Ersoy Dede

Ersoy Dede

Kredi Kartı Düzenlemesi

Kredi Kartı Düzenlemesi

Bir kredi kartı düzenlemesi var gündemde takip ettiniz mi bilmiyorum. Bundan böyle çeşitli kalemlerdeki taksitler çeşitli taksit sınırlamalarında tutulacak.. Kimileri “liberal ekonominin olduğu böyle bir ülkede böylesi müdahaleci bir politika izlenir mi?” diye soruyorlar.. Onlara aldırmayın siz. Çok şükür ki devlet dediğimiz o devasa aygıtın regülasyon sahaları var da, tüketici ya da son kullanıcı sayılan biz garip-gurebanın hakkını dev şirketlere karşı savunuyorlar.. Ekonomi de, sağlık da, adalet de, güvenlik de, eğitim de devletin regülasyon alanı kapsamındadır.. Elbette teşebbüs hürriyeti kapsamında bankacılık sistemi konulan kurallar çerçevesinde çalışacaktır ama sorun gördüğü durumlarda devlet de müdahale hakkını saklı tutmaktadır.. Bu devlet olmanın da gereğidir.. Örneğin bir banka, serbest piyasa koşullar altında yüksek faiz dağıtıp düşük faizden fon topluyorsa, devlet oraya gider bakar.. Nasıl baktı İmar Bankası’na zamanında.. “dolarınıza, markınıza en yüksek faiz” diye para topluyordu.. Dolayısıyla “devlet ona karışmaz serbest piyasa, devlet buna karışmaz hür teşebbüs” değil.. Şüphesiz devlet, tamamı özel sektörde olan bankaların, kendilerine muhtaç ettiği vatandaşı sıkıp suyunu çıkarmasına seyirci kalamaz. Müdahaleci ekonomiye geçmeden, dolaylı yollardan bunu engellemenin çarelerine bakar. Bakacaktır da..

KİMİN SESİ YÜKSEK ÇIKIYOR?

Kredi kartı taksitleri ile ilgili düzenlemenin tartışılmaya başlandığı günden beri kimi çevrelerce yüksek perdeden tenkit edilmesini de bu kapsamda değerlendirin.
Kimin sesi yüksek çıkıyorsa, orada menfaatiniz var demektir. Ben bunu bilir, bunu söylerim.. Bakın kimi sesi çıkıyor 10 gündür?
1) Bankaların
2) Satıcıların.. Yani? Yani doğru yoldayız..

BANKALAR RAHATSIZ

Bankaların sesi yüksek çıkıyor çünkü bu düzenlemeler neticesinde karta bağlı yaşam, belli ölçüde kontrol altına alınırsa, tefeci mantığıyla çalışan bu bankalar, kendilerine çeki düzen vermek zorunda kalacak.. Elbette bugünkü ekonomik gerçeklikler perspektifinden baktığımız zaman bankasız bir sistemin mümkün olmadığını görüyoruz. Ama bankaların soyguncu gibi çalıştığı ve devletin de buna göz yumduğu bir sistemin artık can çekişmekte olduğu da ortada...

PERAKENDECİLER RAHATSIZ

Sesi yüksek çıkan diğer bir kesim ise bizi kartlarla kendilerine mahkum eden şirketler. Ne diyor teknoloji perakendecilerinden biri; “bu düzenleme tüketiciyi mağdur eder” diyor.. Aslında demek istiyor ki, “bu düzenleme neticesinde biz tüketiciyi mağdur edeceğiz”.. Ne yapacak talebin azaldığı ürünlerde talebi arttırıcı önlemler alacağına piyasa tekeli yaratmaya çalışıp mağduriyeti, öğrenilmiş çaresizliğe dönüştürmenin yollarını arayacak.. Demem o ki, 12 ay taksitle sattığı ürüne 1.000 tl etiket koyuyorsa, 9 ay taksitle satacağı ürüne 950 TL etiket koymayacak. Bekleyecek ve biz bu acımasız tabloya alışacağız..

ÜRÜN BİTİYOR TAKSİT BİTMİYOR

Kim bizi bu zincirli sisteme mahkum ediyor peki?.. 60 ay taksitle bize araba satan ama kendisi 36 ayda bir kasa yenileyen otomotiv ithalatçıları.. 36 ay taksitle bize cep telefonu satan ama kendisi 12 ayda bir teknoloji güncelleyen ve eldeki telefonları “eski” yapan cep telefonu ithalatçıları.. Şirketler ve bankalar yani.. Biz onlara çalışıyoruz… Şirketlerde çalışıyoruz, aldığımız paralarla şirketlerden alış-veriş yapıyoruz ve bunun için bankalara borçlanıyoruz.. “İki öküz alıp köye dönelim” demiyorum. Ama şehirde yaşam artık çok zor.. Bunu da görmemiz lazım.. Kalın sağlıcakla.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi