Ersoy Dede

Ersoy Dede

Muteber Biri mi İ*nenin Teki mi?

Muteber Biri mi İ*nenin Teki mi?

Özür dilerim, pazar pazar böyle sert bir giriş yapmak istemezdim. Ama üç gündür yaşananlar beni bu soruyu sormaya itti.. Şansal’ın hayali kaçırılma ya da gözaltına alınma meselesini TBMM gündemine getiren, İçişleri Bakanı’na soran CHP, şimdi Genel Başkanı’ndan çaycısına kadar “biz böyle birini tanımıyoruz” demeye başladı.. Bütün Gezi Kalkışması süreci boyunca CHP’lilerle elele kolkola olduğunu hatırlatmak bile ayıp kaçacak.. Hem fikri bir birliktelik söz konusu hem de fiziki.. Bunlar kapalı kapılar arkasında, kaçak-göçek olan şeyler değil.. Televizyonlardan açık açık herkes gördü.. Şimdi ne oldu da Barbaros Şansal’ı tanımıyorsunuz? Buz gibi de tanıyorsunuz.. Ama ne oldu? İşinize gelen lafları söyleyince “muteber bir kişilik” olarak sunduğunuz birini, işinize gelmeyecek laflar söylediğinde aşağılamaya çalışıyorsunuz.. Hem de tamamen cinsel ayrımcılık yaparak..

TUTARLILIK VE CHP
Bakın şimdi size tutarlılık nedir biraz ondan söz edeyim.. Tutarlılık, Barbaros’un “kaçırıldım” dediğine inandığınızda, “Palalı işi CHP Organizasyonudur” sözünü sorgulamamaktır.. Bence bu hadisede, meselenin tarafları alabilecekleri en iyi pozisyonu aldı.. Ne bekliyordunuz ki? Gürsel Tekin çıkıp da; “Evet ya, bu bizim tertibimiz, tezgahımızdı. Barbaros ifşa etmiş. Herkesten çok özür dileriz” mi diyecekti? Kabul mü edecekti? Bugüne kadar ortaya çıkan hangi operasyonel icraatı CHP kabul etti ki? Siz hakim önüne çıkıp da “suçlu” olduğunu söyleyen bir sanıkla karşılaştınız mı? Dert, bugünkü reddiyeniz değil, o günkü sahiplenişleriniz.. Bundan böyle koşulsuz savunmaya geçerken, iki kere düşünürsünüz..

TUTARLILIK VE AK PARTİ
Tutarlılıktan devam edelim.. AK Parti açısından meselenin zerre kadar önemli olduğunu zannetmiyorum. Tıpkı Barbaros’un kaçırılma masalında olduğu gibi.. O gün de İçişleri Bakanı çıktı, “göz altında bu isimde kimse yok” dedi ve dosya bu şekliyle kapandı biliyorsunuz.. Bugün de “Palalı” hadisesi, başından beri AK Parti’nin hiç savunmadığı, sahiplenmediği bir mesele olduğundan, bugün ortaya dökülen iddiaların da AK Parti için bir anlamı olduğunu sanmıyorum.. Sonuçta yargı o meseleyle (şu veya bu şekilde) ilgileniyor zaten.. Bundan sonrası CHP’nin kendi iç sorunu..

YİNE PARÇALANIYOR
CHP, bu hadise vesilesiyle, bir kez daha; “C”, “H” ve “P” olarak üçe ayrılmanın arifesinde.. Gürselciler ile Sarıgülcüler İstanbul’da, onların merkez karar destekçileri Ankara’da, arkalarındaki lobiler iş ve medya dünyasında paramparça olmak üzere.. Bunu bir tek Barbaros Şansal’ın doğruluğu tartışmalı iddiası yapmadı kuşkusuz. Bu yürümez, yaşayamaz, var olamaz bir koalisyonun zorlanmasıydı, çöktü.. Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda birbirine düşen CHP’lileri, komisyonun AK Parti’li üyelerinin uzlaştırdığı çıkmasın akıllardan. Sadece bu yıkıma yol açan iddianın gerçek çıkması halinde, durum çok vahim olabilir..

YA CHP YAPTIYSA?
Ne olabilir iddia gerçek çıkarsa? En iyi ihtimalle şöyle bir tablo ile karşı karşıya kalırız.. İl teşkilatının da Genel Merkez’in de içinde olduğu bir silahlı sokak eylemi tertiplenmiş demektir.. Bu eylemde can kaybı yaşanmamış olması, eylemin vahametine gölge düşürmesin.. Dahası, böyle bir organizasyon tertipledikleri hukuken tescillenirse, bu defa; “bunu yapan başka ne yapmaz?” sorusunun yanıtı aranır.. Burada da en yakından başlanır. Fazla eskiye de gidilmez.. Henüz çözülememiş olan Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan ölümleri mercek altına alınır.. Dedim ya eğer Barbaros’un dedikleri gerçekse ve yargı bu gerçekliği tescillerse.. Yok eğer bu laflar, “deli saçması” bulunacaksa, o başka.. Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi Şansal eğer kafasını peynir ekmekle yediyse, sözlerine değer verilmemesi gerekiyor.. CHP için düzelterek yazıyorum; değer verilmemesi gerekiyorDU.. Kalın sağlıcakla..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi