Serdar Arseven

Serdar Arseven

Gezi terörünün hedefi…. Ulaştırma’da Yıldırım Harekâtı!

Gezi terörünün hedefi…. Ulaştırma’da Yıldırım Harekâtı!

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Şurası’nı yakından tâkip etmeye çalıştık.

İzlenimlerimizi yazacaktık ki araya bir dolu olay girdi…
Gezi teröristleri ODTÜ’de başörtüsüne, Dikmen’de Polisevi’ne saldırdı; Olimpiyat Stadı’nda failleri serbest bırakılan (???) organize terör eylemi gerçekleştirdi.
*
Neyse ki, Türkiye artık kısır çekişmelere takılıp kalacak bir ülke değil.
İşte biz de birkaç gün geciktik ama yazıyoruz Şura’yı.
*
Küresel ekonomik kriz ne kadar büyük olursa olsun, tezgâhlar ne denli yaman kurulmuş olursa olsun, büyümemiz engellenemiyor.
Birçok Avrupa ülkesinin binde 4’lük büyüme oranlarına şapka çıkarttığı bu dönemde, biz yüzde 4’ü beğenmiyoruz!..
İşte; rekabetin en güçlü olduğu alanda faaliyet gösteren Türk Hava Yolları (THY) Avrupa’nın en iyi hava şirketi.
THY’yi 2003’te 52 uçakla aldıklarını ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu birkaç rakam veriyor:
“Şimdi 200 uçağa yaklaştık. Türk Hava Yolları’nı destinasyonda 5. sıraya çıkardık, ülke sayısı bakımından birinci sıraya çıkardık, 10 yıl üst üste kar ettik. 2003’te 1,5 milyar dolar ciroyla THY’yi aldık; şu anda iştirakleriyle birlikte 11 milyar dolar cirosu var. Artık THY bir dev oldu. Bu ülkenin değeri, gurur duymamız lazım.” 
*
Gururlanır da adam, ülkesini seviyorsa.
*
Memleket hızla tırmanıyor; Ulaştırma alanındaki büyük hamleler buna işaret.
Yükseliş reel değilse bu alanda asla tırmanamazsınız, ulaştırmada bilhassa da havacılıkta müthiş bir rekabet vardır, istikbal hakikaten de göklerdedir ve güçlü olmayanı istikbalde söz sahibi yapmazlar.
Havacılıktaki hızlı yükseliş, Türkiye’nin her türlü engele rağmen tırmandığı gösteriyor.
Binali Yıldırım; bakıyorsunuz hiç germeden ve gerilmeden patır patır sıralıyor icraatlarını.
Espri yapa yapa tırmandırıyor; afrası tafrası yok…
Gayet rahat, gayet mütevazı; “Birileri ürür kervan yürür” kıvamında, yıllardır koşuyor.
Demek ki farklı bir yapı bu; Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekibindeki adamlara bakıyorsunuz, bir de Recep Tayyip Erdoğan’ın ekibindekilere…
O taraflarda, -istisnalar müstesna- “konken partilerinden izler” var, çalışkanlarında da “eski tüfek” halleri…
Erdoğan takımındakiler ise işlerine tam motive; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’la konuşuyorum; işten güçten hedeften başka düşündüğü yok.
Aile’den Sorumlu Bakan Fatma Şahin tepeden tırnağa performans hastası.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, saniyelerle yarışıyor…
Hani sanki şöyle bir hal var; şu işi yarım bırakırsak ya da hedefe ulaşamazsak, gecenin bir yarısı Başbakan ararsa ve hesap sorarsa… Sorar mı sorar, sordu mu sordu!..
Bu havadan AK Parti’yle organik bağlantısı olmayan kişiler de etkileniyor gibi…
Belki yanılıyorumdur ama öyle hissettim;
Bir zamanlar zarar eden Türk Telekom’u müthiş üretken ve kârlı hale getiren Genel Müdür Tahsin Yılmaz ile Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kutlu’nun motivasyonlarına bakıyorum mesela, sanki Erdoğan’dan, Binali Yıldırım’dan izler var.
Bu atmosfer işi, bir memleketin postanesi neyse hastanesi de o oluyor.
Başbakan öyle, Ulaştırma Bakanı böyle, Türk Telekom Genel Müdürü de, alt yapısı zaten müthiş, bir de motivasyon, süper…
Başarı nasıl gelmesin?
¥
Böyle bir hal var ve ekibindekilerin her hareketini izleyen bir Lider.
¥
Ulaştırma Şurası’nda ortaya konulan hedeflere bakıyorsunuz; 4 bin kilometre olan Otoyol (Otoban) ağının 12 bin kilometreye ulaştırılması, 2035’e kadar toplamda 60 milyon nüfusun yaşadığı 15 şehrimize hızlı ve yüksek hızlı tren götürülmesi, deniz filomuzun ikiye katlanması, uzayda devrim; bütün uyduların ve yer kontrol istasyonlarının alt sistemlerinin tamamen milli imkân ve kabiliyetlerle tasarlanıp üretilmesi…
Hedeflerini tutturabilecekler mi?..
Bugüne kadarki hedeflere büyük ölçüde ulaşıldı; memleket küresel krizler ortamında şaşırtıcı performans sergiledi, bütçe fazlasını bulduk vesaire…
Bu dönemde yapılan hatalar yok mu, var, olmaz mı…
Gerektiği zaman en açık biçimde yazıya döktük ve dile getirdik itirazları…
Bunları söyledik ama, ne zaman?
Türkiye’nin büyük ve (geniş kapsamlı) bir ihanet operasyonuyla karşı karşıya kaldığı böyle bir dönemde, yapılması gereken sahip çıkmaktır.
Recep Tayyip Erdoğan’a değil; memlekete, gelişmeye, kalkınmaya!..
Yorum Gönder 0

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi