Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

"Tehlike" Geçti Mi?

"Tehlike" Geçti Mi?

Dershane tartışmaları,

Kirli 17 Aralık operasyonu,

İkinci, üçüncü dalga operasyon girişimleri,

HSYK’nın bu süreçte “operasyoncular”ın safına geçerek, yol açmaya çalışması,

MİT tırlarının gayri milli odaklara gammazlanması,

Gülen’in hayli garip içerikli telefon görüşmesinin internete düşmesi…

Son 1.5 aydır yaşanan tartışmaların ana başlıkları böyle.

Gelinen noktada;

AK Parti iktidarı ve lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan bu başlıkların öyle bir iki savcı, bir iki polis, bir iki gazeteci tarafından atılmış başlıklar olamayacağı açığa çıkmış durumda.

Onları çok çok aşan bir “yapıyı” ortaya koyuyor, tüm yaşananlar.

Ve bu yapı, şuana kadar sergilediği “performansla(!)”, daha neler neler yapabileceğini göstermiş bulunuyor.

Sayın Başbakan haliyle tepkili.

Hemen her ortamda meseleyi dile getiriyor; muhataplarına, halka “paralel yapı”yı anlatıyor.

İşte son üç günü:

-Cuma günü Ankara’da partisinin ilçe belediye başkan adaylarının tanıtım törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmada ağırlıklı olarak “paralel yapı”yı anlattı, tepkisini dile getirdi.

Başbakan’ın, HSYK düzenlemesi üzerinden tartışmaya dahil olarak, Cemaat’e göz kırpan zenginler kulübü TÜSİAD’a tepkisi de sert oldu.

“Hadi ordan” dediği kulübü, ülkeye ihanet etmekle eleştirdi.

Ve şu çok önemli soruyu sordu:

“Ey TÜSİAD ananas meselesinden neden rahatsız değilsin?”

-Cumartesi günü Diyanet’in düzenlediği "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" törenine katılan Başbakan Erdoğan, burada da Cemaat ve lideri Gülen’e ince göndermelerde bulundu.

“İlmi şantaj için, şebekeleşme için bir vasıta olarak görenleri bu medeniyet hiç kabul etmemiştir, göreceksiniz yine kabul etmeyecektir” dedi.

-Başbakan’ın, Pazar günü de yine İstanbul’da gerçekleştirilen partisi ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısında da gündeminde Cemaat vardı.

Çok net bir dille “Oğlum Bilal'e, damadıma yakıştırılmak istenen yafta, iftiradır” diyen Erdoğan, "En büyük hırsızlık, en büyük yolsuzluk, milli irade hırsızlığı, milli irade yolsuzluğudur" yorumunu yaparak, 17 Aralık’la yapılmak istenenin bu olduğunu kaydetti.

Ve meydan okudu: “Elinizde ne varsa açıklayın açıklamıyorsanız namertsiniz. Abdestimden de namazımdan da şüphem yok.”

Son 3 günde 3 ana konuşma.

Hepsinin de gündeminde “paralel yapı” vardı.

Birileri şöyle diyor:

“Devlette binlerce polis ve savcının görev yeri değiştirildi, tehlike geçti. Başbakan neden hâlâ bu şekilde konuşmaya devam ediyor? Başbakan kavgayı sürdürmek mi istiyor?”

Gerçekten böyle mi acaba?

“Tehlike” geçti mi?

Halen kavgayı sürdürmek isteyen kim?

Bana göre,

Kavgayı sürdürmek isteyen Erdoğan değil.

Erdoğan halen savunmada.

Üzerine gelmeyi sürdüren yapıyı püskürtmeye çalışıyor.

Şuana kadar sadece dişini gösteren yapı,

Şimdilerde silah patlatmadan Erdoğan’ı teslim almak istiyor.

Başbakan da sert konuşmaları ile, paralel yapıya olan tepkiyi diri tutmaya çalışıyor.

Çünkü çok daha başka ve çok daha büyük operasyonlarla karşılaşabileceğini çok iyi görüyor.

Hatta, elinde bazı bilgiler var, kamuoyuyla paylaşılmamış; yakın çevresinden de çok az kişinin bildiği.

Son günlerde sık sık “şantaj yapıyorlar” demesi de bununla alakalı.

Öylesine söylenen laflar değil bu, altı dolu.

Seçimlere sayılı günler kala bu “şantaj” malzemeleri de ortalığa dökülecektir düşüncesindeyim.

İnşallah kazanan Hak olur, adalet olur, millet olur.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi