Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Kırgızistan

Kırgızistan

Dünyanın her yanında bulunan Müslüman kavimler, Müslüman milletler, özellikle Osmanlıların içeriden ve dışarıdan “zayıflatılması ve geriletilmesinden” sonra diğer toplumların körebe oynadığı milletler ve kavimler haline gelmiş ve gelmeye devam ediyor.
Türkiye’den dünyaya bakılınca böyle görülüyordu ama Kırgızistan’dan bakınca da aynı görülmekte.
Diğer Türk Cumhuriyetleriyle birlikte, Kırgızistan’ın bağımsızlıktan önceki tarihine baktığımızda, baskı altına alınan bütün Müslüman milletlerin, aynı körebe oyununa dâhil edildiği görülüyor.
Bu durumun en canlısını halen Türkiye’de yayıyoruz. Siyonist merkezli kaosçular, hükümetle ve milletimizle körebe oyunu oynuyorlar.
Tüm dünya Müslümanları iman ettikleri, “Mü’minler kardeştir” ayeti gereği hareket etmedikçe, bu körebe oyunu Müslümanlar üzerinde hep oynanacaktır.
Neyse geçelim. Mevzumuz farklı ama maalesef dünya Müslümanlarının hali böyle.

Kırgızistan’ın bereketli topraklarında dolaşmaya başlamadan önce ülke hakkında teknik bilgi sunalım.
Kırgızistan’ın toplum nüfusu, 2002 yılı tahminine göre 5 milyonun üzerinde. Yüzölçümü ise 200 bin kilometrekare civarında.
Ülkenin başkenti Bişkek. Bişkek’in nüfusu da 1 milyonun üzerinde. Diğer şehirleri ise şöyle:
Süleyman Dağı ile meşhur “Oş” şehri dışında; Celalabad, Karakol (Isık Gölü) Tokmak, Karabalta, Talas, Narın, Tok Oğul ya da Toktooğul, Balıkçı, Çolpanata ve Batıkent.
31 Ağustos 1991 yılında bağımsızlığını kazanan ve o yıl Türkiye dışişlerinin;
-“Kırgızistan’ın bağımsızlığını hemen tanımasak iyi olur. Tekrar Rusya ile birleşebilirler. Rusya karşısında zor durumda kalabiliriz” raporuna ve direnmelerine rağmen rahmetli Özal’ın;
-“Olmaz öyle şey, sizde hala küflü Rus zihniyeti var. Birleşemezler. Zulmün sonu gelmiştir. Bütün Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanacaktır hemen tanıyalım” diyerek, dünyaya tanıdığımızı ilan eden ilk biz olmuşuz.
İkinci tanıyan ülke ise Özal’ın bu öngörüsüyle kendilerinde cesaret bulan ve menfaatlerini düşünen ABD olmuş. Tabi bizimkisi kardeşlik gereği, onların ki malum.

Kırgızistan’ın 200 bin kilometrekarelik topraklarının yüzde 93’ü dağlardan oluşmakta ve en düşük yükseklik 500 metre civarında. En yüksek nokta ise 7439 metre ile Zafer Tepesi.
Bu dağın önemli bir özelliği ise dünyanın en geniş buzul alanlarından birisini sinesinde barındırıyor olması.
Buzullar eriyecek olsa, Kırgızistan’ın 3 metre su altında kalacağı söylenmekte.
Kırgızistan aynı zamanda bir su cenneti. Yaklaşık 3000 civarında göl bulunmakta ve bu göllerin en büyüğü, “Isık Gölü.” Isık Göl, “Sıcak Göl” demek.
Deniz seviyesinden ortalama 2700 metre yükseklikte bulunan ve Orta Asya’nın kuzey doğusunda yer alan Kırgızistan’ın komşularını da sıralayalım.
Kuzeyinde Kazakistan, Batısında Özbekistan, Kuzeybatısında Tacikistan ve Doğu ve Kuzeydoğusunda Çin yer almakta.
Kırgızistan, Türkiye ile ticari ve kültürel iş birliğini heyecanla çoğaltmak istiyor.
Yarın, “Destanlar Ülkesi Kırgızistan.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi