Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Balkanlar’da Türk Olmak

Balkanlar’da Türk Olmak

Bu haftaki kitabımız, Vadi Yayınları’ndan. Yazarı ise uzun zamandır Balkanlar’da Bosna Hersek ile Türkiye arasındaki hayır köprülerinde vazife yapan Zülküf Oruç.
Yazar sadece Bosna’da değil, Balkan coğrafyasındaki diğer ülkelerde de Osmanlı izini sürmüş, daha doğrusu Türk izleri üzerinde bilimsel ve sosyal araştırmalar yapmış.
Balkanlar’da da olduğu gibi Türk denilince akla ilk gelen Müslüman kimliktir. Bu kimlik, Orta Asya başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde geçerlidir.
Kısacası Batılılara göre Karahanlılar’dan itibaren Osmanlıların gelip geçtiği, yurt edindiği, çadır kurduğu, hayvan otlattığı, yediği içtiği ne kadar kara parçası varsa, orada yaşayan Müslümanların ortak adı Türk’tür.
İşte Zülküf Oruç, bu izin peşinde Balkanlar’ı dolaşmış ve çalışması hakkında şu bilgileri vermiş:
*
“Arnavutluk’tan Yunanistan ve Kosova’ya, Makedonya’dan Bosna Hersek ve Karadağ’a, Sancak üzerinden Sırbistan’a geniş Balkan coğrafyasında kimi zaman Blagay Tekkesi’nde olduğu gibi bir dağın dibinden doğan “Buna Irmağı”nın kaynağına inşa edilmiş neredeyse 600 yaşında bir tekkeyi,
Karadağ’ın Bar şehrinde dolaşırken karşınıza çıkan ve Türkçe konuşan bir avuç Barlı’yı, Dubrovnik’te Hırvatistan İslam Birliği’ne bağlı Müslüman cemaati,
Başçarşı’da Gazi Hüsrev Bey’de bayram sabahları, birbirlerine; içinde binlerce Türkçe kelime bulunan dilleriyle “Bayram Mübarek Olsun” diyen ve “Allah razı olsun” diye cevap veren Boşnakları,
Üsküp, Manastır, Ohri, Prizren, Yakova, İpek, Yanova, Novi Pazar sokaklarında yolunuzu kesen bir tekke, mahalle mescidi veya paşa camii ile Balkanlar’daki Osmanlı-Türk mirası, bugün de canlı olarak yaşamaktadır.
Diğer taraftan; Prizren, Mamuşa ve Doğu Makedonya’da yoğun biçimde olmasına rağmen, neredeyse bütün Kosova ve Makedonya’da varlığını sürdüren, Türkçeyi ana dili olarak kullanan ve kendilerini Türk olarak ifade eden topluluklar, Balkanlar’daki Osmanlı-Türk mirasının en somut ifadesidir.”
*
Balkan tarihi, elbet tarihimizin ayrılmaz bir parçasıdır. VI. Yüzyıldan başlayarak Balkanlar Türk kavimlerinin gelip yurt edindiği yerlerdir ve Osmanlı tarihinin; Söğüt, Bursa ve Edirne’den sonra yazılmaya başladığı yerlerdir.
Osmanlı mimarisinin derin izlerini saklayan Balkan şehirleri, hâlâ geçmişin yükünü omuzlarında taşırken, taşa şekil veren bu medeniyet birikimi, siyasi ve kültürel tarihle birlikte, yüzyıllar boyunca insana da nüfuz etmiştir.
Asırlardır Balkan topraklarından Türk üst kimlikli Müslüman halkı istemeyen batılı topluluklar, savaşlardan sonra uyguladıkları göçe zorlama hareketiyle, yine de Balkanlar’dan Müslümanların izlerini silememişlerdir.
*
Kitap bu izleri sürmüş ve anlatmış. Ve Balkanlar’ın hangi noktasına gidersek gidelim, etnik kimlik olarak başka isimlerle anılsalar da genel adları olan “Müslüman Türklerle” karşılaşmak mümkündür.
Kısacası kitap, Balkanlar’ın tarihini şahitleriyle anlatmış.
Bilgi için Vadi Yayınları 0312- 435 64 89

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi