Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Zekeriya Yıldız’ın romanı: Menemen

Zekeriya Yıldız’ın romanı: Menemen

1930 Yalancı Bahar, Sürgün Sultan (Nesil Yayınları), Lâle Devri (Timaş) romanlarının yazarı Zekeriya Yıldız’ın son çalışması Menemen, yine Nesil Yayınları’ndan çıktı…
Okurken fark ettim ki, Türkiye’de roman yeni yeni kendini bulmaya başlıyor. Eski acemiliklerinden, taklitçiliğinden (bizde roman pek çok şey gibi Batı’yı taklitle başladı) kurtulup yerlileşiyor. 
Romanı evrensel köklerinden koparmadan yerlileştirmek zor iştir. Bunu yapmaya çalışan biri olarak söylüyorum. 
Zekeriya Yıldız işte bunu başardı son romanı Menemen’le. 
Okurken, “Roman gibi roman” yazmanın hiç kolay bir iş olmadığını fark ediyorsunuz. Emek müthiş bir anlam kazanıyor. Satırların arasına sinen “sanat”,  size hayatı sunmaya başlayınca, girift olaylar gergefiyle sarmalandığınızı hissediyorsunuz. Satırlar yüreğinizde müthiş bir tat bırakıyor. 
Yeni yetme “dindar” (tabir yerindeyse tabii) romancıların hemen hepsinin düştüğü “öğretme” endişesiyle ideolojik kalıplaşma Zekeriya Yıldız’ın “Menemen”inde yok: Yazar, dinî ya da lâdinî kalıplarla şablonların dışına çıkabilmiş, o tarihte Menemen’de olup bitenlere tepeden bakabilmiş… 
Olayların içinde boğulan bir yazar yerine, olaylara analitik bakan ve ufuklu düşünen bir yazarla karşı karşıya olduğunuzu hemen anlıyorsunuz. 
Bu yaklaşım kitabın etkisini artırıyor.
Roman, hem malzemesi, hem de hedefi insan olan bir sanattır. Bu yapısıyla hemen her şeyle ilgilidir. Bu ilgi bağının doğru kurulması, roman öncesi araştırmanın doğru yapılmasına bağlıdır. Hem araştırmayı doğru yapacaksınız, hem de doğru sunacaksınız. Hiç kolay değil.  
Menemen’i okurken, geniş bir araştırmanın ürünü olduğunu görebiliyorsunuz. Elbette ki bu yetmez; ayrıca bilinçli bir analiz ve derin bir tasvir (betimleme) yeteneği de gerekir.
Bu romanda hepsi var: “Menemen Olayı” gibi hâlâ tartışılan bir tarihi konu, Zekeriya Yıldız’ın doğru yaklaşımı ve sanatın gücünü doğru kullanması sayesinde olduğundan daha da ilginç hale gelmiş. 
Malum: Menemen Olayı, “resmi tarih tezi” ile alternatiflerinin kıran kırana savaştığı bir “çatışma alanı”dır. Resmi hizmete mahsus” tarihçiler, delice bir terör denemesini abartıp “mürtecilerin cumhuriyeti yıkma girişimi” olarak bu olayı lânse ederken, “alternatif tarih” üretenler, esrarla kafaları dumanlanmış birkaç kişinin densizliği olarak sunmak istiyorlar.
Taraflar, tarihi bir olayın üstünden bir birleriyle kavga ederken, tarihin kendi gerçeği güme gidiyor: Toz-duman arasında kalıyor ve kavram kargaşasına kurban oluyor. 
Zekeriya Yıldız bu kavram kargaşasına düşmedi. Romandaki olaylar, karakterler, karakterlerin bir birleriyle ilişkileri çok net; olay-insan münasebeti doğru kurgulanmış. Karakterler iyi analiz edilmiş… 
Bu denli girift bir olayın, bu kadar akıcı ve akılcı bir anlatımla sunumuna “başarmak” diyorlar.
Hiç sözü eğip bükmeden söyleyebilirim ki, Zekeriya Yıldız, başarılı bir romancı.
Eb¬e¬diy¬e¬ti kendi çağıyla paylaştıktan sonra, çağlar ötesine taşıyan insana da  “sanatçı” dendiğine göre de, iyi bir “sanatçı”…
Biliyorsunuz, tarih ne bir savaş alanıdır, ne de bir savunma refleksi: Tarih bir “ilim”dir ve ancak doğru algılanıp dosdoğru yansıtıldığında milletlerin önünü açar.
Bu kitabı zevkle tavsiye ederken, söyleyebileceğim son cümle budur.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi