Fatih Uğurlu

Fatih Uğurlu

Ben böyle paketin!

Ben böyle paketin!

Başbakan Erdoğan’ın Pazartesi günü açıkladığı Demokratikleşme Paketi büyük bir hüsran olarak yorumlandı. Gerçekten de tarafların memnun olmadığı bu paketi kimin hazırladığı merak konusu oldu. Oysa bu paketten ne kadar umutluyduk. 90 yıldır çözülemeyen problemleri çözecek sadra şifa sonuçlar devşirecektik paketten. Yok, yok, yok... dağ fare doğurdu...

Tarafların nabzını tuttuk ve pakette olması gerekenleri birer birer kayda geçtik, işte size o isteklerden bir demet:

1- Taksim Gezi Parkı eylemlerine katılan tüm gençler 1 Haziran 2013 tarihinden itibaren 1. dereceden kadroya alınmalı ve üstün hizmet nişanı ile ödüllendirilmelidir. Bu ödülleri de kendilerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından verilmelidir.

2- Silivri zindanında tutulan Doğu Perinçek, Mustafa Balbay ve Engin Alan başta olmak üzere tüm demokrasi kahramanları hemen serbest bırakılıp, devlet adına başbakan onlardan özür dilemeli, tutuklu kaldıkları günler için de kendilerine yüklü miktarda tazminat ödenmelidir.

Taksim Gezi Parkı eylemleri aslında 28 Şubat döneminin bir devamı olup, taa o zaman işaret fişeğini attığımız “Bu defa silahsız kuvvetler işi çözsün” hareketinin günümüzdeki uygulamasıdır ve bir BÇG organizasyonudur.

Taksim Gezi Parkı’nda demokrasi mücadelesi verirken şehit düşen kahramanlarımıza ve Türkiye’den çeşitli illerden onlara destek yürüyüşleri yaparken gençliğinin baharında polis tarafından hunharca öldürülen yiğit gençlerimize devlet töreni yapılarak, uğrunda şehit oldukları Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı olan Anıtkabir’de uygun bir yere definleri sağlanmalı, isimleri şehit oldukları şehirlerin en büyük parklarına verilmelidir.

3- 28 Şubat döneminde cansiperane görev yaparak iktidarı deviren, demokrasi kahramanı Genelkurmay eski Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak başta olmak üzere Sincan’da tankları yürüten Hikmet Köksal ve İzzettin İyigün paşalarımızla, sürecin devamında aynı kararlılıkla Erdoğan hükümetini sallayan İlker Başbuğ paşamız ve silah arkadaşlarına iade-i itibar yapılarak silahlı kuvvetlerde tekrar görevlerine iade edilmelidirler.

4- İrtica ile mücadelenin belkemiğini oluşturan BÇG Batı Çalışma Grubu anayasal bir yapıya kavuşturulup, tüm Türkiye’de örgütlenmelidir.

5- Ayrıca demokratikleşme Paketi içerisinde olmasını istediğimiz en önemli şey, Taksim’de ve Türkiye’mizin çeşitli illerinde Gezi Parkı eylemleri sırasında masum gençlerimize biber gazı sıkan tüm polisler ve amirleri görevden alınmalı, hattâ çeşitli parklarda ibreti alem için birer tane sallandırılmalıdır. Geri kalanlara da günde üç öğün acı biber yedirilmelidir.

6- Polis otosu, halk otobüsü ve ambulans yakmak isteyen gençlere polis engeli çıkarılmamalı ve memleketimizin geleceğini emanet edeceğimiz bu nesil, demokratik hakkını  araç yakarak kullanmak istiyorsa “varsın yaksın” denilmelidir. Ne demiş büyük usta Nazım Hikmet şiirinde:

Polis otosu yakılmazsa,

Halk otobüsü yakılmazsa,

Ambulans yakılmazsa

Nasıl çıkarız karanlıklardan aydınlığa!

7- Tüm maçlarda futbolcular “Yaşasın Taksim Gezi direnişimiz!” formaları ile sahaya çıkmalı, sahaların güvenliği de Beşiktaş Çarşı grubuna ve Doğu Perinçek yoldaşımızın TGB’lilerine verilmelidir. Ayrıca eylemlerde patlayıcı sıkıntısı çeken tüm gençlerimize devlet desteği sağlanmalı ve ihtiyaçları Ergenekon tarafından acilen ücretsiz temin edilmelidir. Taksim Gezi Parkı eylemerinde sonsuz desteğini gördüğümüz Divan Oteli “Demokrasi Müzesi” yapılmalı ve bu kurban bayramında herkes “KOÇ” kesmelidir!

.....................

Fatih Uğurlu, yine dalgasını geçiyor diyeceksiniz, hayır, hayır, bin defa hayır! Bu bilmem ne çocukları bizimle dalgasını geçiyor. Adam, gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçiyor. “Demokratikleşme paketinde” Taksim Gezi Parkı ile ilgili bir şey yok, KCK ile ilgili bir şey yok, onlar demokrasi mücadelesi verirken tutuklandılar” diyebiliyor. Neredeyse “Ben böyle paketin!?..” diye sövüp saymaya başlayacak. Öyle ya, pakette Taksim Gezicilerin istediği şeylere hiç değinilmemiş. Mesela 3. köprüden vazgeçilmemiş, nükleer santral ve 3. dev havalimanından cayıldığına dair tek satır yok, adam sahibine ne diyecek. Öyle olunca da paketi hazırlayanlara dönüp havlıyor!

Allah biliyor, bu arsızlık karşısında dilimin altındaki baklayı çıkarıyorum ve asla da sansür uygulamıyorum kendime, değise ya kanser, ya da ülser olacağım. Adam resmen 500 araç yakan binaları ateşe veren ihanet şebekeleri için İstiklâl Madalyası talep ediyor. Bunu söyleyen adam da sabah-akşam “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” diye bağırıyor. İnkılapların sahibi mezarından çıkıp gelse kahrından tekrar ölecek!

Yuh size!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Uğurlu Arşivi