Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Tepeden bakmak

Tepeden bakmak

Yönetici yönetilene…

Makam-mevki sahibi, halka…

Kalabalık grup azınlık gruba…

Zengin fakire…

Asker sivile…

Liseli imam-hatipliye…

İyi giyimli kötü giyimliye…

Erkek kadına…

Tepeden bakıyor!

Davranışlarımızı “uhrevî” kıstaslarla değil, “dünyevî” ölçülerle belirliyoruz.

Bu durumda ister istemez “marka”, “takva”dan önce geliyor!

Bu tepeden bakışın sebeplerini çok düşündüm…

Fark ettim ki, bu bakış açısı yetişme tarzımızdan kaynaklanıyor.

“Yetişme tarzı” deyince, gel de Başöğretmenim Hikmet Bey’i hatırlama?

Önce “biz” ve “onlar” diye ayırır, sonra “onlar”ı aşağılamaya başlardı…

Tarlada çalışmak zorunda oldukları için okula gelemeyen çocuklardı, “onlar”…

Dini bütün insanlardı, “onlar”…

Onun tabiriyle, “hacılar-hocalar”dı “onlar”…

“Onlar” başka biz başkaydık.

Biz “onlar”dan çok farklıydık.

Aramızda dağlar vardı…

Bir kere biz “okumuş”tuk, onlar cahildi…

Biz çok şey bilirdik, onlar bir şey bilmezlerdi…

Biz vatanı kurtaracaktık, onlar kendilerini bile kurtarmaktan âcizdiler…

Biz iyiydik, onlar kötü…

Biz doğruyduk, onlar yanlış…

Biz çalışkandık, onlar tembel!

İster istemez daha ilkokul çağında hepimize bir “üstünlük taslama” belâsı musallat olmuştu…

O kadar ki, neredeyse anne-babalarımızı bile hor görmeye başlamıştık!

Darbeden darbeye sekerken, bir şey fark ettim: İhtilâlciler bu kez benim gibileri küçük görüyorlardı…

Onlar asıl, biz teferruattık!..

Onlar bilge, biz kara cahildik!..

Onlar çalışkan, biz tembeldik!

Kısacası onlar “her şey”di, biz “hiçbir şey”dik!

Dolayısıyla neye inanacağımızı, nasıl yaşayacağımızı, ne giyeceğimizi, hangi partiyi seçeceğimizi, hatta kimi sevip kimlerden nefret edeceğimizi bize onlar söyleyecekti…

Biz sadece söylenenleri yapacak, ot gibi (affedersiniz) yaşayacaktık!

Geçenlerde televizyon ekranına gelen anlı-şanlı büyüğümüz, “İktidar tüm devlet kurumlarına el koyuyor, her yere kendi yandaşlarını yerleştirmeye çalışıyor, anayasayı değiştirip yargıçları bile hizaya getirmeye çalışıyor” diyerek, toplumun büyük bir kesimini farkında olarak ya da olmayarak “öteki”leştirince, ister istemez aklım yine çocukluğuma gitti…

İnsanları kategorize edip aşağılamanın düşmanlıkları nasıl beslediğine bir kez daha şahit oldum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi