Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sayın Ahmet Kaya’nın çağrısı!..

Sayın Ahmet Kaya’nın çağrısı!..

“İDDİAYA GÖRE” Fethullah Gülen “OLDUĞU İDDİA EDİLEN” zat... Dubai’den, Pardon Uganda’dan... Hem de Ananas..
Amerika’nın Pensilvanya taraflarında “ikamet eyleyen” Fethullah Gülen’e AİT “OLDUĞU İDDİA EDİLEN”… Fethullah Gülen “OLDUĞU İDDİA EDİLEN.”

Falan filan!..

Biz bu “stili” kimlerden öğrendik?..

 “Filanca Emekli (ya da muvazzaf)’a AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN!..”

Bu stili gayet sık, gayet verimli bir şekilde kullanan “malûm grubun” yayın organları şimdilerde bangır bangır “Dinlemek Ahlâksızlıktır!” diyor.

Ya, hey, siz, “dost”lar, biz bizeyiz!..

Neyin ne olduğunu gayet iyi biliriz!..

¥

Neyyys..e!..

Böyle gündemin karışıklığı içinde unuttuğumuz bir kesim var, ben o adamları çok severim.

Esnaf abi, gerçek iş adamları, parayı üç kağıda, ranta yatırmak varken makineye yatıran, üreten, istihdam sağlayan bu insanlara büyük saygım var.

Bundan dolayı da mümkün mertebe seslerine kulak vermeye çalışıyorum.

Sağolsunlar; tam 30 vatandaşımıza doğrudan iş sağlayan Sincan 1. Organize Sanayi Bölgesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ahmet Kaya, düşüncelerini bizim için kaleme aldılar. Özetleyerek dikkatlerinize arz edelim:

“Tablo açık: IMF’nin kapısında kredi alabilmek için bekleyen Türkiye’den, IMF’ye borç verebilen bir Türkiye durumuna gelindi. Faiz oranları çift haneli rakamlardan tek haneli oranlara düşürüldü. Faizlerin düşmesinden dolayı ülkemiz her yıl 50 Milyar Dolardan fazla tasarruf sağladı ve bu rakam yatırıma kazandırıldı. Türkiye’nin 2023 yılı hedefi 500 Milyar Dolar ihracat, kişi başı 25.000 Dolar gelir ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinin içerisine girmek olarak tespit edildi. 10 yıl önce Türkiye’nin tüm gelirleri dış borcunu karşılayamazken, bugün toplam borcumuz gelirimizin % 35’i rakamına düşürüldü. İş adamları olarak dünyanın ihracat yapılmayan ülkesi kalınmayacak şekilde faaliyette bulunuldu, 10 yılda 30 Milyar Dolar ihracattan bugün 150 Milyar Dolar ihracat yapar hale gelindi. Türkiye, diğer ülkelerin kıskandığı, örnek alındığı bir ülke haline geldi. İş adamlarımız Türk Pasaportunu övünerek taşır hale geldi. (…)

Sonuçta…

Ülkemizin bu duruma gelmesini ve hedeflerini çekemeyen dış güçler ülkemizin istikrarını sabote etmek için ellerinden gelen her türlü fitne ve düşmanlığı (yine) sergiledi, sergiliyor anlaşılan sergileyecek.

Son olarak 2013 Haziran’da ortaya çıkan provokatif Gezi Parkı olayları ile başlayan bu süreç, 17 Aralık’taki ölçüsüz operasyon ile devam etti. Hedef, Türkiye Ekonomisini çökerterek ülkemizin kalkınmasının önünü kesmektir. (..) 17 Aralık 2013 tarihinde başlayan operasyon, ülkemizin 2013 yılının son günlerinin oldukça hareketli yaşanmasına sebep oldu. Operasyonun Türkiye ekonomisine bedelinin 120 milyar TL’yi geçtiğine dair hesaplar yapılıyor. (..) Bir kamu bankası olan Halk Bankasının borsadaki değer kaybının 1 milyar 600 milyon TL olduğu ifade edilmektedir. (..) Operasyonu yapan (görevliler) hukuki mevzuata rağmen BBDK ve MASAK yokmuş gibi davranarak, tüm iş dünyasının her zaman yanında olan, yurt dışındaki bankacılık işlemleri ile her zaman ihracatçının destekçisi olan milli bankamız Halk Bankası’na, ülkemize zarar vermişlerdir.

Hukuksuzluğun savunulması gayet tabi olarak mümkün değildir, yolsuzluk korunamaz, rüşvet kabul edilemez, hukuk devletinde bunların cezası er geç verilir. Fakat “ölçüsüz operasyonlar” ile ülkemizin ve milletin kazanımlarının yok olmasına sebebiyet verilmemeli, bu operasyon ile varsa bile hırsızlığın ve yolsuzluğun günahı millete ödettirilmemelidir. 

Zanlı olan Banka Genel Müdürünün şahsı ile ilgili yapılması gereken operasyon yerine, Halk Bankası Genel Müdürlüğü’ne operasyon yapmak “züccaciye dükkanına fil sokmak” gibi ölçüsüzce olmuştur.. 

(..) Sonuçta ekonomimiz zarar görmüştür. Sanayici ve işadamlarımız bir kriz ile karşı karşıya bırakılmıştır. Bu yapılanları akılla mantıkla izah etmek mümkün değildir. Son yıllardaki kazanımlarımız boşa harcanmıştır. Ortada bir kamu zararı söz konusudur. Bu kamu zararı tüm milletimizin zararı olup kasıtla veya ihmalleri ile bu zarara yol açanlardan mutlaka hesap sorulmalıdır. Burada hedefin Türkiye’nin ekonomik olarak çökertilmesi olduğunu herkes görmeli, hiçbir kişi ve kuruluş kendini kullandırmamalıdır. 

Bugünler elbet aşılacaktır. Birlik ve beraberlik içerisinde milletçe güzel günlere doğru yürüyeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi