Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Büyük insanların gayeleri, küçük insanların hevesleri vardır

Büyük insanların gayeleri, küçük insanların hevesleri vardır

Türkiye, “gayeleri” olan insanlarla “hevesleri” olan insanların kıskacında yoğrulan bir ülke maalesef. Milletimiz bu kıskaç arasında yoruldu, daha yorulacağa benziyor.
Burada halkımıza kocaman bir “Maşallah” demek gerekiyor ve hatta her insanımıza birer nazar boncuğu takmamız lazım diye düşünüyorum.
Bu mengene veya kıskaç hareketi; dün değil, önceki gün değil, ay değil, yıl değil, yıllardır sürüyor ve halkımız, her türlü kıskaç hareketi karşısında yenilse de yeri ve zamanı geldiğinde ayağa kalkmasını biliyor.
Ortada bir iktidar var, seçmen sayısının yüzde kırk yedi gibi büyük bir olurunu alarak iş başına gelmiş. İktidar halka gayelerinin olduğunu anlatmış, ülkeyi yönetmek isteyenlerin gayeleri ile milletin gayeleri bütünlük sağlayınca halk kararını vermiş ve iktidara getirmiş.
Bu gerçeği kim inkar edebilir. Elbette gayeden yoksun, heveslerinin kul ve kölesi olmuş olanlar inkar edebilir. Küçük rakamı büyük rakamdan daha büyük sayan zeka özürlüler yok sayabilir ve heveslerinin uğruna ülkeyi kaosa sürüklemekten çekinmezler.
“Eğri oturup doğru konuşalım” sözünü pek sevmem. Eğri oturanlar doğru konuşamazlar. Eğriden doğru söz çıkmaz. Bu sebeple, eğri oturmadan doğru oturalım ve doğru soralım. “Türkiye böyle güçlü iktidarları kaç defa yakalamıştır?”
Cevap verelim: üç buçuk defa. Birincisi, İnönü’nün zulmünden 10 yılda zar zor kurtulan halk, Menderes’i iktidara getirerek yakalamıştır. Menderes gayelerini gerçekleştirirken, CHP zihniyetliler, heveslerini dayatmaya çalışmışlar ve yine hevesleri uğruna darbe yaparak, yaptırarak, milletin geleceğini karartmışlardır.
İkincisi, özal’ın ilk dönemi. Menderes iktidarından sonra karanlığa sürüklenen ülke, özal’ın sayesinde yeniden aydınlanmış ve Türkiye, belki elli yılda atlayacağı basamakları birkaç yılda atlayarak gelişme göstermiş, büyümüş ve halk refaha, huzura kavuşmuştur.
özal’dan sonra emaneti alanlar, özal’ın gayelerini gerçekleştirmek yerine, kendi heveslerini gerçekleştirmeye çalışmışlar ve yine Türkiye karanlık bir döneme sürüklenmiştir. Alavere dalavere, Ali’nin külahı Veli’ye, Veli’nin külahı, Ali’ye giydirilerek, sonuçta küçük hevesliler galip gelmiş ve Türkiye kaybetmiş, halk kaybetmiştir.
Ne zamana kadar? Taa Refah Partisi-Doğru Yol iktidarına kadar. özal’ın birinci dönem ve ikinci döneminin yarısından sonra Türkiye’nin kayıp yılı başlamış, 1995 seçimlerine kadar sürmüştür. Bu seçimlerden sonra RP-Doğru Yol ittifakıyla Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında hükümet kurulmuş ve bir yıllık süre içerisinde Türkiye, yine tarihinde olmadığı kadar büyük atılımlar yapmıştır.
Gayesi Türkiye’yi büyütmek ve halkına refah sunmak isteyenlerden ürken, “küçük hevesli insanlar”, heveslerinin emirlerini yerine getirebilmek için ne yapmışlardır. ülkeyi karanlığa boğup, halkı canından bezdirmiş ve tarihe 28 Şubatçılar olarak geçmişlerdir.
Türkiye siyasi tarihi boyunca olduğu gibi yine CHP tandanslı, heveslerine tapan insanlar yüzünden küçültülmeye ve kabuğuna çekilmeye zorlanmıştır. 28 Şubat iktidarlarından sonra gün yüzü görmeyen millet, öyle bir diz üstü düşmüştür ki, yerinden doğrulması yıllar almıştır.
Görevi kamuoyunu aydınlatmak olan medyanın her türlüsü ve özellikle 28 Şubat’tan beslenen guruplar, halkın çöküşünü zevkle izlerken, kendi yükselişlerini hızlandırmışlar ve milletin hakkını gasp ederek, mal varlıklarını çoğaltabildikleri kadar çoğaltmışlardır.
O gün milletten ve gayesi olanlardan yana tavır almayan ve “küçük hevesli” insanlara hizmet eden medya patronları ve yazarlarının maharetleri, bir bir ortaya çıkmaktadır. Daha çıkacağı aşikardır. Yeter ki, 28 Şubat, Ergenekon ve diğer terör örgütlerinin birbirleriyle bağlantıları ortaya çıksın, kimin kimden faydalandığı ve asıl çetelerin içeride değil, dışarıda dolaştıkları anlaşılabilsin.
Bizim milletimiz kadirşinas bir millettir. “Gayeleri” ile “hevesleri” olanları iyi bilir. Yeter ki oyuna getirilmesin, yeter ki CHP zihniyetlilerin baskı ve zulümleri olmasın. Bugüne kadar olduğu gibi, zamanı geldiğinde onları da bertaraf etmesini bilir.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi