle donanmak için, sorunu sadece vicdani ya da düz mantıkla anlamaktan sıyrılıp, daha üst seviyede bir düşünce sistematiği için fırsat oluşturacaktır..

Benim Özbek dostlarım var. Onlarla da her hafta buluşurum hemen hemen. Onlar benimle beraber dolaşmıyorlar. Gerek de yok. Farzı kifaye sorumluluğumuzla ilgili olarak onlar Türkistan bölgesi ile ilgileniyorlar, Gelişmeleri izliyor. Her an her yerle ilgilenmek doğru değil. Tüm cephelerde direnemezsiniz. İnsan, zaman, para, media gücünüz, kamuoyu oluşturmak gibi konularda planlı hareket etmek gerek. Allah zalimlere yardım etmediği gibi cahillere de yardım etmez.. Onun için kulağa hoş gelen duygusal talepler bazan iyiniyetli olsa bile kaş yapayım derken göz çıkarmaya sebeb olabilir..

Bakarsınız çok yakın bir gelecekte Özbekistan için çıkarız meydanlara. Emin olun o zaman yine ilk çağrıyı yapanlardan biri ben olurum..

Birileri zihinleri bulandırmak için insanların fikirlerini bölmek için birtakım iddialarda bulunabilirler.. Hannas’ın vesveseler ve fasıkların getirdiği haberler konusunda dikkatli olmamız gerek.
Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi