Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Özel Hayata Müdahale Böyle Olur

Özel Hayata Müdahale Böyle Olur

“Özel hayata müdahale var” diyenlerin özel hayatı mı var, her şeyleri ortada değil mi?

Bu ülkede kimler hırsızlık yapıyor? Kimler yolsuzluk yapıyor? Kimler uyuşturucudan tutun da her türlü kaçak göçek işlerden para kazanıyor?
Kimler vergi kaçırıyor? Kimler terör estirip, kargaşa ve kaos çıkarıyor? Kimler kara para aklıyor? Kadınların sırtından kimler para kazanıyor?
Kimler faizle besleniyor? Kimler memleket üzerine kumar oynuyor? Kimler darbelerden medet umuyor? Kimler devleti ve milleti esaret altına almak istiyor?
İşte bu melanetlerin içinde bulunanlar, özel hayatlarına müdahale edildiğinden şikâyetçi olanlardır.
Peki, bunların hangisi “özel hayat” alanına giriyor? “özel hayat” demek, “mahrem hayat” demektir. Yani bir insanın mahremiyetini diğer insanların bilmemesi demektir.
Mahremiyetten kastedilen ise ister Hıristiyan, ister Musevi, ister Müslüman, ister başka inançtan olsun, o inancın insanlara yüklediği “edep ve adap” dairesindeki kişisel haklardır. 
Özel hayata müdahaleden şikâyet edenler ya mahremiyetin ne olduğunu bilmiyorlar veya hınzırlıklarından özel hayat kavramına yani mahremiyete leke sürmek istiyorlar.
¥
Şimdi biraz gerilere giderek özel hayata müdahale nasıl olurmuş ona bakalım.
İstiklal mahkemeleri, insanların özel hayatları olan kıyafetlerine müdahale ederek yüzlerce masumu asmadı mı?
İmanının gereği; Namaz kılan, Oruç tutan, Hacca giden, Zekât veren, Kelime-i Şehadet getiren insanların dini haklarına müdahale edilmedi mi?
Kur’an okunması ve öğrenimi yasaklanmadı mı? Hacca gidilmesi yasaklanmadı mı? Ezan değiştirilmedi mi? Camiler yakılmadı, yıkılmadı, kapatılmadı mı?
Kadınların başlarından ve üzerlerinden feraceleri alınmadı mı? İnsanların sakallarına, bıyıklarına ve giyecekleri elbisenin rengine kadar karışılmadı mı?
28 Şubat sürecinde insanların nerelerden alış veriş etmesi gerektiğine müdahale edilmedi mi?
İçki içmeyen devlet memurları fişlenip, sürgünlere gönderilmedi mi? İkna odaları vahşetini kim unutabilir?
Gencecik yaşlarında hayatları karartılan binlerce başörtülü kızların dramları ve travmaları nasıl izah edilebilir?
O kızların haklarını kim ödeyebilir? Doğumunda, yetişmesinde, büyümesinde, okumasında, yazmasında, zerre kadar emeği olmayanlar, hangi mantıkla bu insanların özel hayatlarına müdahale ederek geleceklerine ipotek koymuşlardır?
“Pantolonunda secde izi var” diye işinden edilen insanların özel hayatlarına kim ve kimler müdahale etmiştir?
Ergenekon adıyla bilinen örgütün mahkemelerce suç delili kabul edilen eylemlerinin her biri, özellikle inançlı kesimin özel hayatına müdahale değil miydi?
Yapılan ve yapılmak istenen darbelerle muhtıralar, özel hayata müdahale değil miydi?

¥

Bir de şunu anlamıyorum.
Malum çevrelerin özel hayata müdahale şeytanlığına, aklı başında zannettiğimiz sağ cenahtan insanlar da “Hak yerine” sırf onlara şirin gözükmek için yanlarında yer alıyorlar.
İnsanın en çok da bu zoruna gidiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüseyin Öztürk Arşivi