Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Hizmet mi, slogan mı?

Hizmet mi, slogan mı?

İslam dünyası kendini bir türlü özgürleştiremedi: Çünkü İslam dünyasının çok büyük bir bölümü, hayattaki bütün değişimleri anında kavrayacak kadar “akıllı” zannedilen beceriksiz, ama despot “kurnaz”lar tarafından yönetiliyor.

Tabiatıyla Müslümanlar öne çıkamıyor; çaplı keşifler, buluşlar, icatlar yapamıyoruz…

Hatta kendimize bile sahip olamıyoruz. (Afganistan’ın, Irak’ın, hattâ tüm Ortadoğu’nun hal-i pür melâlı ortada)

Sözün tam mânâsıyla çağın gerisinde kaldık!

Çağı yakalayabilmek için, öncelikle beyinlerin özgürleşmesi lazım! İslam dünyasında beyinler tam anlamıyla özgür değil; hattâ yürekler bile, tepeden inmiş bir zümrenin hükmü altına girip tükenmiş...

O kadar ki, kimi sevip kimi sevmeyeceğimizden tutunuz, nasıl bir kıyafetle dolaşacağımıza kadar, bireysel ve toplumsal yaşantımızın her karesini tepedekiler belirliyor.

Böyle bir ortamda kişisel yeteneklerin gelişmesi imkânsızdır…

İnsan düşünme gereği bile duymaz...

Nasılsa onun yerine düşünenler var!

Zaten farklı düşünceler yasaklanmıştır. Farklı ve bağımsız düşünceler üretmesi yasaklanan insan okumaz. Okumayan bilgiye ulaşamaz. Bilgiye ulaşamayanı bilgiye ulaşanlar bombalar, işgal eder, perişan eder!

Ayrıca da, bilgiye ulaşamayan toplumlar gücü “eksen” alır. O zaman da hayatın belirleyici öğesi “hak-hukuk” değil, kuvvet olur…

Aklın yerini kurnazlık, fikrin yerini ideoloji, düşüncenin yerini slogan alır.

Türkiye de bunları soluk soluğa yaşadı. Yıllar yılı parlak sloganlar eşliğinde uyutulduk.

Menderes, Demirel (kısmen), Özal ve Erdoğan dönemi dışında kalan tüm zamanlarda bol bol slogan cehenneminde tükendi:

“Cumhuriyetçiyiz”…

“Milliyetçiyiz”…

“Halkçıyız”…

“Laikiz”…

“Devletçiyiz”…

“İnkılâpçıyız” diye diye tepemize vurdular!

“Demir ağlarla ördük!..”

“Varlığım Türk varlığına armağan!..”

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”

“Bunları bırakın, millete ne verdiklerini sorgulayın” diyor, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan…

Buyurun: Cumhuriyet döneminin bütün yatırımlarının altında “sağcı”, “dinci”, “hilafetçi”, “takunyalı” diye aşağıladıkları başbakanların imzası var.

“Göreve geldiğimizde Türkiye’de 26 Havaalanı vardı. Şimdi ise 56 tane Havaalanı var…” diyor, Erdoğan…

“Göreve geldiğimizde 230 milyar dolar milli geliri olan bir Türkiye vardı. Şimdi ise 782 milyar dolar milli geliri olan bir Türkiye var… Bir ülkenin borcu milli gelirine oranla ölçülür…

“Bize IMF’ye 23.5 milyar dolar borçla ülkeyi devrettiler. Borcu biz ödedik. Şimdi ise IMF’ye borç veriyoruz.

“Göreve geldiğimizde bankaların hepsi batmış durumdaydı. Bunların hepsini biz düzelttik…

“Göreve geldiğimizde vergi gelirleri, faiz giderlerimizi karşılayamaz düzeydeydi…

Biz (paradan) altı sıfırı atacağız dedik. Bize yapamazsınız, enflasyon patlar dediler, ne oldu?..

“Hedefimiz enflasyon denen bu canavardan bu ülkeyi kurtarmak. Bunu da bizim iktidarımız yapıyor.

“Bugün daha güçlüyüz, daha da güçlü olacağız!”

Bunlar gerçek: Türkiye özgürleştiği ölçüde büyüdü, değişti, yenilendi.

Hizmet üretemeyenler, slogan üretmeye ve slogan cehenneminde çırpınmaya mahkumdur!

İdeoloji karın doyurmuyor. Hizmetle yarışamıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi