Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Türkiye’ye ihanetin son fotoğrafı... Petrol parası Amerika’ya!

Türkiye’ye ihanetin son fotoğrafı... Petrol parası Amerika’ya!

“Yazılacak” o kadar konu var ki, “hangisinden” başlayayım diye tereddüt ederken, dün gelen bir “mail” üzerine, “kaldığım yerden” başlamayı uygun buldum...

Malûm, dün “Kirli operasyona Jandarma’nın da dahil edilmek istendiğinden” ve hatta “Jandarma Komutanı’nın tehdit edildiğinden” söz etmiştim.

Bir okuyucum; “Bunu ispat et, yoksa Ahiret’te hesabını sorarım” şeklinde bir “mail” atmış...

Önce, buna cevap vereyim:

Benim, Ayna’da gündeme getirdiğim o iddia; “Derin Savcı, orduyu göreve çağırmış... Jandarma’ya da talimat vermiş” başlıkları ile “dünkü gazetelerde” de yer aldı.

Ayrıntısı da, özetle şöyleydi:

“Seçim ayarlı operasyonun 2. dalgasına hazırlanan Savcı Muammer Akkaş’ın, polisin talimatını yerine getirmemesi üzerine, gözaltılar için Jandarma’ya yazı yazdığı ortaya çıktı.”

Jandarma Genel Komutanlığı, her ne kadar “Bize böyle bir yazı gelmedi” dese de, böyle bir yazı gitti Jandarma Bölge Komutanlığı’na!..

Savcı Muammer Akkaş’ın bütün “yazışma”larını, bütün “militarist bildiri”lerini çarşaf çarşaf yayınlayan “Yardaş Medya”mız, hadi bu “yazı”yı da yayınlasın!..

Ama yayınlayamazlar!..

Çünkü, işlerine gelmez!..

Her neyse...

Benim yazıma konu olan mevzu, “Jandarma’ya yazılan yazı”dan önceki safha... 

“Savcı’nın, Jandarma’ya böyle bir yazı yazacağını” bilen bazı “Abi”ler, Jandarma Bölge Komutanı”“ziyaret”(!) edip, “ikna” etmeye çalışmışlar...

Gerisini zaten biliyorsunuz...

Haa, Komutan; “Bana bir talep gelmedi” diyebilir... “Böyle bir görüşme olmadığını, kendisine böyle bir tehdit yapılmadığını” da söyleyebilir.

“Mecburdur” söyleyebilir...

Ama herkes bilir ki;

“Resmî görüş”ler başkadır, 

“Şahsi görüş”ler başka!..

Ama, ben, durduğum yerdeyim...

DAHASI DA VAR!

Haa, “daha ilerisini” de söyleyeyim... 

Gerek Komutan’dan yüz bulamayan, gerek “Başsavcı Turan Çolakkadı’nın engeli”ne takılan “Abi”lerin, “Jandarma” olmayınca; “orman muhafaza memurları”nı devreye sokmak için de “nabız” yokladıkları iddiası geldi kulağıma!..

Bana öyle geliyor ki;

“Abi”ler, şu günlerde, Ankara’da bir “Çömez” tarafından verilen “taktik”leri uyguluyor... O “Çömez”, bir süre önce; “Polis olmazsa jandarma, o da olmazsa orman memurlarına, o da olmazsa zabıta memurlarına yaptırılır bu operasyon” demişti!..

Anlaşılan, “Derin Savcı”mız da “çömezin taktikleri”ni uyguluyor, “Cemaatin Önde Giden Abileri” de!..

Uzun lâfın kısası;

Dün yazdığım olay, “kesinlikle doğru”dur... “Resmî görüş”ler aksi yönde olsa da “doğru”dur!..

Okurum, bundan emin olsun...

Zira;

“Karakaya yazıyorsa doğrudur.”

Şunu da bilsin okurum;

Hasan Karakaya, “Yazdıklarının hesabının Ahiret’te sorulacağının şuuru” ile yazar yazılarını!..

GEZİ... DERSHANE... OPERASYON!

Bu mevzuyu açıklığa kavuşturduğumuza göre, gelelim; olayın “Türkiye’ye ihanet” boyutuna...

Hep söyledim, yine söyleyeyim;

“Gezi, Gezi değildi,

Dershane de, dershane değil.”

Şimdi de diyorum ki;

“17 Aralık Operasyonu” da,

“Yolsuzluk ve rüşvete karşı” değildi!..

Gezi’de “Ağaç” diyenler, dershanede “öğrenci” diyenler ve şimdi de “Yolsuzluk ve rüşvet” diyenler, bilesiniz ki “yalan” söylüyorlar!..

Gezi de, dershane de, 17 Aralık Operasyonu da bir “kalkışma”dır, bir “darbe girişimi”dir, “Türkiye’ye diz çöktürme” plânıdır!..

Hiç kimse laga-luga yapmasın;

Her “3 girişim”in perde arkasında da; İsrail vardır, ABD vardır, Almanya ve İngiltere vardır... “Cemaatçi Abi’ler” de maalesef bu “sinsi plân”da rol almış, “taşeronluk” yapmış; “maşa” olarak, “piyon” olarak “kullanılmışlar”dır!..

KINA YAKSINLAR!

“17 Aralık Operasyonu”nun düğmesine basıldığı gün dedik ki;

“Hedefte Halk Bankası vardır... İran’dan ithal edilen petrol ve doğalgaz işlemlerini Halk Bankası yürütmekte, bundan da ABD ve Yahudi lobisi büyük rahatsızlık duymakta, Halk Bankası’na yaptırım istemektedir.”

Bunları dedik mi?..

Dedik...

Ve hatta ekledik;

“Bu operasyonla Halk Bankası’nı hedef alanlar Türkiye’ye ihanet etmektedir.”

Buyrun, işte o “ihanet”in belgesi!..

Biliyorsunuz; “Kuzey Irak petrolünün, dünyaya Türkiye üzerinden pazarlanması” söz konusuydu... Petrol “Türkiye üzerinden” sevkedilecek, “petrol paraları” da Halk Bankası’na yatırılacaktı!..

Kuzey Irak Başbakanı Neçirvan Barzani, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelmiş, yapılan görüşmeler sonucu bir “mutabakat”a varılmış ve denilmişti ki;

“Kuzey Irak’ın dünyaya satacağı petrolün parası Halk Bankası’na yatırılacaktır.”

Türkiye halkı olarak bizler de sevinmiştik... Çok sevinmiştik...

Öyle ya;

“Petrol gelirlerinin Halk Bankası’na yatırılması demek, Türkiye’nin yılda 10-13 milyar dolar, 10 yılda da 150 milyar dolar kazanması demekti.”

4 gün önce, IKYB Başbakanı Neçirvan Barzani ile Irak Başbakanı Nuri el-Maliki’nin Bağdat’ta yaptığı görüşmeden de, “Halk Bankası” kararının çıkacağından o kadar emindik ki, Erbil’den gelen haberle sarsıldık...

Benim tepkim şu oldu:

“Operasyoncular kına yaksın!”

Çünkü efendim;

Neçirvan Barzani’nin direnmesine rağmen, Nuri el-Maliki, herhalde “Türkiye’de kritik günler” yaşandığını da düşünerek, demiş ki;

“Petrol paralarını Türkiye’deki Halk Bankası’na değil de, ABD’nin New York şehrindeki JP Morgan Bankası’na yatıralım!”

Anlaşma da, bu yönde olmuş!..

Sizin anlayacağınız;

Bu anlaşma, Türkiye’nin yılda 13 milyar dolar, 10 yılda 150 milyar dolar kaybetmesine yol açtı.

Şimdi, siz de demez misiniz;

“Operasyoncular kına yaksın!”

Şu hâle bakın;

“Büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” sloganıyla başlattıkları operasyonda, taş çatlasın “5 milyon dolar” para buldular... Onlar da, “bağış” paraları... Ama Türkiye, bu operasyon yüzünden, “13 milyar dolar” kaybetti!..

Söyleyin Allah aşkına;

Bu, “Türkiye’ye ihanet” değil midir?..

“Cemaatçi savcılar”ın yaptığı da ihanettir, “Cemaatçi polisler”in, “Cemaatçi medya”nın ve onların kuyruğuna takılan “muhalefet partileri” ve “Aydın Doğan medyası”nın yaptığı da “ihanet derecesinde gaflet”tir!..

Şu hâle bakın;

Türkiye’nin can damarları kesiliyor, onlar “güç ve iktidar” derdinde!..

Paralar, artık ABD Bankası’na yatacak...

Kına yaksınlar!..

Düşünmüyor değilim;

“Malı götürme” plânını çok önceden yapan ABD, “operasyon gürültüsü”nü bile bile mi çıkardı...  Gürültüyü çıkardı ve sonunda malı götürdü!..

Operasyoncular, 

“Enayilik”lerine doymasın!..

1 MİLYAR DOLAR İÇİN!

Haa, “13 milyar dolar” para, ABD için “önemli” olmayabilir... Ama, Türkiye için “çok büyük para”dır!..

Unutmayalım ki;

Bu ülke, Bülent Ecevit’li, Devlet Bahçeli’li, Mesut Yılmaz’lı “28 Şubat Süreci”nde, sırf “IMF’den 1 milyar dolar kredi alabilmek” için Amerika’dan Kemal Derwish’i getirmiş, onun talimatları ile “15 günde 15 yasa” çıkarıp, “fındık, buğday ve şeker pancarı üretimi”ne büyük darbe vurmuştu!..

O günlerde “1 milyar dolar” için “tarımdan vazgeçen” Türkiye, bugün “yılda 13 milyar dolar”dan oldu, iyi mi?..

“Hükümet’e yönelik kirli operasyon” yüzünden, “Borsa’nın düşmesi, dövizin fırlaması” ile kaybettiğimiz “100 milyar lira civarında para” da cabası!..

Bu operasyonda, kim “taşeron” olduysa, kim “piyon” rolü üstlendiyse, ervahına yazıklar olsun... Ama, bu “gaflet”lerinin, bu “ihanet”lerinin, “burunlarından fitil fitil getirileceğini” de bilmelidirler.

Bugünlük, diyeceklerim bu kadar!

***********************************************************************

Gezi: Bunlar olmasın... Savcı: Bunlar gözaltına alınsın!

Önceki akşam; Şeref Malkoç, Dr. Cemil Ertem ve Av. Müşir Deliduman’la birlikte A Haber’de, Mehmet Ali Önel’in “Deşifre” programındaydık... Mehmet Ali Önel, bir ara; “Operasyon, Gezi ile paralellik arzediyor” deyince, dedim ki; “Yapılanma paralel olunca, bağlantı da paralel olur!”

Hele söyleyin, neydi “Gezi zekâlı”ların Arınç’tan talepleri:

• “Üçüncü Köprü olmasın!”

• “Üçüncü havaalanı olmasın!”

• “HES’ler olmasın!”

• “Kanal İstanbul olmasın!”

Buyrun, bir de Savcı Muammer Akkaş’ın “gözaltına alınsınlar” diye talimat verdiği isimlere bir bakalım;

• “Üçüncü Köprü müteahhidi gözaltına alınsın!..”

• “Üçüncü havaalanı müteahhidi gözaltına alınsın!”

• “HES müteahhidi gözaltına alınsın!”

• “Kanal İstanbul müteahhidi gözaltına alınsın!”

Aaa, ne kadar da tanıdık talepler!..

Yalnız merak ediyorum; bu “liste”nin içinde, niye “Cemaat”ten kimse yok?.. 

Bu ne tesadüf!!!.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi