Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Sevgili Esed öldürmeye devam edebilirsin!”

“Sevgili Esed öldürmeye devam edebilirsin!”

5 milyon insanın evini terk ettiği, 2 milyon kişinin mülteci durumuna düştüğü Suriye’de evlerin üçte birinin hasar gördüğü bir ülkeden söz ediyoruz..

Ve son dakika haberi: Batılı ülkeler, İsrail’in güvenliği için tehdit oluşturan kimyasal silahların paramiliter güçlerin eline geçmemesini önleyici bir tedbir üzerinde anlaşmışlar..
O zaman, “Sevgili Esed öldürmeye devam edebilirsin.” “Bana dokunmayacaksan ey yılan bin yıl yaşayabilirsin..!” der gibi.. Oysa zulm ile abad olunmaz. Haksızlıklar karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır.. Zalimlere yardım edenler için gün gelir o ateş onlara da dokunur..
Esed’in cinayetlerini önleme adına batılıların Esed’in silah depolarını vurmalarından söz ediliyordu, buna gerek kalmadı. Çünki Suriye bunları Rusya’ya geri gönderecek..
Peki bu nasıl olacak bilmiyoruz.. Suriye’nin elinde ne kadar kimyasal olduğu, ne kadarının kaldığı ve bunların ne kadarının hala envanterde mevcut olduğu bilinmiyor.. Mesela rejimin kontrolü dışındaki bölgelerde de kimyasal silah var mı? Ya da mesela Hizbullah ya da Şebbiha, Muhaberat bunların bir kısmını Lazkiye’ye ya da Lübnan’a kaçırmış olabilir mi?
Bunlar ne kadar zaman içinde geri çekilecek.
En azından şimdilik operasyonlar bir kaç için de olsa ertelenmiş gözüküyor..
İsrailliler yaşayacak. Kış geliyor, Suriyeli çocuklar ölmeye devam edebilirler..
Düşünebiliyor musunuz İsrail’in nüfusu kadar büyük bir kitle, evinden uzaklarda yaşıyor. Sadece komşu ülkelere sığınan milyonlar değil, onun 2-3 katı da kendi evinin dışında bir yerlerde yaşıyor..
Suriye bölge için önemli bir terör üssü haline geldi bu süreçte. Bu bölgede bundan böyle kimse kendini güvende hissetmeyecektir..
Kimilerinin “Suriye’ye dış müdahaleye karşıyız” söylemine bayılıyorum bu arada! CHP’nin başını çektiği bu ekip, Esed’e karşı bir dış müdahaleye karşılar. Yoksa Esed yanlısı dış müdahaleler konusunda kimsenin gık’ı çıkmıyor..
İran fiilen Suriye’de savaşıyor. Asker, silah, para herşey gönderiyor.. İran’ın Irak üzerinden Suriye’ye girişine karşı da ABD ve İngiltere’nin bir denetimi filan yok!
Irak üzerinden Irak şiasına mensup paramiliter grublar da giriyor, Kürdistan bölgesinden giren Kürtler de var..
Irak üzerinden ABD ve İsrail, İngiliz vatandaşı olan paramiliter unsurlar da giriş yapıyor.
Yani aslında ABD, İngiltere ve Fransa, bölgedeler.. Ürdün üzerinden ABD’nin paralı askerlerinin girdiğini de biliyoruz..
Lübnan üzerinden Hizbullah’ın savaşa etkin bir şekilde katıldığını bilmeyen var mı? Lübnan üzerinden giren başka paramiliter grublar da var..
Suudilerin desteklediği Nusra ya da El kaide paralelindeki örgütler de Suriye topraklarında..
Rusya ve Çin’in de Suriye’deki çatışmalarda taraf olduğunu ve Esed’e yardım ettiğini bilmeyen yok.
Kimse bu dış müdahalelerin durdurulmasından sözetmiyor.. Türkiye konusunda herkes hassasiyet gösteriyor.. Ama aynı hassasiyet Esed destekçileri için yok..
Hiç Fransa’dan söz eden var mı?
Esed imtiyazlı bir şekilde destekleniyor.. Batılı esip gürlemesi sadece sözde kaldı..
Çünki Esed giderse, Esed’in yerine gelecek olanların kendi çıkarları için daha büyük bir tehlike oluşturacağını düşünüyorlar..
Bölgede Suriye halkının iradesini esas alan bir çözümü savunan tek ülke var, o da Türkiye! Savaş sürecinde en ağır bedeli ödeyen bir ülke olan ve uzun sınır boyu ve bir asırlık geçmişi ile aynı inanç, tarih geleneğe sahip bir ülke Türkiye! Nuseyriler, dini bir topluluk Arap! Kim derdi ki, Ulusalcı CHP, gidip Hatay üzerinde hak iddia eden Esed yanlısı olacak! İran’la aynı siyasi safta yer alacak! Herhalde Kılıçdaroğlu, Mısır sonrası bir de Kuzey Kore ve İran’ı ziyaret eder artık!
Biz Suriye halkının dostuyuz. Sorun Nuseyri halkı ile de değil, Esed diktatörlüğü ile ilgili..
Suudiler Mısır’da Mursi’ye karşı, Sisi’den yana. Ama Suriye’de Esed’e karşılar. Bu tercih onların Esed’den korkuları, daha doğrusu bu bölgede sürüp giden çatışma ortamının ileride kendisine yönelik oluşturacağı açık ve akın potansiyel tehlikenin, gelecekteki muhtemel riskten daha can yakıcı olacağı endişesinden kaynaklanıyor.
Suriye’de ÖSO Esed rejimine karşı değil, Esed’e destek veren uluslararası bir koalisyona karşı savaşıyor aslında ve bu işin sürüp gitmesinin asıl sebebi de bu! Eğer dış müdahaleye “hayır” diyenler, Esed destekçilerine de “hayır” deseler ve bu gerçekleşse, Suriye’de kriz daha kolay çözülebilir belki de. Aslında herşey olacağına varır. Gün doğmadan neler doğar! Sabır! Sonuçta imtihan oluyoruz..
Ama, kuşkusuz kişilerin ve topluluklarla da ilgili olarak Allah’ın takdiri vardır.. O dilediğinde sebebini de halkeder..
Bütün bu yaşananlar, batının öteki yüzünü, İslam ülkelerindeki işbirlikçilerinin kirli yüzünü gösteriyor bize. İslam ümmetinin safları sıklaşıyor ve yeni bir bilinç kazanıyoruz.. “Yeni bir dünya”nın doğum sancıları belki de bunlar.. Bu işler ne zaman nasıl sonuçlanacak diyenlere, biz kendi işimize bakalım. Çok merak ediyorsanız, kimbilir, belki yarın, belki yarından da yakın! Allah (cc) “ol”der ve o iş olur.. Herkes kendi haline baksın, Allah’ın indindeki yerinizi merak ediyorsanız, sizi neyle meşgul ettiğine bir bakın! 
Selam ve dua ile.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum
Abdurrahman Dilipak Arşivi